Spintires serisinin üçüncü oyunu olan SnowRunner, 2020 yılında piyasaya sürüldüğü zaman beni oldukça heyecanlandırmıştı. Yani, gerçekçi görünen ve hissettiren bu tip simülasyon oyunlarını çok seviyordum. Yalnız, zamanında oyun bana o kadar zor gelmişti ki bu seriyi her zaman “sürüş oyunlarının Dark Souls deneyimi” olarak tarif etmiştim. Zamanında bu oyun bana çok zor gelmiş olsa da kendisine bolca şans vermiştim ama zamanla bırakmıştım tabii ki. Seneler sonra, sadece birkaç ay önce Expeditions: A MudRunner Game çıktı ve ben büyük bir heyecanla o oyuna da girdim.

SnowRunner içerisindeki hissiyatı sevsem de benim ilgimi çeken ana noktalardan biri yük taşımaydı. Expeditions: A MudRunner Game, bunu tamamen ortadan kaldırdığı için kendisine hiçbir zaman tam olarak ısınamadım ve o oyunu inceledikten sonra, kendimizi karlı ve buzlu yollarda tekrar buldum. 4 yıl sonra geri döndüğüm bu oyun, açıkçası hiç yaşlanmamıştı. Evet, kendi serisinin bir sonraki oyununa kıyasla bir tık daha az özelliğe sahip ve kontrol şeması da bence geride bir adım. Mesela, lastik havasını indirme ve şişirme özelliği yok; R1-L1-R3-L3 kullanımı da daha kötü.

SnowRunner yine de beni Expeditions: A MudRunner Game oyununa kıyasla daha çok eğlendirdi. Geliştirici ekip de muhtemelen oyunun kalitesinin ve oynanabilirliğin farkında ki dördüncü senenin içeriklerini başlattı. Ben oyuna geri döndükten bir süre sonra 13. sezon geldi ve bu, 4. senede çıkacak olan ücretli içeriklerin sadece başı. Daha piyasaya sürülecek sezonlar ve diğer ek paketler mevcut. Ayrıca oyun, bu kadar uzun sene desteklendiği için Expeditions: A MudRunner Game yapıtına kıyasla içerisinde katlarca daha fazla da içerik bulunduruyor.

Yine de benim SnowRunner oyununu, Expeditions: A MudRunner Game yapıtına karşı seçmemin bir başka sebebi daha var: İşbirlikçi oyun modu. 4 yıllık bu artık eski sayılabilecek oyunda biraz sıkıntılı ama sonucunda çalışan ve eğlenceli hissettiren bir işbirlikçi oyun modu varken, serinin en yeni oyununda böyle bir mod yok; geleceği biliniyor ama ne zaman, belli değil. Ben de bu oyunu kuzenimle oynamak istediğim için doğal olarak seçimimiz serinin eski oyunu oldu. Bundan pek pişman da olmadım; işbirlikçi bir şekilde bu oyunu hiç oynamadığım kadar fazla oynadım.

SnowRunner

SnowRunner oyununun temel deneyimi bence gayet zengin ama size sunulan üç harita zaman içerisinde mutlaka bitecektir ve bu oyundan daha fazlasını bekleyeceksiniz. İşte bu durumda işin içine sezonluk içerikler giriyor. Her sezon, oyuna yeni bir harita ekliyor. Bazen bu haritaların içinde sadece tek bir bölüm oluyor, bazen de dört bölüm ile sunuluyor. Genellikle bir yılın ilk üç sezonluk içeriği küçük oluyor, son sezon daha büyük çaplı bir final görevi görüyor. Bunlar fiyata da yansıyor. İlk üç sezon tek tek 175 TL iken dördüncü sezon 300 TL civarında bir fiyata sahip.

Sezonların boyutları hiç fark etmese bile sunulan içerikler gayet güzel. Hatta bazı haritalarda tamamen benzersiz özellikler görüyorsunuz. Mesela, SnowRunner oyununa 13. sezon ile eklenen haritada kırılıp, düşebilen taş parçaları var. Bu da sizi taşlar üzerinde hareket ederken daha dikkatli olmaya itiyor. Bu kırılmalar dinamik ve rastgele değil, hepsi belli bir formülde çalışıyor ama bu bile oyunu ileri itmeye yetiyor. Belli ki geliştirici ekip, gelecek için bazı şeyleri deniyor. Bu arada, ek paket olarak oyuna yeni araçlar filan da ekleniyor ama sezonluk içeriklerde de yeni araçlar oluyor.

Diyelim ki SnowRunner içerisindeki ücretli tüm içeriklerin dibine vurdunuz, yapacak bir şeyiniz kalmadı. O zaman da devreye konsollarda da yer alan mod desteği giriyor. Bu modlarla oyuna yeni araçlar, yeni yükler ve tamamen yeni haritalar ekleyebiliyorsunuz. Bunlar da oyun deneyiminizi olabildiğince uzatıyor, hatta isterseniz kolaylaştırıyor da. Eğer oyundaki bazı elementler size zor gelirse, modlarla düzeltebilirsiniz. Mesela, parayı dert etmek istemiyorsanız, bu konuda sizi rahatlatacak modlar var. Oyun bu yönden de oldukça zengin.

Expeditions: A MudRunner Game, kendi halinde güzel ama bu serinin bir oyunu olarak SnowRunner benim için daha çekici. Umuyorum ki geliştirici ekip, serinin sıradaki oyunu için MudRunner veya SnowRunner için direkt bir devam oyunu yapar. Bu sefer neden keşif odaklı bir oyun yapıldığını anlıyorum, geliştiriciler muhtemelen arka arkaya üç oyunla aynı şeyi yapmak istemedi ama bu yeni oyun, ne yazık ki serinin o klasik hissini vermiyor, özellikle de etrafınızda değişen bir harita yokken ve yük taşımıyorken… Yine de bu serinin her oyunu kendi çapında başarılı ve güzel.

SnowRunner

SnowRunner oyununun yeni çıkan 13. sezonuna ayrıca değinmek istiyorum; kendisini Focus Entertainment sayesinde elde ettiğim bir kod ile PlayStation 5 üzerinde deneyimledim. Bu sezon ile oyuna yeni eklenen harita, Kazakistan’daki bir şehir olan Almatı. Bu şehirde yeni bir madencilik çalışması başlatılacak ve bu başlangıç için de bizim yardımımız gerekiyor. Hemen yukarıdan da görebileceğiniz, oyuna eklenen iki yeni araç ile birlikte jeolojik araştırmalar yapıyoruz, madencilik için ekipmanlar taşıyoruz ve yeni bir havaalanı açıyoruz. İşimiz çok.

Almatı, 2km² boyutunda bir harita ve tahmin edebileceğiniz üzere tamamen çamur içerisinde. Yer yer dağlık alanlar, yer yer boyumuzca çamur, yer yer de ormanlar karşımıza çıkıyor. SnowRunner oyununun diğer haritaları gibi Almatı da bence çok güzel bir tasarıma sahip. Yeni araçlar olan PLAD 450 ve AAC-58DW de güzel ama kendilerinin ufak bir olumsuz yanı bulunuyor: Masaya yeni bir şey getirmiyorlar. Daha önce oyuna eklenen sayısız araçtan farksız hissediyorlar, benzersiz değiller. Harita için aynı şeyi söyleyemeyeceğim; kendisi gayet güzel ve benzersiz.

Birçok oyuncu SnowRunner oyununun 13. sezonunu sadece tek bir harita sunduğu için eleştiriyor ama bu sezon sadece 175 TL. Bu fiyata tavuk döner bile alamıyorsunuz. Fiyat bu kadar ucuzken ve eklenen harita bu kadar büyükken, araçları da göz önünde bulundurarak, bu sezonu tek bir harita sunuyor diye eleştirmem imkansız. Ayrıca, haritada taş ocaklarında sürekli daireler çizerek aşağı inmek ve yukarı çıkmak gerçekten can sıkıcı olabiliyor uzun vadede. Yine de haritada sizi bir sonraki sezona kadar idare edebilecek sayıda yeni kontrat ve görev bulunuyor.

SnowRunner oyununun 13. sezonu olan Dig & Drill, 4. seneyi biraz yavaş bir şekilde başlatıyor, kabul ediyorum ama sezonun fiyat etiketi 175 TL iken de bunu eleştiremiyorum çok fazla. Bir ek pakete ödeyebileceğiniz minimum fiyatlardan biri bu ve bunu ödedikten sonra da oyunda 2-3 farklı sektör görmeyi beklemiyordum. Yeni araçlar kesinlikle şahane. Özellikle de PLAD 450 bir tank gibi hissettiriyor. AAC-58DW, keşif için fena değil. Almatı zaten benzersiz görünüyor ve içerisinde tamamen yeni modeller ve doku kaplamaları filan da var. Bu sezon gayet iyi.

Etiketler: