Sirenler ötmeye başlıyor, kapılar açılıyor ve ben de hemen maskeyi indiriyorum; Firefighting Simulator: Ignite oyununun ilk dakikaları bana hemen kahramanlık değil, disiplin ve prosedür sattı. Unreal Engine 5 teknolojisinin ateşi; odanın nefes alışını, dumanın kat kat yükselişini, tavandan kopan parçaların düşüşünü hissettiriyor. Bir kapıyı açmadan önce ısıyı yokluyor, bir pencereyi kırmadan önce dumanın nereye kaçacağını düşünüyorum; bu oyunda acele, ateşi büyütüyor. İlk görevler bana şunu öğretti: Her müdahale bir sıralama işi, yanlış adım yeni bir yangın yolu demek. Bu metodik tempo, sevdiğim türde bir gerilimi sürekli diri tutuyor.

Görev akışı, karargâhtan seçtiğiniz vakalarla ilerliyor; konut, ofis, fabrika, hatta çok katlı bir alışveriş merkezine kadar uzanan yelpaze, etrafı basitçe ıslatmak yerine farklı riskleri sıraya koyduruyor. Her görev sonunda süre, tahliye ve hedef tamamlama gibi kalemlerden puan alıyor, bronz–gümüş–altın derecelerle rütbe ve ekipman açıyorsunuz. İsterseniz kenti boydan boya sirenle geçip vaka yerine bizzat sürerek gidiyor, isterseniz direk olaya ışınlanıyorsunuz; sürüşü atlamak puan kovalamayı kolaylaştırsa da ritüelden koparıyor. Bu şema görevleri sindirilebilir parçalara bölüyor; ben, “önce eğitim sahası, sonra majör görev” ritmini benimsedim tabii ki.

Firefighting Simulator: Ignite, tek kişilikte bile bir ekip oyunu gibi davranıyor. Dört kişiye kadar çevrim içi eşli oynanışta boş koltukları insanlar, kalanları yapay zekâ dolduruyor; evrensel sesli komutlaşma gerekmeden bile görev paylaşımı çalışıyor. Çapraz platform desteğiyle farklı sistemlerdeki arkadaşlarla aynı yangına koşmak mümkün; kopan oyuncunun yerine yapay zeka anında devralıyor. Özetle, tek başımayım ama sahada ekibim var hissi tasarımın omurgası.

Ekip idaresi pratik: Omuz tuşuyla açılan tekerde “Arama–Kurtarma”, “Şu noktayı söndür.” ve “Beni takip et.” gibi bağlamsal komutları anında vermek mümkün. Yakın çevredeki panelleri, pencereleri, bilinci kapalı sivilleri işaretleyen görüş yardımı, o hengâmede kritik detayları kaçırmamanı sağlıyor. Yapay zeka genelde doğru işi doğru zamanda yapıyor ama ara sıra tavana bakıp kalma, panoyu bulup kapatmama gibi destek isteyen anlar da var. İnsan ekiple birlikte oynayınca sistem parlıyor; yapay zeka ile oynayınca komut çarkı en iyi arkadaşınız oluyor.

Alet çantası geniş ve anlamlı: Halligan barla kapı söküyor, baltayla duvar açıyor, spiral testereyle çatıya havalandırma penceresi açıp dumanı yönlendiriyorum. Elektrik panosunu kapatmadan su sıkmak, yağ yangınına suyla girmek kötü fikir; köpük, kuru kimyevi ve su arasındaki tercihler yangının türüne göre değişiyor. Isı ölçer, tavan arası ve duvar içindeki kızgın cepleri ele veriyor; yangın bitti sandığın anlarda tekrar alev alabilecek noktaları bulmadan görev nadiren kapanıyor. Bu araç–teknik uyumu oyunun bulmaca tarafını güçlendiriyor.

Su yönetimi şu an stres değil, rutin: Yakında mutlaka bir hidrant var; besleme hattını kurunca tank kapasitesiyle boğuşmuyorsun. Bu tercih, yeni gelenler için akışı hızlandırıyor ama ileri seviye oyuncuda hidrant mesafesi, basınç, relay gibi derinlik arayışını uyarıyor. Ben oyun ilerledikçe su beslemesi kararlarını daha kritik bir değişken olarak görmeyi isterdim; çekirdek döngünün buna hazır bir omurgası var. Belki gelecekte böyle bir destek görebiliriz diye umuyorum.

Kamera iki yüzlü ve iyi niyetli: ilk kişi görüşünde maskenin buğusu, dar koridorda ateşle baş başa kalma duygusu tüyleri diken diken ediyor; üçüncü kişi, merdiven sepeti kullanırken ya da yaralı taşırken çevre görüşünü genişletip işlevsel oluyor. Haritalar küçük ve ucuz hissettirmiyor; bir gece kulübünün, bir banliyö evinin veya ofis bloğunun karakteri, müdahale biçimini değiştiriyor. Düşen zeminler, tıkanan görüş, oksijenin akış yönü… her şey sahne sahne farklı stres doğuruyor.

İlerleme boyunca lisanslı teçhizata dokunmak hoş: HAIX/Fire-Dex çizme–başlıklar, Rosenbauer America’nın farklı sınıflarda kamyonları, sepetli tırlar, büyük çaplı monitörler ve daha fazlası rol dağılımını gerçek dünyaya yaslıyor. Eğitim sahası ise dokunarak öğren mantığıyla riskleri küçük dozlarda tanıtıyor; menzilli köpükten kapı kırma ritmine kadar her şey var. Görsel cephede kalite/perfomans seçenekleri dengeli tutulmuş; partikül ve duman davranışı oyunun yıldızı. Bu katmanda “oyuncuyu yormadan” simülasyon hissi taşımayı başarmışlar.

Karargâh devasa ve gelecek için boşluk taşıyor; şimdilik görev seçimi, ekip ve kamyon açılışına işlevsel bir kabuk. Geliştirici, ilk yıl destek planını işaret ederken görevleri çeşitlendirme niyetini de açık etmiş durumda. Bu arada PC üzerinde mod.io ile görev oluşturma–paylaşma, konsollarda ise bu görevleri oynama desteği var; topluluk üretimi içerik oyunun ömrünü uzatacak en net kaldıraç gibi duruyor. Ben şimdiden eğitim sahası tabanlı meydan okumalar hayal ediyorum. Kusurlar ise masanın üstünde: Çok oyunculu deneyimde kopmalar/donmalar yaşadım; ev sahibi olmayan taraf bundan daha sık etkilenebiliyor. En azından benim deneyimim öyleydi.

Sürüşte absürt kazalar, ikinci ekip kamyonunun trafik kurallarını inkâr etmesi gibi bana güldürürken iş bozan anlar oldu. Yapay zekâ bazen durup tavana bakabiliyor; bazen de söndürülmüş bir köşeyi inatla ıslatmaya devam ediyor. Seslendirmelerin tekrar ettiği, animasyonların yer yer sert hissettirdiği sahneler de var. Bunlar toplam tadı öldürmüyor ama güncellemeyle düzeltilebilecek pürüzler listesinde. Öte yanda yangının davranışı, hortumun çevreye dolanışı, dumanın pencereden taşmasına kadar fizik ve ses tasarımı tutarlı bir gerçeklik kuruyor.

Bir odanın kapısını kırdığımda içeriden gelen uğultu ile alevin oksijene koşuşu, ekibin telsizindeki cızırtıyla birleşince sahne oyun anı olmanın ötesine geçiyor. Oyun, görsel harikalarla baş döndürüyor demiyorum; ateş ve duman için gösterilen özen, kayda değer seviyede. Firefighting Simulator: Ignite oyununun özü şu: Aksiyon filminin kahramanlık illüzyonu değil, prosedürün içindeki dramı oynatıyor. Bazen basit bir vanayı kapatmak, tüm yangının kaderini değiştiriyor; bazen doğru yerden havalandırma açmadığın için geri çekilip yeni bir plan yapman gerekiyor.

Temposu kasıtlı olarak ağır; hızlı haz arayanı kaçırabilir ama sabırla oynayınca, her altın madalya bu kez sıralamayı doğru yaptım tatmini veriyor. Firefighting Simulator: Ignite, “ıslak şey kırmızı şeyin üstüne” basitliğine sığınmadan, işin ritüelini oynatan bir paket. Görev çeşitliliği, ekip yönetimi ve araç–gereç bütünlüğü güçlü; çok oyunculu istikrar ve bazı kalite detaylarıysa güncellemeler ile olgunlaşmaya ihtiyaç duyuyor. Yangın söndürmenin gerçekten takım işi olduğunu hissettiren, niyetini bilen bir simülasyon arayanlar için net bir tavsiye; yüksek oktanlı arcade bekleyenler için değil. Ben dönüp dönüp “bu kez şu sırayı deneyelim” demeye devam ediyorum.

Firefighting Simulator: Ignite incelemesi
Firefighting Simulator: Ignite
Olumlu
Gerçekçi ateş/duman davranışı; havalandırma ve izolasyon kararları kritik.
Zengin alet–edevat ve doğru kullanımın bulmaca gibi işlemesi
4 kişiye kadar co-op + çapraz oyun; komut çarkıyla pratik ekip yönetimi.
Konut/ofis/fabrika/AVM gibi çeşitli görevler ve dereceli ödüllendirme.
Mod desteği ve lisanslı teçhizatlar güzel düşünülmüş.
Olumsuz
Çok oyunculuda kopma/donma sorunları çok.
Yapay zeka bazen çok takılıyor veya yanlış öncelik veriyor.
Sürüşte fizik/trafik tuhaflıkları yaşanabiliyor.
Su besleme/basınç yönetimi sığ; ileri seviye taktik derinlik eksik.
Tekrar eden seslendirmeler ve sert animasyonlar atmosferi zayıflatıyor.
8