A Highland Song oyununu gerçek sonucuna ulaşmadan önce birkaç kez oynadım ama aklımda en çok kalan şey, bir felaket olan ilk denemem oldu. İskoç yaylalarında kaybolmuş birkaç saat geçirdikten sonra, bir atlayışı yanlış değerlendirip, aceleyle taşlı bir çukura düştüğümde sabırsızlığım beni alt etti. Düşük olan dayanıklılık barım neredeyse sıfıra indi ve kendimi geri çıkamaz halde buldum. Yolculuğumun gidişatından hayal kırıklığına uğrayarak oyunu orada bırakmayı ve hikayemin bir çıkmaz sokakla sonuçlanacağı gerçeğini kabullenmeyi düşündüm. Fakat yaşadığım deneyim iyi ki orada sonlanmadı.

Inkle tarafından geliştirilen A Highland Song, biraz önce bahsettiğim öğretici anlar üzerine inşa edilmiş. Bu iki boyutlu platform oyunu, umutsuzca bunaltıcı hissettiren dolambaçlı bir dünyada kendini bulmaya çalışan kaçak bir kız hakkında bir ergenliğe giriş hikayesi. Takip edilecek doğrudan bir anlatı olsa da, en önemli anları oyuncuların dağ zirveleri arasında keşfettiği ortaya çıkan hikayelerdir. Maceranın en derin gerçeği ancak gezinme eylemiyle ortaya çıkıyor: Başlangıçta hiç kaybolmazsanız, kendinizi bulamazsınız. Oyun, The Legend of Zelda: Breath of the Wild yapıtının özgürlüğünü başarılı bir şekilde ayakları yere basan bir bağımsız maceraya dönüştüren, rahatlatıcı bir kendini keşfetme arayışı aslında. Yol boyunca hayal kırıklıkları ve aksilikler olabilir ama kusurlu olmak yolculuğun bir parçasıdır. Bizim işimiz bu hatalardan ders çıkarmak.

A Highland Song, bir çocukluk fantezisini türünün tek örneği bir hayatta kalma macerasına dönüştürüyor. İskoç dağlık bölgesinde yaşayan genç bir kız olan Moira McKinnon’ın köhne evinden ve dırdırcı annesinden kaçışıyla başlıyor. O, misyonu olan genç bir kadındır; planı, yazın başlangıcını işaret eden bir İskoç festivali olan Beltane için zamanında amcasıyla buluşmak üzere denize kaçmaktır. Orada, büyüme sancılarına bir çare bulmayı umarken, amcası da ona gerçekte kim olduğunu anlamasına yardım edeceğine söz verir. Bu, kendini keşfetmek için dokunsal bir arayışa dönüşen basit bir çocukluk endişesi hikayesi olarak başlar.

Moira’nın yeni keşfedilen özgürlüğünü yansıtmak için Inkle, birçok özgürlükçü video oyunundan ilham alan benzersiz bir oynanış döngüsü yaratıyor. Moira’nın tek yapması gereken, tırmanılabilir zirvelerle bezeli bir dizi vadiden geçerek denize ulaşmak. İki boyutlu olarak işlenmesine rağmen oyun, çok büyük bir kapsam hissi veriyor. Doğal detaylar ve zengin toprak tonlarıyla dolu çok katmanlı bir manzara resmi çiziliyor. Analog tuşumu yukarı hareket ettirerek zirveler arasında dolaşmaya ve herhangi bir yüzeye tırmanmaya başladığımda o yüce duyguyu hemen hissediyorum.

A Highland Song

A Highland Song, ufak tefek mekaniklerle unutulmaz bir macera yaşanıyor

Moira’nın macerasının gerçekliği ortaya çıktıkça bu ilk heyecan, yerini endişeye bırakıyor. A Highland Song kısa sürede kendini küçük ölçekli bir hayatta kalma oyunu olarak gösteriyor. Moira’nın başlangıçta büyük olan ve tek seferde ne kadar tırmanabileceğini belirleyen dayanıklılık çubuğunu zorlu yürüyüşler arasında dinlenerek yönetmem gerekiyor. Aceleci bir atlayış ya da sert bir iniş dizinin derisinin yüzülmesine neden olabilir ve bu da karakter dinlenene kadar dayanıklılık barını azaltabilir. Ayrıca gece çöktüğünde uyuması için uygun barınaklar bulmam gerekiyor; kayalık bir çıkıntının altında uyumaya çalışmak ertesi gün dayanıklılığını azaltacaktır. Bu, beni dikkatli hareket etmeye ve ışık kaybolduğunda her zaman hazır bir acil durum planına sahip olmaya teşvik eden etkili bir kaynak yönetimi parçası.

İşleri daha da stresli hale getirmek için Moira’nın bir zamanlayıcısı var – Beltane’ye zamanında yetişmek için sadece birkaç günü var. Denize geç varabilir ama aradığı cevapları bulamayacaktır. Sakatlanma riskini göze alarak hareket etmem gereken zamanlar olduğu için bu güçlü bir itme ve çekme yaratıyor. Bu gerilim, oyunun tepeler, mağaralar ve sırlardan oluşan geniş bir labirent olduğu gerçeğiyle daha da artıyor. Karmakarışık duyguları arasında yol bulmaya çalışan Moira gibi, tepelerin gerçekten bitip bitmediğini merak ederek umutsuzca kaybolmuş gibi hissetmeye başlıyorum. Bu da devam etmem için cesaretlendirilmemi daha da ödüllendirici kılıyor.

A Highland Song oyunundaki her engel aşılabilir. En dibe vurmuş gibi hissettiğimde bile, umutsuzca ufka doğru tırmanırken, nereye gittiğimi görmek için her zaman tırmanabileceğim bir zirve var. Her mücadelenin sonunda berraklık vardır; onu bulmak için sadece yükselmem gerekir. Temel oyun fikirleri iyi bir platform macerası yaratıyor, ancak deneyimi özel kılan daha geniş bir yapı. Geliştirici ekibin son oyunu olan Overboard! gibi, A Highland Song da rogue like türünden yaratıcı notlar alıyor. Her macera, Moira’nın olabildiğince hızlı bir şekilde denize ulaşmaya çalıştığı geleneksel bir “koşu” gibi işliyor. Aslında Beltane için zamanında oraya varmak ilk başta zorlayıcı ama oyuncular hem oyun alanını, hem de kendilerini anlamaya başladıkça daha kolay hale gelir.

Her koşuda amaç, keşfedilebilir yollar aracılığıyla dağlarda bir yol bulmaktır. Bunlar, kestirme yolların ipuçlarını içeren dağınık kağıtlar aracılığıyla anlaşılabilir. Bir zirveye tırmanırken ve arazinin manzarasını görürken, oyuncular gizli yerleri işaretlemek için haritaya bir iğne bırakabilirler. Noktaya gitmek ve ipucunu doğrulamak yolu ortaya çıkaracaktır ve harita koşular arasında değişmediğinden, bu kazanılan herhangi bir bilginin devam ettiği anlamına gelir – toplanan tüm kağıtlar gibi. Ayrıca maceram boyunca, meşale yakmak için yanıcı oduna ihtiyacım olduğunu keşfettiğimde olduğu gibi daha sonra işime yarayabilecek çeşitli eşyalar da bulabiliyorum.

A Highland Song

Deneme ve yanılma yoluyla başlayan maceranız daha stratejik bir şekilde ilerliyor

Arazi hakkında ne kadar çok şey öğrenirsem, bir sonraki koşumda onu o kadar hızlı fethedebilirim diye düşündüm. Bu da bir dahaki sefere hızımı daha iyi ayarlayabileceğim ve ne zaman yavaşlayıp, dinlenmem gerektiğini öğrenebileceğim anlamına geliyordu tabii ki. Tıpkı Moira’nın hikayesinde yaptığı gibi, her seferinde kendimle ilgili hayatı biraz daha kolaylaştıran yeni bir şey keşfedebiliyordum A Highland Song içerisinde ve bu çok anlamlıydı.

Yalnız, maceranın daha az başarılı olan müzikal bileşeni ise aynı anlatı ağırlığına sahip değil. Oyuncular uzun bir vadiye ulaştıklarında, aniden kayalar arasında sıçramak için müzikle aynı anda düğmelere basmaları gereken hızlı bir ritim mini oyununa fırlatılıyorlar. Bir şarkıyı başarıyla tamamlamanın Moira’nın gücünü artırdığı varsayılsa da, değişiklik genellikle önemsiz hissettiriyor.

Sonunda, bölümler düz arazide gezinmeyi biraz daha lezzetli hale getirmek için yapılmış uzun, tekrarlayan aralar gibi hissettiriyor. Geliştirici ekibin pek başarılı olmayan müzikal geçmişine rağmen, bu bölümler bu yıl bir video oyununda duyacağınız en iyi müziklerden bazılarına ev sahipliği yapıyor bence; tutkulu İskoç halk ezgileri yolculuğa kültürel özgünlük katıyor.

Moira gibi, A Highland Song da zaman zaman kendi kimliğini keşfetme arayışındaymış gibi hissettiriyor. Size çok sayıda oyun türü fırlatıyor ve bunlar her zaman birlikte çalışmıyor. Bu durum, bana sıfırlamaktan başka seçenek bırakmayan ilk oyunumda olduğu gibi birkaç karışık ana yol açabilir. Yine de sunulan deneyimde kasıtsız bir dürüstlük var. Deneme yoluyla kendi sesini bulmaktan korksaydı gerçek bir ergenlik hikayesi olmazdı. Bu oyun bize yeni bir şeyler denemenin ve hatta hata yapmanın sorun olmadığını hatırlatıyor, yeter ki sonrasında kendimizi toparlamaya ve güvenle yolumuza devam etmeye istekli olalım. Büyümek böyle bir şey işte.

A Highland Song
Olumlu
Kreatif bir oyun döngüsüne sahip.
Her yere tırmanabilmek tatmin edici.
Hikaye anlamlı ve müzikler şahane.
Görsellik kaliteli ve sanat tasarımı hoş.
Olumsuz
Müzikler güzel olsa bile müzikal anlar vasat.
Oyun alanında sıkışılabilecek çok fazla nokta var.
Başlangıç anları biraz can sıkıcı olabiliyor.
9

Etiketler: