Truck Driver: The Dutch Connection, konsollardaki tır oyunlarının boşluğunu doldurmaya çalışan serinin yeni adımı olarak 31 Ekim 2025 tarihinde PlayStation 5 ve Xbox Series X/S için çıktı. Oyun, ilk dakikadan itibaren Avrupa yollarında geçen, nispeten rahat bir tır sürüşü deneyimi vaat ediyor; benim yolculuğum da oyunun ritmini, görsel seçeneklerini ve teknik durumunu anlamaya çalışarak başladı. Başka bir deyişle, direksiyona geçtiğimde önce dünyanın hissini ve akışını tarttım, ardından da performans modları ile “nasıl oynasam daha iyi” sorusunun peşine düştüm.

Truck Driver: The Dutch Connection oyununu PlayStation 5 Pro ile oynadım ve oyunun bu konsol için birden fazla mod sunduğunu gördüm. Mesela; dinamik bir 4K ile 30 FPS değerinde, ışın izlemeli küresel aydınlatma, yansıma ve AO’nun aktif olduğu bir görsel kalite modu mevcut. Performans modu ise 60 FPS olarak çalışıyor. Kalite modu oyunun görünüşünü ciddi biçimde değiştiriyor; ben de güzellik mi akıcılık mı ikileminde önce manzaraları parlatan RT ağırlıklı modla başladım.

Daha sonra Truck Driver: The Dutch Connection içerisinde akıcılığa döndüm. Her iki modda da bence oyun yeteri kadar iyi görünmüyordu. Bazı oyuncular 40 FPS modundan da bahsediyor, bu da akıcılık-kalite çizgisinde makul bir orta yol veriyor ama benim televizyonumda VRR olmadığı için onu deneyimleyemedim. Dünyanın kendisi ise Hollanda esintili bir kurgu olarak sunulsa da, sahne tasarımının yer yer gerçeğe yabancılaştığına dair çok örnek var.

Örneğin, rüzgâr gülleri ve turuncu vurgular iyi ama karşınızda dağlı-tepeli kadrajlar görünce nerede olduğunuzu sorguluyorsunuz. Hollanda gayet düz bir ülke; dağ filan yok. Gün batımında kanallar ve kırsal yollar etkileyici görünürken, Truck Driver: The Dutch Connection oyunundaki bazı yükseltiler haritanın kimliğini düzmeden önce “Avrupa karması” tonuna kaydırıyor.

Teknik tarafta ilk hafta raporları pek iç açıcı değil. Ben de kendi deneyimimde bu raporları kolaylıkla doğrulayabilirim. Truck Driver: The Dutch Connection, şu andaki haliyle çok hatalı duruyor. Ufak tefek sıkıntılardan tutun da çökme problemlerine ve ilerlemenizi engelleyecek hatalara kadar her şeyden bolca mevcut. Oyunun performansı da stabil sayılmaz; mikro seviyede takılmalar çok var. En azından kontrol tarafından iyi bir haber verebilirim: Direksiyon seti desteği geniş.

Yayıncı şirket, Logitech G29/G923 ve çeşitli Thrustmaster seçenekleri dahil olmak üzere pek çok direksiyon setinin desteklendiğini net biçimde listeliyor. Direksiyonla oynayınca ağırlık transferini ve dönüşlerdeki direnç hissini daha tutarlı buldum; bu türdeki oyunlarda direksiyon seti kullanımının genel olarak tercih edildiğini göz önünde bulunduracak olursak, en azından kontrol hissinin fena olmadığını söyleyebilirim ama piyasada çok daha iyi farklı sürüş tarzında oyunlar mevcut.

Konu, DualSense ve Xbox tarafının kontrolcüsü olunca sürüşünüz daha rahat ama nispeten filtreli hissettiriyor. Direksiyon setinde düşük hızda manevra, rampada yük çekişi ve uzun virajlarda çizgiyi koruma doğallığı belirgindi; aynı şey kontrolcülerde yok. Ben özellikle şehir içi 30–50 km/sa aralığında tekerleğin küçük karşı hamlelerini faydalı buldum; otoyola çıktığımda ise titreşimin fren–vites eşliğinde verdiği geri bildirim tempoyu korumayı kolaylaştırdı. Tüm bunlar, teknik arızalardan bağımsız olarak, input tarafında oyunun doğru optiği bulduğunu gösteriyor.

İçerik akışında göze çarpan bir tercih de özgür dolaşım modu. Teslimat baskısı hissetmeden, istediğiniz tempoda ülkeyi arşınlayabildiğiniz bu seçenek, hem yeni başlayanların direksiyon ayarlarını ve kamera tercihlerini oturtmasına alan açıyor hem de fotoğraf meraklılarına sakin bir keşif rotası sunuyor; ben de RT açıkken bu modu özellikle gece sürüşlerinde kullandım ama yine de görselliğin temiz, performansın stabil olduğu bir deneyimi tercih ederdim.

Görsel–teknik çizgide tekrar vurgulamak gerekir: PlayStation 5 Pro tarafındaki modlar oyunun karakterini değiştiriyor. Dinamik 4K/30 FPS ve RT GI açıkken gece aydınlatması, ıslak asfalt yansımaları ve kabin içinin derinliği fena değil; performansa modunda ise akıcılık, özellikle kavşak ve rampalarda ardışık aynaya bakışlarda, sürüş konforunu yukarı çekiyor. Yalnız, oyun ne yazık ki konsolları hedefleyen American Truck Simulator ve Euro Truck Simulator 2 havasına ulaşamıyor.

Tüm bu tablo “alınır mı?” sorusunu fiyata ve beklentiye bağlıyor. PlayStation Store üzerindeki 1800 TL civarı olan çıkış fiyatı orta segmentte konumlanırken, ilk kullanıcı puanlaması 5 üzerinden yaklaşık 2.9 civarında seyrediyor; bu da topluluğun bölündüğünü, oyunun da durumunu gösteriyor. Benim için deneyim, görsel olarak doğru mod–doğru saat kombinasyonunda tatmin edici ama teknik güvenilirlik ve dünya yerelliği konusunda güncellemeye ihtiyaç duyan bir yerde durdu.

Seri bağlamında düşünüldüğünde, Truck Driver: The Dutch Connection oyununun Hollanda esintili dünyası ve anlatıya biraz daha ağırlık verme niyeti yeni bir kimlik arayışını işaret ediyor. Konsola özgü bir adım olarak PlayStation 5 ve Xbox Series X/S eksenine kapanması da stratejiyi netleştiriyor; simülasyoncu sertliğinden çok yol hikâyesi ve erişilebilir sürüşle alan açmaya çalışan bir deneyim var burada. Önümüzdeki haftalarda güncellemelerle teknik zeminin sağlamlaşması, oyunu biraz daha stabil bir hale sokabilir ama bence parlatamaz.

Özetle, Truck Driver: The Dutch Connection, direksiyon seti desteği ve PlayStation 5 Pro içerisindeki özel modlarıyla sürüş anını şekillendirebilen ama çıkış haftasında hatalar ve dünyayı Hollanda gibi hissettiremeyen bölümler yüzünden güven vermekte zorlanan bir paket; haritayı dolaşmayı ve sakin teslimat ritmini seviyorsanız bugünkü hâliyle belki keyif alınabilir ancak pürüzlere tahammülünüz yoksa güncelleme ve çok büyük bir indirim beklemek daha akıllıca duruyor.

Truck Driver: The Dutch Connection incelemesi
Truck Driver: The Dutch Connection
Olumlu
Direksiyon seti ile oyunu oynamak daha iyi hissettiriyor.
DualSense gibi kontrolcüler için verilen destek de hoş.
Hikayeye odaklanarak türe farklı bir açıdan bakıyor.
RT açıkken gece aydınlatması ve ıslak asfalt yansımaları kabin içi derinliğiyle birlikte iyi bir atmosfer yaratıyor.
Olumsuz
Bitmek bilmeyen hatalar ve kararlılık sorunları; garaj etkileşimlerinde bozulmalar ve mikro takılmalar moral bozuyor.
Hollanda esintili dünya tasarımı yer yer inandırıcılığını kaybediyor, coğrafi kimlik gerçekçi değil de dalgalı hissettiriyor.
Görselliği ve teknik performansı genel olarak etkilemiyor; yer yer mobil oyun gibi görünüyor.
Dünyası boş ve ölü hissettiriyor.
5