Video oyunları birçok kişi için çok ilgi çekicidir çünkü bu oyunlar sayesinde gerçek hayatta yapamadığımız şeyleri yapabiliriz. Mesela FIFA oynayan herkes, futbol oynayamıyor olabilir; Battlefield oynayanlar, sürekli olarak askerlik yapmıyor olabilir. Fakat bunlar gelecekte yapılabilecek şeyler. Mesela FIFA oynayıp, “Ya ben futbolcu olacağım” deyip, bu hayalinizi gerçekleştirebiliyorsunuz. The Universim ile bu mümkün değil çünkü bu oyun sayesinde tanrı oluyoruz.
The Universim, sonunda erken erişim sürecine geçti
Şu an Steam üzerinde 44 TL fiyat etiketi ile satılan The Universim, her ne kadar geçtiğimiz haftalar içerisinde erken erişim hayatına girmiş olsa da, ben bu oyunu birkaç senedir oynuyorum. Oyuna özel bir erişim iznim vardı ve 3 ayda 1 kez, 6 ayda 1 kez mutlaka girip, bakardım oyunda neler oluyor diye. Şimdi ise bu oyun için bir ön inceleme yazısı yazmaya karar verdim çünkü dediğim gibi, oyun erken erişime girdi ve birçok büyük değişiklik de yapıldı.
Dediğim gibi, bu video oyunu bir tanrı simülasyonu fakat bazı şehir kurma mekaniklerini de içerisinde bulunduruyor. Oyunda; gezegendeki hem insanların, hem de binaların kontrolünü ele alıyoruz. İnsanların dertleri ile ilgilenip, gelişmelerini sağlıyoruz. Bu oyunu ilgi çekici kılan şey ise oyunun vaat ettiği gelecek. Geliştirici ekip, eninde sonunda bu oyuna yeni gezegenler ekleyecek. Bu gezegenler, Minecraft içerisindeki gibi rastgele oluşturulacak. Gezegendeki insanlarımız, roket teknolojilerine kadar geliştiği zaman da gezegen değiştirmek mümkün olacak. Tabii bu özellikler henüz oyunda bulunmuyor.
The Universim oyununun geliştirici ekibi tarafından vaat edilmiş birçok şey şu an bu oyunun içerisinde bulunmuyor ama oyun yine de oldukça zevkli bir oynanışa sahip. Zaten en başta ben, tanrı olduğumuz oyunları çok seviyorum ve sanırım Populus’dan beri de böyle zevkli bir tanrı simülasyonu oynamamıştım. Bu arada, o oyunun adı Populus olmayabilir, tam olarak emin değilim ama ona yakın bir şeydi işte.
Yazımızda bira önce roket teknolojilerinden bahsetmiştik. Oyunumuzda direkt olarak taş devrinden başlıyoruz ve modern günlere kadar ulaşabiliyoruz. En azından kağıt üzerinde oyun öyle olacak. Şu anda, oyunun erken erişim sürecinde, endüstriyel dönem başlamadan önce oyun bitiyor. Yani, toplamda 4 dönemden sadece 2 tanesini deneyimleyebiliyoruz. Bu süreç içerisinde gezegenimizdeki kaynaklar da sınırlı olduğu için, aynı gerçek dünyadaki gibi, çok güzel bir deneyim yaşayabiliyoruz. Oyun şu an yarım olsa bile, güzel bir deneyim yaşayabiliyoruz.
Herhangi bir tanrıya inanıyor musunuz?
Başlığımızda sormuş olduğumuz sorunun cevabını, muhtemelen dünyamızdaki insanlar ilk andan itibaren kendilerine soruyor. Oyun içerisinde kullanabileceğimiz bazı tanrısal güçler bulunuyor ve bu güçleri kullanarak, insanları inançlı bir hale sokabiliyoruz. Bu noktada, dünyaya kutsal bir kitap indirdiğimizi filan düşünmeyin. İnsanlara yardım etmek için bir ağacı alıp, işlenebilir bir hale getirdiğiniz zaman bile insanlar size inanabiliyor. Yani, gözünüzün önünde bir ağaç havalansa, siz tanrıya inanmaz mısınız? Siz, bir tanrı olarak ne kadar inançlı insan toplarsanız, o kadar tanrı gücü açılıyor.
Dinamik ve yaşayan bir dünyaya sahip olan The Universim içerisinde görev sistemi de bulunmakta. Dünya üzerindeki insanlar, tanrıya elektronik posta gönderiyor ve bunlar size görev olarak sunuluyor. O görevleri yapmak zorunda değilsiniz ama yaparsanız, inançlı insanlar kazanabiliyorsunuz. Tanrıya elektronik posta gönderilmesinden de anlayabilirsiniz ki, bu video oyunu oldukça eğlenceli bir dile sahip. Yani, karşımızda ciddi, gerçekçi bir video oyunu yok; eğlenceli ve çizgi filmsi bir video oyunu var.
İçerisinde mevsimleri de bulunduran bu video oyununda insanlar, serbest bir şekilde hareket ediyor. İnsanlar, otomatik bir şekilde çiftleşiyor, kendilerine yeni evler yapıyorlar ve bir noktadan sonra her şey otomatiğe bağlanıyor. Fakat oyunun en başlarında her şeyle sizin ilgilenmeniz gerekiyor. Bu noktada bizler herhangi bir sorun da görmüyoruz zaten.
Peki, dünyanızda bulunan bu insanlar nasıl gelişiyor? Tabii ki araştırmalar sayesinde. Birçok strateji oyunundan görebileceğiniz bir araştırma sistemi, bu oyunda da bulunuyor. Gerçek zamanlı olarak araştırılan bu ögeler sayesinde sürekli olarak yeni binalar veya insan iyileştirmelerini aktif hale getirebiliyorsunuz. Bu noktada, araştırmaları dikkatli yapmanız gerekiyor. Mesela, ben 100 nüfuslu dünyamda eğlenceye hiç yer veremediğim için insanlar tek tek depresyona girdi ve intihar etti. Benden pek de tanrı olmaz yani.
The Universim içerisinde bir hikaye bile bulunuyor
The Universim, eskiden herhangi bir hikaye ögesi bulunmuyordu ama oyunun erken erişime girmesi ile birlikte oyuna çok küçük bir hikaye ögesi eklendi. Bu öge sayesinde artık oyunda bir yorumcu ile oyunu oynuyoruz. Oyun, epik diyebileceğimiz bir sinematik ile başlıyor ama ondan sonra pek de bir hikaye göremiyoruz. Çünkü Seed isimli bu hikaye modu, henüz oyunda aktif değil.
Tabii oyunda şu an bir hikaye bulunmuyor olması, sizin herhangi bir hikaye oluşturamayacağınız anlamına gelmiyor. Şu an oyunda kendi hayal gücünüzü kullanarak bir hikaye oluşturabilirsiniz. Oyunda oluşturabileceğiniz birkaç farklı bina da buna yardımcı olacaktır. Mesela, insanlarınızı aç veya susuz bırakmak istemezsiniz, değil mi? Oyunda bu yönde birçok bina bulunmakta.
The Universim isimli bu oyunu ben kişisel bilgisayarımda oynadım. Bu bilgisayarım çok da güçlü sayılmaz, içerisinde eski bir NVIDIA GeForce GTX 850M bulunuyor. Yani, tahmin edersiniz ki bu oyunu en düşük grafiklerde, 30 ile 60 FPS arası pek de sabit olmayan bir performans ile oynadım. Yine de oyunun sanat tasarımının başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bu oyunu AOC I2790PQU isimli, daha önce incelemiş olduğumuz bir monitör ile de deneyimledim ve karşımıza çıkan sonucun oldukça güzel olduğunu sizlere söyleyebilirim.
Yani efendim, bu tanrı simülasyonunu, bu tip video oyunlarından hoşlanan herkese öneriyorum. Oyunun 44 TL’lik fiyat etiketi, yaşayacağınız deneyime göre oldukça dengeli. Yani, verdiğiniz paranın karşılığını kesinlikle geri alabileceğinize inanıyoruz. Ayrıca oyunun potansiyelini de göz önünde bulundurursanız, gelecekte çok başarılı olabilecek bir tanrı simülasyonuna bakıyor olabiliriz şu an.