EA Sports Madden NFL serisi ile her yıl, sanki sonsuza dek sürecekmiş gibi, sinir bozan bir “futbol” oyununu oynamaya mahkûm edilmiş gibiydim; oyunu, en azından işim ve çevrim içi ligim yüzünden, yeterince seviyordum ama piyasadaki tek NFL simülasyonu olmanın sorumluluğunu bir türlü taşıyamıyormuş gibi geliyordu. EA Sports Madden NFL 26 nihayet bana umut verdi. Sahadaki güçlü oynanışı, seriyi olması gerektiği gibi bir spor ve rol yapma oyununa dönüştüren kapsamlı bir Franchise yenilemesiyle destekleyen bu yapım, uzun zamandır gördüklerimden en iyisi.
EA Sports Madden NFL 26, serisinin sahadaki oynanışı yıllardır üstüne koya koya ilerliyor. Elbette hâlâ geliştirilecek noktalar var ama artık başka spor oyunlarının daha önce vardığı o aşamaya geldi: Temel sağlam, en önemli unsurlar yerli yerinde ve geliştirme ekibi hataları düzeltmekten ziyade iyileştirmelere odaklanıyor. Bu yıl hoş eklemeler de var. Mesela, EA ekibinin “QB DNA” dediği sistem sayesinde oyun kurucular gerçek hayattaki muadilleri gibi davranıyor. Anthony Richardson gibi bir isim daha sabırsız ve fırsatını bulunca topu göğsüne bastırıp koşuyor…
Josh Allen ise bildiğimiz gibi koşmayı seviyor ama aynı zamanda cepten çıkıp gözlerini aşağı sahada tutarak sihirli bir şeyler kovalıyor. Kyler Murray gibi kısa boylu QBlarsa dikey dezavantajla uğraşıyor; kimi pasların hücum hattının kasklarında patladığını görüyorsunuz. Lig genelinde QBl’ler bugüne kadar hiç olmadığı kadar gerçeğe yakın ve sürpriz biçimde bu yaklaşım wide receiver pozisyonundakilere kadar da uzanıyor. EA Sports Madden NFL 26 içerisinde pek çok WR’ın, omuz indirip tackler’la çarpışmak yerine yere yattığına şahit oldum.
Başka zamanlarda da, yakalama sonrası yana kaçarak çizgi dışına çıkıp fiziksel sağlıklarını korumayı seçiyorlar bahsettiğim pozisyondakiler, tıpkı gerçek hayatta bazı receiver’ların ve top taşıyıcıların yaptığı gibi. Geçen yılın “Boom Tech” tekniğiyle gelen tackle animasyonları da elden geçirilmiş; o garip kırılan tackler ve fiziğe meydan okuyan hareketler temizlenmiş. Küçük ama futbol meraklılarını mutlu edecek bir dokunuş da pre-snap’te, sahadaki oyun çizimlerine run fitlerin eklenmesi. Eskiden savunmacınızın pas görevi ya da blitz çizgisi görünürdü. Peki, şimdi ne oldu?

Artık oyundan önceki çizimde hem pas görevi, hem de oyun koşuya dönerse sahip olduğu “gap” görevi görünüyor. Tarihsel olarak pası fazla kollayıp yerden yanmayı seven biri olarak, bu ek bilgi oyundaki her savunma snap’inde işime yarıyor. Ufak bir ayrıntı ama 2025 yılının yazında EA Sports Madden NFL 26 oyununun sahadaki seviyesinin nerede olduğunu gösteriyor: yıllarca olmazsa olmazları teslim ettikten sonra atılan, “iyi ki de var” denilecek zafer turları bunlar. Geliştiricilerin dinlediğinin bir başka işareti de locomotion, yani hareket hissi.
EA Sports College Football 25 adeta bir yıldırım gibiydi; bu da çok daha hantal olan EA Sports Madden NFL 25 oyununda, oyuncu kontrol etmeyi transatlantik çevirmek gibi hissettiriyordu. Bu yıl iki oyun aynı hareket sistemini paylaşıyor: Bu oyun, kardeşi kadar hızlı değil ama geçen yılın deneyiminden de çok daha seri ve keyifli. Bu, birkaç yıl önce geliştirici ekibinin “oyun böyle hissetmeli” anlayışından belirgin bir kopuş. EA Sports College Football serisinin hareketi sevilince, bu oyunun geliştiricileri de hızla yön değiştirmiş ve hoş bir adım atılmış.
Tabii sahada kusurlar yok değil. Gerçek koç verileriyle eğitilen makine öğreniminin beslediği yeni “coaching suggestions” sistemi kâğıt üstünde kulağa hoş gelse de pratikte gördüğüm diğer üretken yapay zekâ sohbet botları kadar hatalı; en olmadık anlarda aşırı özgüvenli, yanlış öneriler sunabiliyor. Bu yıl CPU oyun seçiminde fark edilen belirgin değişikliklerden biri, üçüncü ve birde QB sneak’i bayılacak kadar sevmesi ama koç yapay zekâsı bunu anlayamıyor gibi. Bana sık sık, uygularsam ilk denemeyi neredeyse garanti verecek kötü savunma çağrılarını önerdiler.
Bu öneri, hele ki QB sneak, belirli bir savunma şeması ve snap öncesi birkaç ayarı Konami Kodu gibi arka arkaya girmezseniz durdurulması zor bir oyun olmaya devam ederken verildi. Koç yapay zekâsı bazen epey sakar. Oyun çağrısını savunurken kullandığı kelimeler kendinden emin dursa da yanlarına eklenen sayısal güven puanı komik derecede düşük olabiliyor. “Bu oyunu çağır, ona %7 güveniyorum,” diyor özetle. Futbola ilgisi olmayanlar bile bunu tutturur. Görsel tarafta ise seri tarihsel olarak pek zayıf sayılmazdı ama bu yılki oyunda yıllık farkların ötesine geçen bir parıltı var.

EA Sports Madden NFL 26 içerisinde aydınlatma harika görünüyor, forma kumaşı daha gerçekçi hareket ediyor ve en güzeli de “Game of Thrones” tadında, 20 yarda ötede görüşü perdeleyen şiddetli fırtınalar. İnanılmaz derecede içine çekici ve zaman zaman ürkütücü. Sert yağmur ya da karda oynarken işi yokuşa sürüyor ama futbolun ruhunda da bu var. Sunum belki çoğu seri oyuncusundan bana daha fazla hitap ediyor. MLB The Show ve NBA 2K serilerinin güçlü yayın sunumları beni yıllardır kıskandırıyordu. Bu oyun, nihayet o alanda o liderleri yakalıyor gibi.
EA Sports Madden NFL 26 içerisindeki daha akıllı kamera tercihleri, güçlendirilmiş yorumlar ve elektrikli maç önü çıkışları (runout) her karşılaşmayı TV yayınına daha çok benzetmeyi gerçekten başarıyor. Geçen yıl eklenen yeni spiker ekipleri bu yıl dört farklı maç günü sunum paketine kadar genişletilmiş. Varsayılan “Pazar öğleden sonra” skor grafiği (scorebug), tema müziği ve highlight animasyonlarına ek olarak Perşembe, Pazar ve Pazartesi gecelerine özgü üç ayrı paket daha var. Prime time maçları hak ettiği büyük maç hissine kavuşmuş.
Elbette bu yeni özellikleri daha da genişletmek için alan var ve EA Sports Madden NFL onlarca yıldır neredeyse her yıl “yeni sunum” vaat etse de ilk kez “tam olmuş” diyebiliyorum. Sanki oyunun geliştirici ekibi, EA Sports College Football serisinin ekibinden dersler almış. Kolej futbolu nasıl gelenekleri onurlandırıyorsa tek örnek o olmamalı; bu seri de sonunda bunu kavramış: Patriots’ın çan çalması ya da Vikings maçlarından önce Gjallarhorn’un üflenmesi gibi stadyuma özgü ritüeller oyunda. Yakında Pats maçlarının tam otantik hâle geleceğini umuyorum.
Birçok oyuncunun favorisi olan Franchise modunda devre araları ve haftalık özetler, lig genelinden highlight’ları şık biçimde çekip bir araya getiriyor; CPUvCPU tipi maçlarından bile o anlık klip üretebiliyor. Daha da güzeli, paylaşımlı çevrim içi Franchise isimli oyun modunda diğer oyuncuların maçlarından highlight’lar görmeniz bu moda uzun zamandır eksik olan bir topluluk ve ekosistem hissi katıyor. Aslında şimdiye kadar saydıklarım güçlü dursa da, EA Sports Madden NFL 26 oyununu bu denli iyi bulmamın asıl sebebi Franchise modunun baştan ele alınması.

Bu yıl favori modum için vaat edilenleri gördüğümde aşırı şüpheciydim ama EA gerçekten başarmış. Geçen yılın komik derecede kötü hikâye segmentleriyle kıyaslanınca gece ile gündüz kadar fark var; geliştiricilerin Franchise’a yaptıklarıyla sonunda serinin hep olması gereken spor-RYO yönü ortaya çıkmış. Geçmişteki koçluk yetenek ağaçları gibi dokunuşlar, oyuncuların böyle bir arzusu olduğunu geliştiricilerin bildiğini sezdiriyordu ama bugüne kadar hayata geçmiş gibi hissettirmemişti. Artık beceri ağaçları çok daha derin, ilerleme mantıklı, ödüller hem cazip hem de oyuna gerçek etkisi var.
Mesela eskiden birkaç haftalık puanı, iç hat (interior) lineman’lara +1 Güç vermek gibi sıradan bir yükseltme için harcardınız; şimdi aynı oyunculara +4 Güç gibi daha anlamlı etkiler açılıyor. Rakiplerin keşif raporları daha bol bilgi sunuyor; böylece hangi yetenekleri kuşanmanız gerektiğini bilerek hazırlanıyorsunuz. Scouting departmanınızı ve sağlık/performans ekibinizi de yeni yeteneklerle güçlendirebiliyorsunuz. Sakatlıklar ise artık “tam şu kadar hafta yok” kalıbından ziyade “iyileşme pencereleri” üzerine tasarlanmış.
Antrenmanlarda sakatlığı önlemeye odaklanan bir sağlık ekibi kurabilir, sakatlık süresini kısaltabilir ya da “Questionable” durumdaki oyuncunuzu maç gününe “Probable” seviyesine çekebilirsiniz. Oyundaki birçok yeteneği birden fazla kez yükselterek buff’ları daha da güçlendirmek mümkün. Yeni “Playsheet”ler açmak, yani haftalık playbook’unuza geçici koşu paketleri eklemek gibi mantıklı yöntemlerle yetenek açıyorsunuz; örneğin yerde peş peşe harika maçlar çıkararak. Aynı zamanda bu yetenekleri “loadout” mantığıyla yönetmeniz gerekiyor.
Diyelim ki bir scouting yeteneğinin etkisini istiyorsunuz; o zaman koçunuzun yüküne bu yeteneği takıp aylarca taşımak zorundasınız, bu neredeyse tüm sezon boyunca bir yetenek yuvasını meşgul edecek ki gerçek hayatta keşif sürecinin sprint değil maraton oluşunu yansıtsın. Bu tür yaratıcı, RYOvari yapı kararları yeni koçluk ağaçlarının her yanına yayılmış; özel koç yaratıp ligde kendi yolunuzu çizmek hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı. Şunu da not edeyim: Bazı yetenekler beklediğimden farklı davranabiliyor ama güncellemelerle düzeltilirler.

EA Sports College Football 25 oyunundan “Wear and Tear” (yıpranma) sistemi de bu yıl EA Sports Madden NFL 26 oyununa gelmiş. Sağlık ve dayanıklılığı daha incelikli izleyen, bir maç içinde aldığınız darbelerin hem şiddetini hem sayısını takip eden bir model bu. Artık oyuncularınızı daha bilinçli kullanmanız gerek. Örneğin, tight end’e sürekli kısa out pası atıp her yakalama sonrası darbe aldırırsanız, oyunun ilerleyen dakikalarında özellikleri düşüyor. Bu sistem şimdilik yaz boyunca diğer futbol serisine gelen “kariyer boyu” perspektifi kullanmıyor; ama hoş bir başlangıç.
Franchise tarafına da oyuncu bazlı antrenman planları getiriyor; eski pozisyon bazlı planlara göre daha iyi. EA Sports Madden NFL 26 oyununun Franchise modunda incelik her yerde ve bu her zaman memnuniyet verici. Oyunculara beceri puanı dağıtımındaki RNG artık rollerine (archetype) daha sıkı bağlı. Güç koşucu RB’ime puan verip “elusive” kodlu buff’lar almak ya da kicker’ın gücüne yüklenmek isterken doğruluğunun artması (yani yarı rastgele dağıtımın hedefi ıskalaması) insanı çileden çıkarırdı. Neyse ki bu oyunda bu tür uyumsuzluklar çok daha seyrek.
Franchise nihayet oyunun “varılacak yer” modu olurken Superstar daha mütevazı bir adım atıyor. Mod, artık sahada ve saha dışında hayatınızdaki herkesle (pazar günleri önünüzde set olan line’dan menajerinize, taraftarlardan koçunuza ve hatta touchdown sonrası kullanabileceğiniz emote’ları açan bir dans eğitmenine kadar) ilişki kurma üzerine. Bir stilistle çalışıp iş birliği ilerledikçe kozmetik ödüller alabiliyorsunuz ama mesela dövme sanatçısının ödülleri çok az, bu da haftalık “sıfır toplamlı” seçimleri bazen anlamsız kılıyor EA Sports Madden NFL 26 içerisinde.
Menajer ya da koç varken neden dövmeciye yatırım yapayım ki üstelik açılacak doğru düzgün bir şey yokken? Üzücü olan, koçluk kadrosu ve takım arkadaşları dışındaki tüm bu karakterlerin çirkin, jenerik yapay zekâ görselleriyle ifade edilmesi; moda, “Musk sonrası Twitter” estetiği sinmiş. Tuhaf biçimde, özelleştirilebilir avatarınız için “respec” açan “Hacker” karakteri ise modun geri kalanındaki sosyal çember, yani “Sphere of Influence” mekanikle hiç uyuşmayan çizgi filmimsi bir görünüme sahip. Epey savruk hissettiriyor. Avatar özelleştirme araçları da çok iyi değil.

Tüm bu göz tırmalayan kısımlara rağmen mod, önceki yıllara kıyasla daha iyi. Sonuçta, derin bir ödül ağacı ve karakter geliştirme sistemi var. Bunlar bir süre yükseltmelerin peşinden koşmaya yetecek kadar cazip. Benim için ise mod bir süre eğlenceliydi ama uzun vadede oynayacağım bir deneyim değil kendisi. Bir sezon sonra göreceğinizi görmüş oluyorsunuz. Eğer ki oyuncunuzu 99 ortalamaya taşımak ya da çevrim içi modlara hazırlamak istiyorsanız anlamlı sadece. EA aslında avatarınızı Superstar Showdown içeriğine taşımanızı istiyor. Bu mod, NBA 2K serisinden The City ile yarı yarıya benzer. Bana kalırsa EA yakında The City tarzı tam teşekküllü bir açık dünya yapacak.
Moddaki kozmetiklerin çoğu öylesine abartılı ve cafcaflı ki üzerime giyip bir de üstümden Randy Moss misali tepemden top çekilirse utanırım. Kozmetiğe para harcamaktan gocunmayan, futbolu seven biri olarak EA şirketinin mikro ödemelerle benden de alması kolay olması gerekirken, dükkânda satılan hiçbir şeyi hele o fiyatlarla giyeceğimi sanmıyorum. Ultimate Team ise çoğu oyuncu için ya vazgeçemediği ya da nefret ettiği bir mod – arada kalan pek yok. Son yıllarda bu moda karşı biraz yumuşadım. Tek başıma, ücretsiz oynadığım sürece sorun etmiyorum. Kendimi para harcamamaya zorluyorum; bu sayede oyunun benden ne kadar koparmak istediğini görüyorsunuz.
Çok oyunculu olarak oynarsanız Ultimate Team modu hâlâ can sıkıcı bir pay-to-win deneyimi ama takım kurma ve oyuncu geliştirme fantezisi size hitap ediyorsa bu yıl gelen yaşam kalitesi iyileştirmeleri hoş. Yine de menüler yavaş ve sinir bozucu olmaktan bütünüyle kurtulamıyor. Kimseye bu modu çevrim içi olarak önermem; oyunun sizi kredi kartı savaşçılarıyla eşleştirmekte ısrarlı durması bir yana, yabancılarla spor oyunu oynamanın getirdiği sinir harbini de unutmamak gerek. Eğer kendi kendinize takılırsanız EA, çoğu insanın yetişemeyeceği kadar sürekli içerik akışı sunma işini gerçekten iyi yapıyor EA Sports Madden NFL 26 ile.
EA Sports Madden NFL 26, beklediğinizden daha büyük bir sıçrama yapıyor. Sahada olgunlaşıyor; büyük-küçük değişimlerle (daha heyecanlı hareket hissi, gerçeğe daha yakın oyuncu özellikleri gibi) artık zafer turu atıyor. Sunum, televizyonda izlediğiniz maçlara daha çok benziyor; yoğun hava koşulları ve büyük kapışmalar dikkatinizi zorluyor. Franchise modunun RYO benzeri derin dalışı, modu sonunda oyunun varış noktasına çeviriyor ve hatırladığım en dramatik gelişmeyi temsil ediyor. Superstar hâlâ yapım aşamasında gibi. Ultimate Team ise pay-to-win karakterini bırakacak gibi durmuyor ama Franchise odaklı ve oynanışa takıntılı benim gibiler için bu, beklediğiniz o oyun.