Yeni bir yıl ve yine bir Call of Duty. Geçen yılın bence hoş olan yapıtının ardından tekrar Black Ops alt serisinden bir oyun göreceğimizi duyunca açıkçası şaşırmıştım ve korkmuştum. Bunun benzerini en son Modern Warfare alt serisi ile görmüştük. Call of Duty: Modern Warfare II bence gayet güzeldi ama ardından hemen adeta bir genişleme paketi olan Call of Duty: Modern Warfare III çıkmıştı. Kendisi, ben oynadığım en kötü Call of Duty oyunlarından biriydi. Yalnız, şimdi o tahta başka bir giriş oturdu. O da tahmin edersiniz ki Call of Duty: Black Ops 7.

Call of Duty: Black Ops 7 oyununun öncelikle işbirlikçi hikaye modundan bahsedeceğim. Yine bu modu gördüğümde yenilikçilik açısından biraz memnun olmuştum ama moda olan her heyecanım aynı zamanda ölmüştü. İşbirlikçi olarak geliştirilen bir hikaye modunun klasik Call of Duty hikayeleri ruhunu veremeyeceğini düşünmüştüm. Yalnız, bu yeni hikaye modunda bırakın klasik seri ruhunu, herhangi bir ruh yok. DMZ tarzı bir mod için yapılmış bir haritada koşturup, alt bölümlere inip; insan, robot ve garip varlıklar öldürüyorsunuz. Tabii bir de bölüm sonu canavarları var.

Call of Duty: Black Ops oyunlarında fantastik elementler görmeye alışkınım. Serinin geçmişinde bu var ve yerinde yapıldığı zaman etkileyici olabiliyor ama Call of Duty: Black Ops 7 içerisinde daha ilk saniyeden itibaren bir çeşit gaz yiyorsunuz ve hikaye modunun tamamı fantastik elementlerle geçiyor. Menendez ile patron savaşı verip, gökyüzünden iki katlı bina boyutunda palalar atıyorsunuz, zombi modundan fırlamış dev bitki yaratıkları ile savaşıyorsunuz ve… Açıkçası bunun devamı bende yok. Normalde bu serinin hikayesini incelerken onu tamamen bitirdiğimden emin oluyorum ama gördüklerimden sonra gerçekten devam etmek içimden gelmedi.

Kısa kısa görevlerde, açık alanlarda veya hiçbir şey ifade etmeyen çizgisel bölümlerde, çok basitçe tasarlanmış hedefleri tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bu modu ne kadar berbat bir şekilde hayal ederseniz edin, emin olun yaşayacağınız deneyim tahmininizden daha kötü olacak. Ayrıca, hikaye modu da bu sene genel ilerleme sistemine ve savaş bileti ilerlemesine dahil edildiği için her şey çevrim içi. Yani; modu durduramıyorsunuz, bir önceki kontrol noktasından başlayamıyorsunuz ve oyuna eğer güncelleme gelirse hikaye modundan anında atılıyorsunuz.

Call of Duty: Black Ops 7 oyununun işbirlikçi hikaye modunda hiçbir özen yok. Serinin geçmiş oyunlarındaki gibi kaliteli bölüm tasarımları yok, ilgi çekici bir hikaye yok, sizi kendisine bağlayan ana ve yan karakterler yok. Hiçbir şey yok. Yarım yamalak hazırlanmış ara sahneler izliyorsunuz hikaye adına. Ana ara sahneler de bölümlerin başında ve sonunda oynuyor. Eğer tek oynuyorsanız, oyun içi ara sahnelerde takım arkadaşlarınızı görüyorsunuz, oyun başlayınca kayboluyorlar. Dost bir yapay zeka eklemek ile bile uğraşılmamış veya ortak ilerlemeden ötürü uygun görülmemiş.

Bahsettiğim bu modda toplamda 11 adet görev var. Görevlerin sadece 1 tanesi Tokyo, geri kalan 10 tanesi Avalon içerisinde geçiyor. Bunun sebebi, hikaye moduna oyun sonu içerik eklenmiş olması ve o oyun sonu içerikte Avalon haritasının tamamının kullanılıyor olması. Yani, en başta dediğim gibi DMZ tarzı bir mod için yapılmış açık dünya haritası sözde hikaye modu için kullanılıyor ve en sonda da o haritanın tamamında çok oyunculu ama PvE olan bir tarzda oyun oynanıyor. Bunun hakkında detay veremiyorum; o moda kadar henüz gelemedim. Eğer gelirsem, bu kısmı güncellerim.

Yalnız, Call of Duty: Black Ops 7, oyun sonu içeriğinde her ne sunuyor olursa olsun, bu hikaye modunun berbatlığını kurtaramaz. Emin olun ne anlatılan hikayeden, ne de karakterlerden aklımda bir şey kaldı ki bu satırları, oyunu kapattıktan hemen sonra yazıyorum. Oyunda kontrol ettiğimiz ana karakter David Mason, Alex Mason’ın oğlu. Onun bile herhangi bir ağırlığı yok, herhangi bir beyaz askeri karakter gibi duruyor. Woods, Mason, Menendez, Cradle ve çok daha fazla isim kullanılıyor ama hikaye hiçbir zaman benim ilgimi çekmeyi başaramadı ki ben bu alt evreni seviyordum.

Call of Duty serisinin hikaye moduna işbirlikçi oyun desteğinin eklenmiş olması kesinlikle harika ama bunun karşılığında bu efsanevi karakterleri ve hikaye elementlerini böyle rezil bir şekilde göreceksek, ben tek oyunculu ve çevrim dışı bir deneyim görmeyi tercih ederim. Eğer bu oyunun modlarını ayrı ayrı puanlıyor olsaydım, işbirlikçi hikaye moduna net bir şekilde 10 üzerinden 2 veya 3 verirdim. Kesinlikle çok büyük bir rezillik her açıdan… Neyse, umuyorum ki zombi modu ve çok oyunculu modu daha kalitelidir. Gelin, bir de onlara göz atalım.

Evet, yukarıdaki kısımları yazdıktan sonra hikayeyi bitirdim. Buraya tıklayın lütfen.

Bitirdim ve düşüncelerimde olumlu tarafa giden hiçbir şey olmadı. Tam tersine, hikaye daha da çılgınlaştıkça, takım arkadaşlarımızın dev versiyonuyla çok basit patron savaşları verdikçe ve hikaye sanki ucuz aksiyon filmi severler tarafından gözü kapalı bir şekilde yazılmış gibi işlerken her şey daha da kötüye gitti. 11 ana görevin sonunda tamamen unutulabilir, hiçbir önemi ve özelliği olmayan, zaman zaman DMZ, Battle Royale ve Zombies deneyimi gibi hissettiren ucuz bir şey deneyimlemiş oldum. En sonda açılan PvE temelli Endgame içeriği de serinin geçmişindeki DMZ ile aynı sanırım. Sadece içerisine birkaç ufak roguelike elementi eklenmiş. Bu kadar. Berbat.

Call of Duty: Black Ops 7, çok oyunculu modu ile şaşırtmayacak bir noktada. Yani, yine bu seriden aşina olduğunuz bitmek bilmeyen bir yüksek tempolu aksiyon var. Bu oyun için ön inceleme yazarken de söylemiştim, bence çok oyunculu modda pek bir sıkıntı yok. Yani, karşınıza çıkan yenilikler artık minimum seviyede. Buna alıştık; Omnimovement sisteminin kullanılmaya devam ediyor olması büyük bir artı. Sistem, Call of Duty: Black Ops 6 içerisindeki ile neredeyse aynı, sadece ek olarak duvarlardan yanlara ve yukarıya doğru zıplama mevcut. Bunlar bence oynanışa ve hareket etme sisteminin temellerine çok da fazla bir şey katmıyor ama kötü etkilemiyor da.

Omnimovement haricinde bir başka önemli bahsedilmesi gereken nokta ise açık lobiler. Oyuncular artık sürekli yokuş tırmanmaktan bıktı ve bunu Battlefield 6 içerisinde de görmüştük; artık açık lobiler daha fazla rağbet görüyor. Bilmiyorsanız, normalde bu serinin eşleştirme sistemi sizin yeteneğinizi birinci planda tutarak, ona göre lobilere yerleştiriyor oyuncuları. Bu yüzden sürekli denginiz olan oyunculara karşı savaşıyorsunuz. Bu uzun vadede çok yorucu oluyor. Açık lobiler ise yetenek seviyesini en baştan alıyor, en sona yerleştiriyor. Yani, ping ve bağlantı gücü gibi şeyler öne çıkıyor. Ayrıca, açık lobilerde artık oyun bittikten sonra lobi dağılmıyor, sabit kalıyor.

Lobilerin sabit kalması ve 20v20 gibi büyük çaplı oyun modlarının eklenmiş olması tabii ki Call of Duty: Black Ops 7 içerisinde bir problemi geri döndürüyor: Boosting. Daha ilk maçımda karşıma çıktı; 20v20 olan Skirmish modunda 5-6 kişi haritanın bir köşesinde sıralı bir şekilde birbirlerini öldürüp, görev yapmaya çalışıyorlardı ve ben yanlışlıkla işin içine girince bir de laf yedim. Sanki yaptıkları şey güzel bir şeymiş gibi… Tabii böyle diyorum ama laf edildiği için sadece. Yoksa, boosting ile benim çok da bir problemim yok. Hile ile benim veya diğer oyuncuların deneyimlerinin içine edilmediği sürece problem yok ama yine de bazen gidip o boosting gruplarını bozacağım.

Tüm bunların dışında Call of Duty: Black Ops 7 içerisindeki birçok şey serinin geçmişi ile aynı. Loadout sisteminde Overclock isimli yeni bir sistem var; özetle bir ekipmanı kullanıp, belli bir seviyeye çıkarttıktan sonra o ekipmanı yeni bir özellik ile güçlendirebiliyorsunuz. Bunun haricinde Scorestreak sistemi aynı, Gunsmith de aynı. Perk sisteminde artık yarı kombinasyonlar yapıp, yarı avantajlar alabiliyorsunuz. Eskiden üç aynı tipten bonus alıyordunuz. Şimdi 1v2 şeklinde karışımlar yapabiliyorsunuz; 1v1v1 olarak kabul etmiyor oyun. Silah kamuflajlarını sevdim; bence Call of Duty: Black Ops 6 oyunundakinden daha güzeller. Prestij ödülleri de fena değil.

Gelelim zombi deneyimine… Call of Duty: Black Ops 7, bu noktada beni en başta biraz hayal kırıklığına uğrattı; bir önceki oyundaki gibi ana bir zombi haritasının yanında Liberty Falls gibi alternatif, daha “casual” bir harita bekliyordum. Bunun sebebi benim kısmen “casual” olmam, tek başına oyunu oynuyor olmam ve ana hikaye için saatlerimi harcayamayacak olmam. Fakat bunların hiçbiri milyar dolarlık bir şirket için önemli değil. O yüzden elimizde sadece Ashes of the Damned var ve eğer tek başınıza, rahat bir şekilde oynayabileceğiniz bir Zombies deneyimi arıyorsanız, bu ne yazık ki o değil. Yine de oyunun en çok parlayan içeriği bence zombilerde yatıyor.

Geçmişten hatırlayacağınız Transit haritasından ilham alan Ashes of the Damned, belli bir rotada giden otobüs yerine kullanabileceğiniz ve yükseltebileceğiniz bir araba sunuyor sizlere. Yani, Transit hissini vermese de formülü kesinlikle ama kesinlikle ileriye taşıyor. Harita bence şahane, büyük ve gizem dolu. Hatta, birçok alternatif mod da mevcut. Zombies deneyimi zaten Call of Duty: Black Ops 6 ile mekaniksel olarak aynı. Directed filan geri dönüyor ama buna ek olarak, ekstrem zorluk isteyenler için Cursed sunuluyor. Survival, büyük haritanın çok küçük bir kesitini size tamamen hayatta kalmaya çalışmanız için sunuyor ve Dead Ops Arcade de dördüncü kere geri dönüyor.

Bana soracak olursanız, Call of Duty: Black Ops 7 oyununun Zombies modunun en büyük eksiği, Liberty Falls benzeri bir haritasının olmaması. Survival içerisindeki küçük Vandorn Farm haritası kesinlikle aynı denklemde değil. Liberty Falls, kendi gizemleri, hikayesi ve ödülleri olan bir deneyimdi; sadece harita normalden daha küçüktü ve atmosfer daha aydınlık, daha az korkutucu idi. Yanlış hatırlamıyorsam geliştirici ekip de bu haritanın verdiği performanstan memnun kalmıştı. Peki, o zaman neden benzeri bir deneyim geri dönmedi? Belki de birinci sezonda gelecek olan harita o tarzdadır ama bu sefer de sıradaki büyük macerayı bekleyen oyuncular hayal kırıklığına uğrayacak.

Her şeye rağmen, Call of Duty: Black Ops 7 oyununun Zombies deneyimi kesinlikle fena değildi. Ashes of the Damned bence şahane bir harita ve eğer yetenekliyseniz, yanınızda arkadaşlarınız da varsa bu haritanın sizi çıkaracağı yolculuk bence inanılmaz. Sezonlar boyunca gelecek olan yeni haritalar ve deneyimler de muhtemelen Zombies modunu ileriye taşıyacaktır; etkinlikler sayesinde deneyim taze tutulacaktır. Hikayesi yüzünden çok yere gömüldü ama bu video oyunu, çok oyunculu modu ve Zombies olan eş oyunculu modu ile bence kendisini biraz da olsa toparlamayı başarıyor. Tabii yine de oyunun zayıf düştüğü bazı başka noktalar da mevcut…

Call of Duty: Black Ops 7 hakkındaki incelememi bitirmeden önce oyunun sunum elementlerine de değinmek istiyorum. Ben bu oyunu 4K/SDR olarak bir televizyonda, PlayStation 5 Pro konsolum ile deneyimledim ve elde ettiğim görsellik gayet güzeldi. Eğer ki Call of Duty: Black Ops 6 oyununu oynadıysanız, görselliğin çok ve eş oyunculu içeriklerde bir tık daha ileride olmasını bekleyebilirsiniz. Sadece hikaye modundaki görsellik aynı çizgide veya belki biraz daha geride, bunun sebebi de çizgisellik yerine açık dünyaya odaklanılmış olması. Çizgisel olan bölümlerdeki görsellik ve atmosfer de fena değildi ama kesinlikle çok daha iyi olabilirdi.

Call of Duty: Black Ops 7 oyununun görsel yandaki en büyük problemi bence bir Black Ops gibi hissettirmiyor olması. Bu alt seri daha önce de geleceğe gitti ve o zamanlarda bile kesinlikle kendi kimliğini korudu. Bu oyun, aynı birkaç sene önce çıkan ve kendi kimliğini kaybetmiş gibi hissettiren Call of Duty: Modern Warfare III ile aynı sepette bence. En azından teknik tarafta bir sıkıntı yok. Oyunu oynadığım süre boyunca en ufak bir hata, çökme, FPS sıkıntısı veya benzeri bir şey yaşamadım. Oyun, her bir içeriğinde gayet stabil bir şekilde çalışıyor. Ayrıca, ayarlara dalmak isterseniz de özelleştirebileceğiniz sayısız element var ki günümüzde bence bu çok önemli.

Sesler ve müzikler ise Call of Duty: Black Ops 7 oyununun battığı alanlardan bir tanesi. Hikaye modundaki seslendirmelerin tamamını duygusuz buldum. Çok oyunculu modda da açıkçası tek cümlelik seslendirmelerin pek de bir önemi yoktu ama var olanlar fena değil. Zombies deneyimdeki seslendirmeler kulağıma bir tık daha iyi geldi diğer tüm içeriklere kıyasla. Bunun haricinde, ses efektleri bence her zaman olduğu gibi güzel; silah sesleri filan doyurucu. Müzikler ise tamamen unutmaya uygun. Hikaye modunda bir tane bile akılda kalıcı melodi duyduğumu hatırlamıyorum. Çok oyunculu modda zaten öyle bir şey hiç yok; yine Zombies içerisinde bir iki tını vardı.

Bu sene iyi ki Arc Raiders ve Battlefield 6 gibi nişancı oyunları çıkmış; Call of Duty: Black Ops 7 gerçekten önermesi inanılmaz zor bir yapıt. Her şeyden önce, hikaye modu gerçekten berbat. Ben bugüne kadar, bu kadar kötü bir tek oyunculu deneyimi yaşadığımı hatırlamıyorum herhangi bir Call of Duty oyununda – 2023 yılının hikayesi bile daha iyiydi bundan. Çok oyunculu mod fena değil ama bence bir Black Ops gibi hissettirmiyor. Zombies modu ise bence bu yapıtın en güçlü tarafı ama o da dev haritası, bol kompleks yapısı ve arkadaş gereksinimi ile bana hitap etmiyor. Artık gözümüzü muhtemelen 2026 yılının oyunu olacak Call of Duty: Modern Warfare IV için dikeceğiz.

Call of Duty: Black Ops 7

İnternet sitemizde Call of Duty: Black Ops 7 için daha fazla içerik mevcut. Bunların tamamını hemen aşağıdaki listemizden kolaylıkla görebilirsiniz.

Çok Oyunculu Modu

Zombi Modu

Hikaye Modu

Satış Platformları

Call of Duty: Black Ops 7 incelemesi
Call of Duty: Black Ops 7
Olumlu
Co-op destekli bir hikâye modu fikri kâğıt üzerinde güzel ve yenilikçilik açısından olumlu.
Zombies deneyimi ardından hikayenin genel ilerleme sistemine entegre olması çok güzel.
Seriye özgü ve yüksek tempolu çok oyunculu aksiyonu, Omnimovement ile devam ediyor.
Zombies deneyimi gayet güzel ve çeşitli; neredeyse herkese uygun bir şey var gibi.
Olumsuz
Hikaye modunda kayda değer hiçbir şey yok.
Çok oyunculu modunda bir Black Ops ruhu yok.
Zombi modunda Liberty Falls gibi bir harita olmaması üzdü.
Endgame içeriği basit bir DMZ kopyası olmaktan öteye gitmiyor.
4