Destiny 2 gayet benzersiz bir video oyunu ve kendisi zamanında çok kritik hatalar yapmış olsa bile türünün en iyilerinden bir tanesi. Hatta, bana soracak olursanız, direkt olarak en iyisi. Bu yüzden de o deneyimi kopyalamaya çalışan çok oyun görüyoruz. Bunlardan bir tanesi de Nexon cephesinden gelen ve oynaması ücretsiz bir yapıya sahip olan The First Descendant. Normalde ücretsiz oyunları incelemiyorum ama bu oyunun beta süreçlerine çok katıldım ve final sürümünü de oynadıktan sonra kendisinden biraz bahsetmek istedim. İşler pek de iyi değil çünkü.
Normalde video oyunlarına “kopya” etiketini yapıştırmayı pek sevmiyorum ama The First Descendant, birçok elementinde açık bir şekilde bazı yapıtları kopyalıyor. Oyunun temel yapısını filan geçtim, detaylara inip, örnek vermek gerekirse, Destiny 2 oyunundaki silahların avantajlarını gösteren ikonlar bile inanılmaz ufak değişiklikler yapılarak bu oyunda kullanılmış. Açıkçası ben bu tip kopya elementleri yoğun ve bariz olmadığı sürece kabul edebiliyorum. Bu oyunu benim için çöp kutusuna taşıtan şey, çıkış dönemindeki problemleri oldu.
The First Descendant, berbat bir şekilde çıkışını gerçekleştirdi. Mesela, oyunun açılış bölgesindeki performans tek kelimeyle çöp. PlayStation 5 üzerinde bu oyun 10 FPS civarında filan anca çalışıyordu Kingston bölgesinde. Optimizasyon sıkıntısı olduğu çok açık; performans problemi diğer bölgelerde bulunmuyor. Ayrıca oyunun beta ödülleri, PlayStation Plus paketi ve benzeri şeyler de verilmedi. Bunların yerine sağlanan telafi ödülleri bile hatalıydı; oyundan çıkıp, tekrar girdiğiniz zaman yok oluyorlardı. Bayağı şaka gibi bir çıkış oldu.
The First Descendant oyununun içerikleri de hatalıydı. Mesela, bazı görevlerde ilerlemek için bazı yapılarla etkileşime geçmeniz gerekiyor ama oyun bir anda o etkileşimleri aktifleştirmiyordu. Bu yüzden de görevlerde ilerleyemiyordunuz. Bu hatanın düzelmesi için görevi yeniden başlatmak eğer yeterli olsaydı çok sıkıntı yapmazdım ama görevi değil, oyunu yeniden başlatmanız gerekiyor ki o zaman bile görevin tekrar hatalı olma ihtimali var. Bunun gibi oyunda çok fazla hata vardı ve kendisini PlayStation 5 üzerinde gerçekten sabırla oynadım.
The First Descendant oyununun kendisi, üçüncü şahıs bakış açısından oynanan ve ganimet elde etmeye odaklanan bir nişancı deneyimi. Yani, Destiny 2 ile Warframe oyunlarının bir karışımı. Oyunun bu formülü bence gayet güzel işliyor ve eğer nişan alma yardımcısının inanılmaz agresif yapısına alışabilirseniz, oynaması eğlenceli de olabilir. Oyunun hikaye görevleri sırasındaki döngüsü şu şekilde: Öncelikle birkaç kere, birkaç dakika süren mini görevler yapıyorsunuz, bunlar 15 dakika civarı süren daha büyük görevlerin kilidini açıyor ve bu şekilde ilerliyorsunuz.
The First Descendant oyununun dünyası bölgelere ayrılmış durumda ve bu bölgelerde hem bir kere yapıp, bitirmeniz gereken kısa görevler, hem de tekrarlayabileceğiniz diğer görevler bulunuyor. Bu görevlerin tamamı Destiny 2 içerisindeki Public Event tipi içeriklere benziyor açıkçası. Daha uzun olan 10-15 dakikalık görevler de Strike tarzında. Ayrıca oyunda ilerledikçe bölüm sonu canavarı savaşlarının ve daha fazlasının kilidini de açıyorsunuz. Açıkçası, Asya bölgesinden gelen ücretsiz oyunlara alışıksanız, bu oyunun size neler sunacağını da az çok biliyorsunuz demektir.
Ücretsiz oyun demek, mikro ödeme demek ve The First Descendant, bunu bayağı yoğun bir şekilde yapıyor. Eğer yanlış anlamadıysam, oyundaki içeriklerin %90 kadarını tamamen oyun içi emek ile elde edebiliyorsunuz ama karşımızda mikro ödeme temelli bir oyun var. Bu yüzden de oyunun sizden istediği emek tahmin ettiğinizden katlarca daha fazla. İnanılmaz bir “grind” yapmanız gerekiyor veya birkaç yüz lira ödeyerek aynı şeylere saniyesinde sahip olabiliyorsunuz. Bu şeyler arasında yeni karakterlerden tutun da silahlara ve materyallere kadar her şey var.
Diyelim ki mikro ödemeler sizin için kabul edilebilir şeyler. Mesela, ben kabul edebilirim ama diğer video oyunlarında 10 USD olan şeyler, bu oyunda 30 USD. Her şey inanılmaz pahalı ve oyuna eğer para verecek olursanız da verdiğiniz paranın karşılığını hiçbir zaman alabiliyormuş gibi hissetmiyorsunuz. Fiyatını kabul edilebilir bulduğum tek şey açıkçası savaş bileti idi ama onun üzerinde de biraz düşünürseniz, mutlaka sizi uzaklaştıracak bir şey bulabilirsiniz. Oyunun temelinin ne kadar iyi veya kötü olduğu fark etmez, mikro ödemeler bu oyunu öldürüyor.
The First Descendant oyununun inanılmaz pahalı mikro ödemelerini ve astronomik katlarda harcamanız gereken emeği göz ardı edecek olursak, aslında Destiny 2 ve Warframe oyunlarının iyi yönlerini alan bir deneyim var karşımızda. Mesela, Warframe oyunundaki kart sistemi gayet başarılı ve detaylı bir şekilde kullanılıyor. Bu sistem ile hem karakterinizi, hem de silahlarınızı farklı yönlerde geliştirebiliyorsunuz. Fiziksel ve element temelli saldırılara karşı dayanıklılık ve zayıflık gibi oynanışı stratejik hale getirebilecek ögeler de mevcut.
Destiny 2 oyunundan kopyalanan silah sistemi de gayet başarılı The First Descendant içerisinde. Hatta, oyunda elde edeceğiniz ilk “egzotik” silah, direkt olarak bir Riskrunner kopyası. Ayrıca bu silahlarla düşmanları öldürmek de eğlenceli. Evet, silah kullanımı Destiny 2 içerisinde olduğu kadar zirve seviyede değil ama yeteri kadar eğlenceli. Ayrıca, silah sesleri biraz kalitesiz ama düşmanları vurmak yine de tatmin edici hissettiriyor; görsel geri bildirim, ses üzerindeki eksik ve kalitesiz geri bildirimin üstünü bence çok güzel bir şekilde kapatıyor.
The First Descendant, ne yazık ki hikaye cephesinde saydığım hiçbir video oyunundan iyi bir element almıyor. Oyunun bir hikayesi var ama yok deseniz de inanırım. Hikaye inanılmaz basit, ilhamsız ve hiçbir şekilde ilgi çekmiyor. Karakterlerin hepsi basmakalıp ve yaşanan olayların da tamamı klişe. Destiny 2 içerisinde silahların bile efsanevi hikayeleri varken, bu kopyalanan oyunda hikaye adına pek bir şey yok. Bu da “grinding ve farming” haricinde başka bir şeye odaklanmayı planlıyorsanız, o planlarınızı yerle bir edecektir bence. Oyunda başka bir şey yok çünkü.
Ne yazık ki The First Descendant içerisinde herhangi bir içerikte “grind veya farm” yapmak da eğlenceli değil; hikaye gibi içerikler de ilgi çekici değil. Sürekli aynı vasat içeriği oynayıp, sizi mikro ödemelere itmeye çalışan oranlarda ganimet elde etmeye çalışmak bana pek ilgi çekici gelmiyor. Evet, Asya cephesinden gelen bu tip oyunlara alışıksanız, pek bir sıkıntı çekeceğinizi düşünmüyorum. Ben bu tip oyunları senelerce oynadım, hatta birine hayatımı yatırdım ama çoğu kişi için durum böyle olmayacaktır ve bu vasat oyuna emek vermek pek iyi hissettirmiyor.
The First Descendant oyununu PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve elde ettiğim görsellikten pek memnun kalmadım. Yani, oyun kötü görünmüyor kesinlikle ama yine kopyalamaya çalıştığı oyunlardan örnek vermek gerekirse, Destiny 2 ve Warframe, birbirinden akıl alıcı manzaralara sahip, profesyonel bir şekilde tasarlanmış bölümlere sahip. İncelediğim bu video oyunundaki hiçbir manzara öyle değil. Hatta bir manzara yok. Yani, oyun gözlere pek hitap etmiyor, bakması güzel değil. Sadece grafiklerin temeli kaliteli, o kadar. Sanat tasarımı zayıf.
Ne yazık ki performans için de olumlu konuşamayacağım. Dediğim gibi The First Descendant oyununun ilk bölümü, PlayStation 5 gibi bir konsol üzerinde 10 FPS civarında bir performans veriyor ve oyunu oynanmaz kılıyor. Evet, bu problem daha sonra bitiyor ama teknik açıdan oyun yine de tatmin edici değil. Oyunun geneli cilasız hissettiriyor ve optimizasyon problemleri hem oyunun kendisinde, hem de sunucularda bolca yer alıyor. Ayrıca oyunda hatırı sayılır derecede rahatsız edici hata da bulunuyor. Bu yüzden oyunu oynaması pek de eğlenceli değil.
Ses ve müzik cephesinde de pek bir şey yok. The First Descendant oyunundaki müzikler hiçbir şekilde akılda kalıcı değil. Hatta, şu anda oyunda çalan herhangi bir müziği, en ufak bir şekilde bile hatırlamıyorum. Bu kadar zayıf ve etkisiz parçalar. Ses efektleri de ne yazık ki başarısız ve düşük kaliteli. Sadece var olan birkaç seslendirme performansı başarılı ki o da şaşırtıcıydı. Yalnız, seslendirmelerde de karakterlerin konuşmaları, animasyonlarla uyuşmuyor. Yani, bu oyunda iyi olan bir şeyin içerisinde bile önemli başarısız elementler yer alıyor.
Ücretsiz oyunları normalde incelemiyor olma sebebim, onları kolayca indirip, oynayabilecek olmanız. The First Descendant için bence bir incelemeye ihtiyacınız yok. Oyunu merak ediyorsanız, indirin ve oynayın. Kendiniz görün her şeyi. Oyun, ücretsiz olduğu için en fazla birkaç saatinizi kaybedersiniz ki bence bu video oyunu, birkaç saatliğine de olsa ilgi çekici bir deneyim sunabilir, özellikle de Destiny 2, Warframe ve Anthem tarzındaki video oyunları ilginizi çekiyorsa. Yalnız, kendinizi şimdiden bolca hataya ve mikro ödemeye hazırlasanız, iyi edersiniz efendim.