Voyagers of Nera oyununun dünyasına ilk ayak bastığımda suyun üzerinde kabaran ışık, rüzgârı dolduran yelken ve kıyıya vuran köpüğün sesi, “bu dünyada hayatta kalmak sadece sayılarla değil, ritimle ölçülüyor” dedirtti. Erken erişimin henüz taze olduğu bu dönemde dahi oyunun büyüsü kolay kavranıyor: Arkadaşlarınla, hatta on kişiye kadar kuracağın ekiple okyanusa açılıyor, keşfe çıkıyor ve dalgaların altındaki kalıntıları kolaçan ederken yüzeye nefes almak için doğru anı kolluyorsun.

Oyunun okyanus yolculuğu fantezisini merkezine alması, rotayı hemen belli ediyor; su üstü ve su altı olmak üzere iki katmanlı keşif var ve ikisi de oynanışın akışını belirliyor. Temel halka, türün tanıdık ama iyi işleyen üçlüsünden örülü: Topla, üret ve yerleş. Voyagers of Nera, bunun etrafına kendine ait bir halk anlatısı bağlıyor: Kayıp ruhları uyandırdıkça yeni tarifler öğreniyor, tezgâhlarını güçlendiriyor, hatta gemilerine veya kişisel süratine ruh büyüsü katan yetenekler açıyorsun.

Bu, “Bir sonraki adaya neden gitmeliyim?” sorusuna mekanik bir gerekçeden fazlasını veriyor; her kurtarılmış ruh, üssünde ve seyahat tarzında görünür değişikliklere dönüşüyor. Seyahat, sadece dümenin başına geçmekle sınırlı değil; dalgaların üstünde sörf tahtası benzeri bir “skimmer” ile kıyı çizgisini traşlarken, ani hızlanmalarla çalkantıyı kesmek büyük bir keyif. Oyunun sahil, açık deniz ve batıklar üçgeni, “İhtiyacım olan şu cevheri nerede bulurum?” sorusuna mekânsal bir mantık bağlıyor.

bazı kaynaklar kıyıda, bazıları ise çok derinlerde. Bu çok biçimli hareket, her seferde başka bir rota denemeye teşvik ediyor ve keşfi bir seyir planına dönüştürüyor. Çatışma tarafı ise Voyagers of Nera oyununun romantik yüzünü tamamlayan dişleri sağlıyor. Kıyıda, açık suda ve su altında farklı davranan düşmanlar; bazen kancayı atıp çekmen, bazen de geri basıp siper alman şart. Su altındaki avcıların baskınları sürekli tetikte tutuyor; dalışlarda zamanlama, yüzeye dönüş rotası ve oksijen yönetimi arasındaki denge, ganimeti alıp almamaya değip değmediğini düşündürüyor.

Suyun altına bir şey arama hissi her dalışta aynı güçlükte değil; erken erişim statüsünü hissettiren, kimi bölgelerde ödül–risk dengesinin hâlâ ayar beklediği anlarla karşılaştım. Ruh sistemi ise oyunun kimlik kartı. Kurtarılan her ruh bir refakatçi gibi davranıp tarif öğretiyor, üretim zincirlerini hızlandırıyor ve bazen doğrudan savaş–seyir kabiliyetini parlatıyor. Daha yaşlı olan kadim ruhların parçalarını derleyip uyandırdığında ise onlara ait biyomlar adeta kendine geliyor; atmosfer, kaynak dağılımı ve uğraşacağın tehdit tipi hissedilir biçimde dönüşüyor.

Bu, sırf sayı yükselten bir ilerleme değil; dünyayı yeniden onarma fikrini oynanışa gömüyor ve sonraki ruhları aramaya duygusal bir amaç bağlıyor. Yerleşim ve inşa ise Voyagers of Nera içerisinde sadece duvar örmekten ibaret değil. Ada üssünü kıyı çizgisine doğru genişletirken, dalgaya bakan iskeleler, rüzgârı kesen çitler ve atölyeni ruhların etkisiyle büyüten istasyonlarla organik bir yerleşke kuruyorsun. Oyunun anlatıya yakışan bir mantığı benimsediğini hissettim; parça parça eklentilerle şekil verdiğin yapılarda esneklik var ve sonuç estetik olarak da tatmin ediyor.

İnşa sisteminin bu esnekliği, toplanan malzemeyi harcamayı keyifli kılıyor ve “şöyle bir balkon daha olsa” dedirten ufak fikirleri hızla denemeye teşvik ediyor. İçerik akışı da biyom temelli ilerliyor; The Embrace gibi alanlar, sulara gömülü dev bir taş varlığın kolları etrafında şekillenmiş adalardan oluşuyor. Dikeyliğiyle öne çıkan The Reef gibi bölgeler ise seyir, tırmanış ve sörf üçlüsüne farklı ritimler katıyor. Harita her açıldığında yeni bir seyir dersi veriyor. Bu yapı, sırf ilerlemek için değil, güzel bir rotayı çizmek için de oynamaya itiyor.

Zorluk eğrisi, genel olarak yumuşak, ancak bir eşik var: Derinler. karanlıkta yoklamayla ilerlediğin, ışık–yön duygusu ve hazırlık gerektiren bu bölüm, ilk karşılaşmalarda diş gösterebiliyor. Benim koşumda da gündüz rüzgârında kurduğum rahat tempoyu burada birkaç kez bozdum; malzeme kaybı yaşamadan ama yön duygumu toparlayana kadar durup yeniden plan yapmam gerekti. Erken erişimin ayarını bulma döneminde, Derinler bölgesinin bu rolü oynayışı anlaşılır; yeter ki ileride görsel işaretler ve ödül–risk dengesi biraz daha cilalansın…

Voyagers of Nera oyununu tek başına oynamak mümkün ama yapıt, beraberce denize açıldığında şarkısını buluyor. Kıyıdaki küçük görevlerin bile iki–üç kişi koordine edildiğinde dansa dönüştüğünü, dalga üstünde birinin tarama yaparken diğerinin kıyıdaki atölyeyi büyütmesinin akışı ne kadar tatlandırdığını yaşayarak gördüm. Mesela, on oyuncuya kadar eşli mod, adalar arası lojistiği ufak bir rol paylaşımı oyununa çeviriyor. Kimisi dalış uzmanı olup batıkların haritasını çıkarıyor, kimisi zanaatkâr gibi karada üretim şemasını kuruyor, kimisi de ileri karakol olup keşfi hızlandırıyor.

Ekip içi bu uzmanlaşma, bir daha oynama motivasyonunu diri tutuyor; ertesi sefer için yapılacaklar listesi, sohbet esnasında zaten kendiliğinden yazılıyor. Erken erişimin hamlığı, zaman zaman yüzeye vuruyor: Kimi adalarda uzaktan bakınca yüzeylerin titreyip kırpıştığı anlar, istasyon etkileşimlerinde kamera–çarpışma sürtünmesi, su altının bazı kesitlerinde ödülün zayıf kalışı ve denizde beklenmedik sıklıkta taciz eden yaratık davranışları gibi yaşam kalitesi problemleri var.

Görsel yön, oyun olmak ile düş kurdurmak arasındaki çizgiyi güzel yakalıyor: doygun ama yormayan bir palet, güneşin açısıyla parlayan ıslak yüzeyler tropik bir büyü. Müzik ise Voyagers of Nera içerisinde en çok ihtiyaç duyduğum anda aradan çekiliyor; yelkenin doluşu, kayanın gölgesi, dalganın omzuma vuruşu daha çok konuşsun diye sessizce alan açıyor. Bu, keşfin kendi kendine ritim bulmasına izin veren bilinçli bir tercih gibi hissettirdi.

Voyagers of Nera şimdiden neden denize açıldığını iyi anlatan, kimliği belirgin bir deniz temalı hayatta kalma oyunu. Şahane akış anları var; seyir, sörf ve ruh kurtarma üçgeni, yerleşim kurmanın basit keyfiyle birleşince akşamları “bir ada daha” dedirtiyor. Erken erişimin somut eksikleri (Derinler bölgesinin yön işaretleri, su altı ödülleri, bazı görsel–teknik cilalar) düzeldikçe, oyunun arkadaşlarla keşif yaptırma felsefesi daha güçlü duyulacak. Nera hâlihazırda davetkâr; biraz daha ayar ve içerik derinliğiyle uzun soluklu bir yol arkadaşına dönüşmesi işten değil.

Etiketler: