LEGO Voyagers oyununun ilk dakikaları, iki minik LEGO parçanın gözlerinin içine bakıp, “hadi birlikte yapalım” demesi gibi sıcak ve davetkâr. Bu tamamen iki kişilik bir deneyim; tek başına bir mod yok, yapay zekâ eşlik de etmiyor. Biriniz kırmızı, diğeriniz mavi 1×1 parçasını kontrol ediyor ve diorama tadındaki sahnelerde yuvarlana zıplaya, pıt diye çıkıntılara kilitlenerek ilerliyorsunuz. Konuşma yerine animasyonlar ve jestlerle anlatılan hikâye, oyuncuların ritmine göre nefes alıyor; oyunu oynamanın kendisi anlatının dili oluyor.

Bu açıdan LEGO Voyagers, Light Brick Studio ekibinin LEGO Builder’s Journey oyunu sonrası aradığı doğal devam gibi hissettiriyor: LEGO markasının özündeki basit iş birliği, sezgisel deney tasarımıyla örtüşüyor. Yapı basit, süre de öyle. Doğrusal bir rota üzerinde 4–5 saatlik bir macera söz konusu. Kalmış bir roketi tamir etmek ve kurtarmak gibi net bir hedefiniz var; bölümler birbirini takip eden küçük bulmaca parçaları gibi diziliyor. Tasarım, koltuğu paylaşan iki kişiye çok yakışıyor; çevrim içi de mümkün ama aynı kanepedeki mikro koordinasyon, zamanlamayı ve jestleşmeyi kolaylaştırıyor.

İyi bir haber vereyim: Friend’s Pass sayesinde oyuna sahip olmayan bir arkadaşınızı da bu tam sürüm co-op maceraya ücretsiz davet edebiliyorsunuz. Oyunun çıkış tarihi 15 Eylül 2025 idi ve PC, PlayStation 4/5, Xbox Series X/S ve Nintendo Switch 1/2 için mevcut. Mekaniklerin özünde üç fiil var: yuvarlan, zıpla, kilitlen. Çıkıntılara ve pimin–stud yüzeylerine kilitlenmek, platform basamaklarını ölçmeyi kolaylaştırıyor; gevşek parçaları kaldırıp döndürerek köprü, merdiven, kaldıraç gibi iş görür çözümler kuruyorsunuz. LEGO Voyagers, talimat kovalatmıyor; iş görsün yeter mantığındaki özgür kurcalamayı ödüllendiriyor.

Masanın üstüne döktüğünüz bir avuç parçayla biraz deneme–yanılmayla uydurduğunuz merdiven, burada da aynı tatmini veriyor. Sahne tasarımları, minyatür ada maketleri gibi; ışık–gölgeyle cilalanmış plastik parıltısı, elde dokunduğunuz tuğlaların parlaklığını taklit ediyor. Bulmaca çeşitliliği ise “LEGO ile ne yapardık?” sorusunu oyun akışına çeviriyor. Bir bölümde endüstriyel bir mıknatısla karşı kıyıya arkadaşınızı taşıyor, diğerinde iki kişilik bir aracı idare edip biriniz sürerken diğeriniz ileri–geri hareketi kontrol ediyorsunuz. Parçaları üst üste getirip tek bir kütle gibi hareket ettirme fikri, gerçekten omuz omuza itilen mobilya hissini yaşatıyor.

Bazen “beni it”, bazen “beni çek” diyerek ritmi yakalıyorsunuz. Yeni öğeler (enerji parçaları, taşıyıcı şasiler, ray düzeltmeleri) sahneye girdiğinde çözümün püf noktası açık söylenmiyor; çevre okuması ve iş bölümüyle kendiniz kavrıyorsunuz. Tasarımın şefkatli tarafı ise cezalandırmaktan kaçınması. Yanlış adımda suya düşerseniz anında en yakın güvenli noktada dönüyor, elinizde taşıdığınız parça bile aynı durumda kalıyor. Bu sürekli yola devam tavrı, özellikle aile veya acemi eşleşmelerde gerilimi tatlı tutuyor. Can sıkmadan tatlı bir kapışma hissi veriyor.

Nadir de olsa, düşüş–doğuş mekaniği bir bulmacayı “yan yoldan” atlatmanıza kapı aralayabiliyor; doğru çözümü kurmak yerine ufak bir hile gibi hissettiren bu anlar var fakat sık değil ve dengeyi bozmuyor. Oyunun mesajıyla uyumlu: Birlikte dene, yanıl ama akış hiç durmasın. Kamera açısı ise hafif izometrik; derinlik hissi çoğu zaman anlaşılır ama bazı sıçramalarda mesafe–yükseklik tahmini seçici davranabiliyor. Genel güç eğrisi yumuşak; nadiren iki oyuncunun aynı anda ölçülü hareket etmesini isteyen koordinasyon cepleri var.

LEGO Voyagers oyununun bu küçük anlarında aynı odada olmak veya sesli iletişim şartına yaklaşmak, bulmacanın akışını rahatlatıyor. Yine de düşüşler hızlı telafi edildiği için öğrenme motivasyonu hiç kırılmıyor; başaramadık hissi değil de bir daha deneyelim duygusu daha baskın oluyor. Görsel–işitsel yüz ise oyun kadar sakin. Parlak ama yumuşak bir ışıklandırma, tilt-shift estetiği ve LEGO ile örülmüş doğa–endüstri kontrastı sahneleri sürekli tazelerken, arka planda minimal, huzurlu bir elektronik–akustik karışımı dönüyor.

LEGO Voyagers oyununun müzikleri ise “bak buradayım” diye bağırmıyor; iki tuğlanın küçük zaferlerine alan açıyor, oyunun “parka çıkmış iki arkadaş” hissine tempo tutuyor. Bazen oyunun en büyük numarası bu alçakgönüllü tınılar; yorgun bir günün sonunda “bir bölüm daha” dememi sağlayan da genellikle onlar oldu. Hikâye ise kelimesiz ama duygusuz değil. Başlangıçta uzaktan izlenen fırlatma denemesi, sahne sahne iki arkadaşın ortak hayaline dönüşüyor; finalde, oyunun daha önce öğrettiği parçalar bambaşka bir bağlamda karşınıza çıkınca gülümsetiyor.

Basit bir jest, bir bakış, bir oturup ufka dalma ânı… Diyalog yok ama jestlerin dili yüksek sesle konuşuyor. Kısacık bir kapanışta bile içinin dolduğunu hissediyorsun; iki tuğlayı gerçek kahramanlar gibi hatırlıyorsun. İletişim tarafında küçük bir pratik not: Çevrim içi oynarken bazı zamanlı bulmacalarda sesli konuşma ciddi yardımcı oluyor; ritmi yazışmayla tutturmak güçleşebiliyor. Friend’s Pass özelliğinin varlığı eşik düşürücü, özellikle “bir arkadaşımı ikna edeyim de denesek” dediğiniz anlarda ama ne olursa olsun, en parıldayan hâli aynı koltuğu paylaşırken; omuz omuza taş itip ray döşemenin, ekranda anlatılamayan bir ritmi var.

Teknik tarafta pürüzler küçük ama hissedilir. PlayStation 5 Pro konsolunda sahneler arası geçişlerde anlık kare düşüşleri gördüm; oynanışı baltalamıyor, kısa sürüyor. Kontrol şeması yer yer fazlaca aynı tuşa iş yüklemiş hissettiriyor; kilitlen–yerleştir–çek eylemleri yoğunlaştığında istemsiz bağlantılar komik ama sinir bozucu hatalara yol açabiliyor. Takılmalar ve minik tökezlemeler, kısa bir oyunda sırıtıyor. Erişilebilirlik çizgisinde ise LEGO Voyagers çok bilinçli; ceza düşük, geri dönüş hızlı, görsel ipuçları net. Bu, oyunu çocuk işi yapmıyor; aksine yetişkinler için de zihin açıcı bir bulmaca–oyuncak kutusu ama tek kişinin içeri giremeyeceği gerçeği akılda kalsın.

Eş, arkadaş, kardeş veya başka biri, kimi bulursanız onunla giriliyor; bu tasarım seçimi, verdiği duygu için şart gibi. Çocuklarla oynarken “ben tutayım sen it” diye paylaşılan iş, oyunun gerçek mesajı zaten. Kapsam meselesinde dürüst olayım: Kısa, yoğun, tekrar değeri düşük bir yolculuk bu. Yeniden oynamaya motivasyonum, oyunu başka birine göstermek dışında zayıf ama o da oyunun doğasıyla barışık. Bazı maceralar bir kez yaşanır; kıymeti, paylaşıldığı anda kalır. LEGO Voyagers tam olarak öyle bir anı oyunu: dört–beş saatlik bir ortak proje gibi.

Sonuç olarak LEGO Voyagers; yüksek bütçeli karmaşıklıkla değil, yalın fikirlerin iyi cilasıyla etkileyen, iki kişilik bir bulmaca–platform harcı. Kontrolün yer yer pürüzlü oluşu ve kısa süre, “keşke biraz daha” dedirtiyor; fakat işbirlikçi koreografisi, diorama sahnelemeler ve alçakgönüllü müzikle kurduğu sıcaklık, bu çekinceleri kolayca bastırıyor. LEGO markasının özündeki paylaşarak üretme ilkesini bir akşamlık ritüele çeviren, güvenle önereceğim bir deneyim: doğru kişiyle oynandığında, küçük iki tuğlanın nasıl büyük bir hikâye taşıyabildiğini anlıyorsunuz.

LEGO Voyagers incelemesi
LEGO Voyagers
Olumlu
Gerçek bir iş birliği ve rol paylaşımı hissi var.
Akıcı hareket mekanikleri ve serbest parça kurcalama şahane.
Diorama sahneleme ve şık plastik dokularla güçlü ve benzersiz bir görsel kimlik.
Cezasız/ hızlı doğuş tasarımı; aile ve acemi oyuncular için ideal.
Friends Pass ile sahip olmayan arkadaşla da tam sürüm oyun deneyimi.
Sakin, ambiyans müzikleri ve jestlerle anlatılan duygulu hikâye.
Kısa bulmaca kesitleriyle rahat akan tempo.
Olumsuz
Tek kişilik mod yok; yapay zekâ eşlikçi de sunulmuyor.
Süre çok kısa (yaklaşık 4–5 saat); tekrar değeri sınırlı.
Bazı anlarda kamera/derinlik okuması hataya açık.
Kilitlen-yerleştir tuş yoğunluğu kontrol karmaşası yaratabiliyor.
Ara sahne/geçişlerde ufak performans düşüşleri görülebiliyor.
9

Etiketler:

,