Forever Skies oyununa PlayStation 5 Pro konsolumda Echoes Part 1 güncellemesiyle geri döndüm ve ilk dakikalarda bile çıktığı günden bu yana ciddi anlamda elden geçirilmiş bir oyun oynuyorum hissini aldım. Yüzlerce metre yüksekte süzülen hava gemisinin güvertesine adım attığın anda, hem konsolda oturmuş bir teknik yapı, hem de güncelleme ile tazelenmiş bir içerik paketi karşılıyor. PlayStation 5 ve PlayStation 5 Pro sürümlerinde baştan beri olan o dingin ama tedirgin edici atmosfer aynen yerinde ama artık dünya daha çeşitli, keşfetmek için daha fazla sebep var.

Oyunun temel fikri hâlâ aynı; bilim insanı kimliğinle harap olmuş Dünya’ya dönüyor, havadaki toksik sisin üzerinde kurulu kuleleri geziyor, gemini büyütüyor ve yukarıdaki insanlığa çare olabilecek verileri toplamaya çalışıyorsun. Echoes Part 1 güncellemesinin gelişiyle birlikte bu döngü, özellikle keşif tarafında çok daha dolu ve amacını daha net hissettiren bir hâle gelmiş. Hikâye olarak Forever Skies aslında çok iddialı bir şey yapmıyor ama kurduğu atmosferi sevdim. Yüzlerce yıl sonra Dünya’ya dönen bir bilim insanısın ve gezegenin yüzeyi artık dev bir zehirli toz denizi, sen de bu bulutların üstünde asılı duran harabelerin arasında dolaşıyorsun.

Ana görevde hedef net, yörüngedeki insanlara çare bulmak için virüs örnekleri topluyorsun ve bu yolculuk boyunca eski dünyanın izlerini araştırma notlarında, ses kayıtlarında ve Echoes ile gelen yeni yan görevlerinde parça parça görüyorsun. Oyun çok konuşkan değil, diyalog bombardımanı yok, daha çok çevre hikâyesiyle ve günlük notlarıyla ilerliyor. Ben ve bazı diğer eleştirmenlerin de söylediği gibi bu tercih, hikâyeyi biraz arka plana itiyor ve duygusal taraf beklediğin kadar vurucu olmuyor, ama yalnızlık hissini ve geç kalmış bir kurtarma operasyonu tadını iyi veriyor.

Forever Skies oyununun asıl olayı, bu hikâyeyi bir uçan üs üzerinden yaşatabilmesi. Gemin aslında evin, atölyen, laboratuvarın ve hızla büyüttüğün bir üs. Platformlar ekleyerek, duvarları yenileyerek, makineleri dizerek gemini kişiselleştiriyorsun. Çalışma masası ve üretim istasyonları derken ilk baştaki küçük araç, iki katlı bir gezen üs haline geliyor. Eleştirilerin büyük kısmı da burada birleşmiş durumda; uçan üssü yönetmek, rota planlamak ve gökyüzünde süzülürken ufuktan yeni kuleler aramak gayet keyifli ama bu sistemlerin altındaki hayatta kalma katmanı tek başına çok derin değil.

Yine de uçurumun kenarına park ettiğin geminin güvertesinde, aşağıdaki toz denizine bakarken aldığın his, benim için oyunun en unutulmaz tarafı oldu. Hayatta kalma kısmı temel olarak açlık, susuzluk, sağlık ve çevresel tehlikeler üzerine kurulu. Yiyecek topluyor, suyu filtreliyor, çeşitli bitkiler ve malzemelerle ilaç üretiyor, zehirli sisin ve radyasyonun uzun vadeli etkilerini azaltmaya çalışıyorsun. Sistemler işlerini yapıyor ama pek çok incelemenin işaret ettiği gibi, bir noktadan sonra otomatiğe bağlanıyor ve gerçek anlamda kriz yaşadığın anlar seyrekleşiyor.

Forever Skies oyununun zorluk eğrisi sakin ama dikkat isteyen bir yapıda, Subnautica gibi oyunların yarattığı o baskı hissi burada daha yumuşak. Echoes Part 1, bu tarafı kökten değiştirmiyor ama yeni yan görevlerle ve daha çeşitli konumlarla kaynak toplama sürecini daha anlamlı hale getiriyor. Yine de içten içe, hastalık sisteminin ve tehlikelerin bir tık daha dişe dokunur olmasını isterdim. Keşif döngüsü ise başta çok güçlü başlıyor. Sessiz gökdelenlerin arasında gemiyle gezinmek, radarına düşen yeni işaretlere bakıp şu kuleye uğrayayım, sonra diğerine geçerim demek oldukça eğlenceli.

Kulelere yanaşıp gemiyi sabitleyince, grappling aletinle duvarlara tırmanıyor, iç mekânlarda artıkları topluyor, veri parçalarını indiriyor ve zaman zaman yer altına, Underdust denen zehirli sisin içine iniyorsun. İlk sürümlerde eleştirilen şey, bu konumların birbirine fazla benzemesi ve bir süre sonra aynı kuleyi tekrar yağmalıyorum hissinin ağır basmasıydı. Echoes güncellemesinin odak noktası tam olarak burası olmuş. Forever Skies oyununun Silent City biyomunda artık daha farklı iç yerleşimler, farklı yerleşmiş geçitler, yeni işaretler ve daha anlamlı yan görev tetikleyicileri var.

Echoes Part 1 güncellemesinin oyuna getirdiği somut değişiklikleri hissetmek zor olmuyor. Silent City için tasarlanmış yeni yan görev sistemi, gökyüzündeki yolculuğunu artık sadece malzeme toplayıp dönmeye indirgemiyor, haritanın farklı köşelerine seni gönderen küçük hikâyecikler ekliyor. Toplam on yeni yan görevle eski sakinlerin izlerini sürüyor, radyo kulelerine gelen sinyallerin peşinden gidiyor, yeni anıtlar ve özel alanlar keşfediyorsun. Aynı zamanda yeni bir konum çeşitliliği sistemi, kulelerin iç ve dış tasarımlarını daha zengin hale getiriyor ve altı yeni özel yapı sayesinde rotanı belirlerken şu ilginç binaya da uğrayayım deme ihtimalin artıyor.

Extractor adlı ana toplama aracının yükseltme sistemi de genişletilmiş, böylece kaynak toplarken ufak ama hissedilir bir ilerleme tadı alıyorsun. Echoes, her şeyi baştan yazmıyor ama açık dünyayı daha canlı ve daha az mekanik hissettiren bir yola sokuyor. Gemi inşa kısmı da oyunun benim en çok vakit harcadığım diğer yüzü oldu. Başlangıçta daracık bir güverteye sığmaya çalışırken, birkaç saat sonra farklı katlara sahip, pencerelerle çevrili geniş bir uçan üs kurmuş buluyorsun kendini.

Üretim istasyonları, depolar, tarım alanları, araştırma cihazları derken gemi hakikaten yaşayan bir yer haline geliyor. Echoes Part 1 ile gelen yeni dekor eşyaları ve iç düzenleme seçenekleri, bu tarafa ufak bir tazelik katmış. Yine de bir noktada, keşke yapı seçenekleri biraz daha delirse hissine kapıldım. Duvar tipleri, eğimli parçalar, daha farklı modüller gibi şeyler hayal ettim ama şu anki hâli daha çok işlevsel bir atölye gibi. Geminle duygusal bağ kuruyorsun, eşyaları ve posterleri görünce gülümsüyorsun ama inşa derinliği bakımından daha kontrollü bir çizgide kalıyor her şey.

Dövüş tarafı Forever Skies oyununun en zayıf halkalarından biri olmaya devam ediyor. Elinde menzilli silahlar ve yakın dövüş seçenekleri var, bazı kulelerde ya da toz denizinde mutant yaratıklarla ve dronlarla karşılaşıyorsun. Ancak çatışmalar ne mekanik olarak ne de çeşitlilik açısından akılda kalıcı bir noktaya taşınmamış. Düşman sayısı sınırlı, yapay zekâ basit, çatışmaya girdiğin anlar genelde loot toplamadan önce aradan çıkarılması gereken küçük engel gibi.

Forever Skies zaten kendini aksiyon odaklı bir oyun olarak satmıyor ve genel atmosferi daha sakin, ama keşke Echoes güncellemesi bu tarafa da ufak da olsa bir dokunuş yapsaydı. Şu hâliyle, gemi yönetimi ve keşif döngüsü, dövüşten çok daha ilgi çekici kalmaya devam ediyor. Görsel tarafta ise oyunun PlayStation 5 sürümü çok inişli çıkışlı değil, daha çok güçlü bir sanat yönetimi, orta karar teknik temel denklemi var. Gökyüzündeki toz bulutu, gün batımındaki yeşilimsi turuncu ışık, uzaktan görünen devasa kuleler ve sisin üstünde süzülen enkaz parçaları gayet etkileyici duruyor.

Yakından baktığında doku kalitesi ve model detayları, özellikle son nesil büyük bütçeli oyunlarla kıyaslarsan biraz geride kalıyor ama genel tabloyu bozacak kadar değil. PlayStation 5 üzerinde iki ana grafik modu var, kalite modunda hedef 30 FPS civarı, performans modunda ise daha düşük çözünürlük ama daha yüksek kare hızı alıyorsun. Kalite modu yoğun hava olaylarında ve yağmurlu anlarda stabilitesini kaybediyor, performans modu ise çok daha tutarlı. Geliştiricinin bu konsol için çıkardığı güncellemeler yağmur efektlerinin ve Underdust bölgelerinin performansını ciddi şekilde düzeltmiş, Echoes dönemi itibarıyla özellikle performans modunda oyun gayet rahat oynanabilir.

PlayStation 5 Pro tarafında ekstra donanım gücü sayesinde aynı modların biraz daha rahat nefes alabildiğini hissediyorsun ama oyun spesifik bir yükseltme sunmuyor, bu yüzden fark daha çok stabilite ve çözünürlükteki küçük kazanımlar şeklinde kalıyor. Ses tasarımı da bu tür sakin hayatta kalma oyunlarında beklediğimden bile daha önemli hale geliyor ve Forever Skies bu konuda sağlam bir iş çıkarmış. Müzik çok yoğun kullanılmıyor, çoğu zamanda sadece rüzgârın uğultusunu, geminin motor sesini ve uzaktan gelen metal gıcırtılarını duyuyorsun. Bu sessizlik, özellikle gece yolculuklarında ve Echoes güncellemesinin eklediği yeni yan görev sahnelerinde hissediliyor.

Geminin içinde çalışan makinelerin mekanik sesleri, aşağıdaki sis tabakasına indiğinde duyduğun boğuk ortam sesi ve radyo kulelerinden gelen zayıf sinyaller, atmosferi ciddi anlamda destekliyor. PlayStation 5 konsolunun 3D ses desteği kulaklıkla oynarken bu hissi güçlendiriyor ve hava gemisinin gövdesinde dolaşırken hangi yönden ne geldiğini daha rahat seçebiliyorsun. Bu açıdan bakınca, oyun bazen eleştirilen zayıf öyküsünü ses tarafındaki detaylarla biraz telafi ediyor. Kontrol tarafında oyunun PlayStation 5 sürümünü oynaması gayet rahat. Birinci şahıs kamera, hassasiyet ayarları ve nişan yardımı tatmin edici seviyede, gemiyi sürerken ve darlık içeren iç mekânlarda dolaşırken büyük sıkıntı yaşamadım Forever Skies içerisinde.

DualSense çok çılgın numaralar yapmıyor ama tetiklerde silah kullanırken hafif bir direnç, geminin hızını artırdığında zarif titreşimler gibi küçük dokunuşlar var. Asıl sevindiğim şey ise, geliştiricinin PlayStation 5 için gelen güncellemelerde oyun içi otomatik kayıt sistemini düzeltmesi ve hafıza sorunlarını ciddiye almış olması. Bu sayede uzun süren keşif seanslarında beklenmedik bir hata veya çökme durumunda baştan başlamıyorsun. Echoes sonrasında gelen küçük güncellemeler de bu çizgiyi devam ettiriyor ve konsol versiyonunu gittikçe daha güvenilir bir noktaya taşıyor.

Genel tempo ve tekrar hissi, Forever Skies oyununun hâlâ en tartışmalı noktalarından biri bence. İlk saatlerde gemiyi kurmak, sistemi çözmek, kulelere iniş çıkış yapmak ve yeni biyomlarla tanışmak çok keyifli ama temel oyun döngüsü bir noktadan sonra kendini tekrar etmeye başlıyor. Echoes Part 1, bu sorunu hafifletmek için önemli adımlar atıyor; yeni yan görevler, farklı yerleşimler ve daha dolu Silent City sayesinde bir kule daha, bir görev daha deme isteğin uzuyor.

Yine de, Forever Skies içerisinde özellikle ana hikâyeyi büyük ölçüde bitirdikten sonra, oyunun genişletilmiş oyun sonu içeriği hâlâ sınırlı ve bir süre sonra hava gemisiyle amaçsızca oradan oraya süzülürken bulabiliyorsun kendini. Bu durum hayatta kalma oyunlarında kimi oyuncuya hitap eder ama daha net hedefler ve güçlü bir son oyun arayanlar için tatmin edici olmayabilir.

Sonuçta, PlayStation 5 ve PlayStation 5 Pro sürümlerinde Forever Skies, Echoes Part 1 güncellemesiyle birlikte ilk çıkışına göre çok daha oturmuş ve daha dolu bir pakete dönüşmüş durumda. Gökyüzünde süzülen hava gemisi fikri hâlâ taze, atmosfer hâlâ güçlü, Echoes ile gelen yan görevler ve yeni konum sistemi oyunun kalbini oluşturan keşif döngüsünü belirgin şekilde zenginleştiriyor. Buna karşılık yüzeyin üstündeki görsel çeşitlilik hâlâ tam anlamıyla patlamıyor, dövüş kısmı zayıf kalmaya devam ediyor.

Hayatta kalma sistemleri, bazı oyuncular için fazla yumuşak ve tekrara açık görünebilir. Eğer sakin, tek kişilik bir hayatta kalma deneyimi arıyorsan, hava gemisiyle uğraşmayı, yavaş yavaş üs kurmayı ve manzara izlerken zaman geçirmeyi seviyorsan, Forever Skies oyununun güncel sürümü gayet keyif verebilecek bir oyun. Daha sert, daha derin bir hayatta kalma ve yoğun aksiyon bekleyenler içinse Echoes Part 1 bile bu noktada her şeyi çözmüş değil ama geliştiricinin planladığı gelecek güncellemeler birlikte bu yolculuğun nereye evrileceğini takip etmek kesinlikle ilginç olacak.

Etiketler: