Sony Interactive Entertainment ile birlikte daha önce Predator: Hunting Grounds oyununu geliştirmiş olan IllFonic, 1 sene sonra karşımıza Arcadegeddon ile çıkıyor. İlk defa kendi oyununun dağıtımını üstlenen bu stüdyo, PC ve PlayStation 5 için bir erken erişim deneyimi sunuyor. Evet, bu duruma rağmen oyunu PlayStation 5 konsolunda oynayabiliyorsunuz. Malum, Sony Interactive Entertainment tarafı kendi mağazasında geliştirilme süreci henüz bitmemiş olan oyunlara yer vermeyi sevmiyor ama işin içine özel anlaşmalar girince, yıkılmayacak duvar yok gibi görünüyor. Oyun, henüz erken erişim sürecinde olduğu için bizler de inceleme yerine ön inceleme yazıyoruz.

Arcadegeddon, Roguelite tipinde bir üçüncü şahıs nişancı oyunu. Arcade tipini temel alan bu oyunda, tahmin edebileceğiniz gibi silahlar konuşuyor ve bizler de bölümden bölüme geçerek, aksiyon dolu bir macera yaşıyoruz. Oyun, ilk bölümden oldukça sakin başlıyor ama ilerledikçe hem çılgınlık katsayısı, hem de zorluk seviyesi adım adım artıyor. Ayrıca, bu oyunu tek başınıza oynamak zorunda da değilsiniz; eğer isterseniz en fazla 3 arkadaşınızı davet edebiliyorsunuz ve bu oyunu, eşli oyunculu şekilde deneyimleyebiliyorsunuz. Eğer sizde arkadaş kelimesinin tanımı yoksa, benim gibi oyunu tamamen yalnız da oynayabilirsiniz tabii ki.

Tekli oyunculu deneyimden önce Arcadegeddon oyununun eşli oyunculu kısmına biraz daha değinmem gerekiyor; bu kısımda işin içine biraz da olsa rekabet giriyor. Eğer oyunu arkadaşlarınız ile oynayacak olursanız, aslında her bölümde onlarla rekabet etmeniz gerekecek. Oyun, her bölümde bir MVP seçiyor ve oyuncuların da MVP olabilmek için birbiriyle yarışması gerekiyor. Aynı zamanda, PvP temelli bazı içerikler de oyunda yer alıyor. Yalnız, oyunun geneli PvE şekline sahip. PvP, sadece mini oyunlar aracılığı ile sunuluyor. Bunlar da tamamen tercihe bağlı olarak oyunculara farklı bir şeyler sunmayı başarıyor bu oyunun içerisinde.

Arcadegeddon oyununda tabii ki kozmetik ögeler de bulunuyor. Arkadaşlarınızdan farklı görünebilmeniz için karakterinizi özelleştirebiliyorsunuz ama bunu yapabilmek için bölümlerde olabildiğince ileriye gitmeniz, bolca bilet kazanmanız gerekiyor. Bunlarla da halihazırda rotasyonda olan bazı kozmetik ögeleri satın alabiliyorsunuz. Bu kozmetik ögeler aracılığı ile sadece karakterinizi değil, kullandığınız silahları da kişiselleştirebilmeniz mümkün oluyor. Yalnız, tüm bu bahsetmiş olduğum ögeler ve sistemler, ön incelemesini yazdığım oyunu muhteşem bir pozisyona sokmuyor. Erken erişim sürecinden ötürü bazı problemler, sizleri bekliyor.

Arcadegeddon

Arcadegeddon, tipik bir Roguelite deneyimi mi sunuyor?

Arcadegeddon, IllFonic tarafından geliştirilmiş olan en benzersiz video oyunu gibi görünüyor. Bu geliştirici ekip, daha önce hep karanlık, kanlı ve ayakları yere basan oyunlar geliştirmişti. Açıkçası bu oyunlarda da pek ilgi çekici noktalar bulunmuyordu. Bu video oyunu ise IllFonic ekibinin tüm kreatif özgürlüğünü içerisinde bulunduruyor ve bunu görsellikten tutun da oynanışa kadar hissedebiliyorsunuz. Oyun, arcade temelli bir Roguelite deneyimi sunuyor. Yani, Risk of Rain veya Returnal oyunlarında olduğu gibi kalıcı ölüm sistemleri ile zorlaştırılan bir oynanış bulunuyor karşınızda. Öldüğünüz zaman sadece tecrübe puanınız ve biletleriniz sizinle geliyor.

Hızlı bir oynanış sunan Arcadegeddon oyununda ne yazık ki bir hedefiniz yok. Yani, kendinize koyabileceğiniz en yüksek hedef, karakterinizi ve silahlarınızı özelleştirmek olacaktır. Bölümlerdeki skorlarınızı daha da yükseğe taşımak, kozmetik ögeler için biletler kazanmak, seviye atlamak için tecrübe puanı elde etmek ve Surge Gauntlet toplamak yapabileceğiniz tek şeyler gibi görünüyor. Bu arada, daha önce bahsetmedim ama Surge Gauntlet aracılığı ile özel yeteneklerinizi kullanabiliyorsunuz. Bunlar da genellikle görevlerden ödül olarak veriliyor. Yani, rastgele karakterler tarafından verilen görevleri yapmak için birkaç sebebiniz olabiliyor.

Arcadegeddon oyununda zaman geçirebileceğiniz bir güvenli bölge bulunuyor. Görevleri de oradan alıyorsunuz ama bu tip bir içeriğe heyecanlanmanıza kesinlikle gerek yok. Görevler genellikle; şu kadar düşman öldür, bu kadar bölüm sonu canavarını katlet ve o kadar özel yetenek kullan tarzında oluyor. Eğer oyunu eşli oyunculu olarak oynuyorsanız, herkesin görevi farklı olabiliyor. Bu sayede, en azından düşman öldürmek için birbirinizle yarışmak zorunda kalmıyorsunuz. Aslında, MVP olayı için zaten yarışıyor olacaksınız ama bunun bir de görevler üzerinden sunulması bir tık boğucu olabilirdi diye hissediyorum.

Bu arada, Arcadegeddon oyunundaki farklı bölümler, düşmanlar ve biyomlar da ne yazık ki zengin bir deneyim için yeterli değil. Yani, oyun aslında ilk birkaç saatlik deneyim için çok benzersiz, renkli ve güzel görünüyor ama kısa bir süre sonra oyundaki yetersiz biyom sayısı ve çok az düşman tasarımı, kendisini belli etmeye başlıyor. Biyom sayısı belki de çok önemli değil; sonuçta bölümler, biyomların içerisinde de değişiklik gösterebiliyor ama düşman tasarımları pek değişmediği için sanki oyunun en başından, en sonuna kadar aynı düşmanlarla savaşmış gibi hissediyorsunuz. Bu da pek olumlu bir deneyim sunmuyor tabii ki.

Arcadegeddon

Ayırdığınız zamanın karşılığında ne alıyorsunuz?

Arcadegeddon oyunundaki tek bir bölümü bitirmek, 1 saate kadar uzayabiliyor. Ayrıca, işin içinde Roguelite mantığı olduğu için öldüğünüz zaman da neredeyse her şeyinizi kaybediyorsunuz; görev ilerlemeleriniz dahil. Durum böyle olunca, 1 saat boyunca bu oyuna emek verip, en sonunda ölmek ve karşılığında tecrübe puanı ile bilet haricinde bir şey kazanamamış olmak çok rahatsız edici olabiliyor. Bir de üzerine görevleriniz sıfırlandığı için siniriniz bile bozulabilir. Bu oyunun bence en büyük problemlerinden bir tanesi de bu. Ayrıca, bu çileye katlanmak için ortada belli bir sebep bile yok. En azından diğer Roguelite oyunlarında durum böyle değil.

Daha önce Risk of Rain oyununun adını geçirmiştim. Risk of Rain 2 oyununda ilerlemek için bir sebebiniz var. Aynı şekilde, geçen dönemlerin en popüler oyunu olan Hades yapıtında da aynı durum geçerli. Arcadegeddon ise ilerleme tarafında neredeyse hiçbir şey sunmuyor. İlerleme temelli tek öge, kozmetik ve onu da satın alırken ön izleme filan yapamadığınız için ne aldığınızı bile doğru düzgün göremiyorsunuz. Bu noktada, en azından silahlar durumu biraz iyileştirebiliyor. Oyundaki silahlar ne yazık ki öyle çok benzersiz yapılarda değil ama onları kullanmak, etkilerini hissetmek ve düşmanları yok etmek, hiç olmadığı kadar eğlenceli.

Arcadegeddon, sunum tarafında da kesinlikle başarılı sayılabilir. Ben bu oyunu PlayStation 5 konsolumda, 4K/HDR destekli bir televizyonda deneyimledim ve açıkçası görsel açıdan oyundan memnun kaldım. Oyun zaten fotoğraf gerçekçiliğini hedeflemiyor; çizgi film tarzında bir görüntü sunulmaya çalışılıyor ve sanat tasarımı da uzaylı ama aynı zamanda bizim dünyamız havasını en iyi şekilde veriyor. Performans tarafında da herhangi bir sıkıntı bulunmuyor. Zaten bu oyun, yeni nesil konsolları zorlayabilecek bir güçte değil. Ses ve müzik tarafının ise kesinlikle iyileştirilmeye ihtiyacı var ama oyun şu anki halinde de kulakları rahatsız etmiyor.

Arcadegeddon, henüz erken erişim sürecinde ve bazı oyuncular, oyunların bu tip geliştirilme süreçlerine katılmayı seviyor. Yalnız, bu oyunun PlayStation 5 konsolundaki fiyatı 190 TL. Aynı oyun, Epic Games Store üzerinde 33 TL ve oyun, gerçekten 33 TL’lik bir yapıt gibi hissettiriyor. Bu yüzden, oyunu kesinlikle PC tarafında deneyimlemenizi öneriyorum. Eğer illa PlayStation 5 konsoluna yönelmek isterseniz, indirim dönemlerini filan beklemelisiniz. Oyun zaten erken erişim sürecinde, bir yere kaçmayacak. Bu yüzden, fiyat en azından 50 TL civarına düşene kadar, bekleyebildiğiniz kadar bekleyin derim. PC tarafında beklemenize gerek yok.

Etiketler:

Yazar Hakkında

Kaan Gezer

Kurucu

Video oyunlarını ve müzik bestelemeyi seven bir kişi.

Tüm yazıları göster