Grounded 2 oyununu erken erişimde oynamaya başladığımda, ilk gözüme çarpan şey oyunun Unreal Engine 5 ile görsel olarak (ilk oyuna kıyasla) ciddi bir sıçrama yapmış olmasıydı. Park ortamı çok daha büyük ve detaylıydı; ışıklandırmalar, çevresel efektler ve devasa bitki örtüsü, beni ilk saniyeden içine çekmeyi başardı. Performans bazen küçük düşüşlerle sekteye uğrasa da, deneyim genel olarak etkileyiciydi. Performans zamanla geliştirilir. Sonuçta daha erken erişimdeyiz.

Oynanışta beni en çok heyecanlandıran yeniliklerden biri ise kesinlikle “buggies” oldu. Yani, sürmelik böcek binicikleri… Kırmızı asker karıncayı binip yük taşımak, Araneidae örümceğini savaşta yardıma çağırmak, bunlar harita keşfini ve çatışmayı ciddi biçimde değiştirdi. Hem etrafta gezinme hızlandı, hem de yan görevlerde bu böcekleri stratejik kullanmak çok eğlenceli hale geldi

Oyunun hikâye anlatımı ise bu sefer daha ön planda. Yapay zeka robotlar yerine gerçek insan karakterlerden gelen görevler alıyoruz. Bu yaklaşım, anlatıyı daha organik ve duygusal kılıyor. Şirket karşıt temalar, kurumsal satir ve karakter ilişkileri hikâyeyi eğlenceli ama düşündürücü hale getiriyor. Hikayenin tamamını burada vermeyeceğim tabii ki ama benim deneyimlediğim kadarı güzeldi, başarılıydı. Erken erişim boyunca bu hikaye de gelişecektir diye tahmin ediyorum.

Eşya üretme ve kaynak toplama sisteminde ise Omni‑Tool devrim niteliğinde oldu. Önceden birkaç farklı araçla gezip, ne topladığımı değiştirmek zorundaydım; şimdi ise tek bir araçla tüm kaynakları toplamak mümkün. Bu sistem, Grounded 2 içerisindeki envanter yönetimini oldukça sadeleştirirken, yine de ilerlemenin hissedilmesine olanak tanıyor ve güzel hissettiriyor.

Grounded 2 oyununun atmosferi bir yandan eğlenceli çizgi‑film benzeri, diğer yandan da tedirgin edici bir ton taşıyor. Ominent gibi şirketlerin gözetleyici bakışları, parkın karanlık köşeleri ve devasa böceklerin beklenmedik saldırıları beni hem gülümsetti hem de korkuttu diyebilirim. Bu denge, oyunun hem korku hem macera yönlerini başarılı şekilde harmanlıyor.

Zorluk seviyesi ise oyunun ilk bölümlerinde düşündüğümden daha tempolu ilerliyor. Karıncalara saldırmak, örümceklerle yüzleşmek, kurbağadan kaçmak… Hepsi bulunduğumuz parkta küçük ama ölümcül tehlikeler yaratıyor. Rekabetçi bir yapı olmasa da hayatta kalma teması halen güçlü hissediliyor. Eğer ilk oyunda hayatta kalmak sizi zorladıysa, bu ikinci oyunda işler daha zor.

Zorluktan yorulduğunuz zaman karşınıza çıkacak olan, özellikle de çok oyunculu bir şekilde kooperatif oynarken, fotoğraf modu özelliği beni gerçekten şaşırttı. Bu mod aktifken oyun duraklıyor, hayatta kalma sayaçları duruyor ve istediğim açıda ekran görüntüsü alabiliyorum. Arkadaşlarla birlikte estetik kareler yakalamak eğlenceli olduğu gibi, ihtiyaç anında oyunu bırakmak için de pratik bir kolaylık sağlıyor açıkçası…

Harita da gerçekten devasa; Brookhollow Park, ilk oyunun haritasına kıyasla üç kat daha büyük hissettiriyor. Yeni biyomlar, bataklıklar, buzlu bölgeler ve devasa yapılar beni sürekli keşfetmeye teşvik etti. Çevre çeşitliliği, oyunun tekrar oynanabilirliğini artırıyor ve dünyaya bağlılık hissi veriyor. Grounded 2 yapıtının sunduğu açık dünya kesinlikle ilk oyuna göre daha büyük, daha çeşitli.

Düşman çeşitliliği selefinden tanıdık olsa da daha dengeli çalışılmış. Kelebekler, akrepler, örümcek türleri çeşitlilik oluştururken, bazı eski düşmanlar yeniden tasarlanmış. Saldırı desenleri ve özellikleri önceki oyuna göre daha özelleştirilmişti. Ayrıca, erken erişim süreci boyunca da oyuna yeni düşmanların ve benzer elementlerin ekleneceğini kolaylıkla tahmin edebilirim.

Rol yapma unsurları da oyuna daha fazla nüfuz etmiş: karakterlerin mutasyon sınıfları (rogue/mage/tank gibi), silah ve zırh özellikleri, davranışları özelleştirme altını daha çok çiziyor. Bu sayede sadece hayatta kalmak yerine, kendi tarzımda oynamam mümkün oluyor. Mantıksal açıdan bu, oyun süresini daha anlamlı kılıyor. Oyunda yapacağınız daha fazla şey var gibi duruyor.

Teknik performans da göz ardı edilemeyecek kadar önemli; oyunun erken erişimde olmasına rağmen genel kabullenme düzeyi yüksek. Yine de zaman zaman FPS düşüşü, küçük oyun hataları ve grafik ayar kısıtları hissettiriyor. Steam Deck gibi el cihazlarında destek henüz tam değil ama geliştirici ekip geleceğe yönelik planlarla ilerliyor.

Oynanış akıcılığı bakımından bazı tanıdık bölümler beni bu oyunu, ilk Grounded ile karşılaştırmaya itti. Aynı açılış ve temel sistemler olduğu hissi bazen fazla güvenli geldi. Ancak yeni mekanikler – buggies, Omni‑Tool ve hikâyenin derinleşmesi – bunu yeterli ölçüde telafi ediyor. Zaten erken erişim sürecindeki bir devam oyunundan da tamamen yenilik beklemek biraz haksızlık olurdu.

Ominent şirket teması üzerinden işlenen kurumsal eleştiri, Grounded 2 oyununa sosyo‑politik bir alt metin kazandırmış. Görevler, karakter diyalogları ya da çevresel anlatım yoluyla bu mesajlar yavaş yavaş açığa çıkıyor. Bu da oyunu sadece hayatta kalma değil, aynı zamanda sorgulayan bir deneyim haline getiriyor. Yalnız, bu temayı video oyunu dünyasında biraz sık görür hale geldik. Ben böyle orijinal bir oyunun, biraz daha yenilikçi hareket etmesini tercih ederdim.

Karakterlerin kişilikleri ve diyalogları, özellikle görevler sırasında dikkat çekici bir hal alıyor. Bangır bangır mizah ve karakterler arası dinamik beni daha çok bağladı. Sloane gibi karakterler, sadece görev veren boş karakterler değil; aynı zamanda hikayenin aktif oyuncuları gibi hissettiriyor. Bu da oyunun dünyasına, karakterlerine ve hikayesine daha fazla bağlanmanızı sağlıyor.

Henüz yalnızca yaklaşık %33 tamamlanmış bir erken erişim oyunu iken bile Grounded 2, bence harika bir başlangıç sunuyor. İçerik miktarı, tematik derinlik ve sistem kalitesi daha büyük gelecek vaat ediyor. Geliştirici ekip, yol haritası dahilinde güncellemelerle oyunun sürdürülebilirliğini güçlendirecekmiş gibi görünüyor ve tüm bunlarla oyun, gayet iddialı duruyor.

Sonuç olarak benim için Grounded 2, sadece bir devam oyunu değil; özgün, eğlenceli, korkutucu, sosyal eleştiri taşıyan ve yaratıcılığa açık bir hayatta kalma deneyimi olarak öne çıkıyor. Eksikleri olsa da, sunduğu yenilikler ve atmosfer bu erken erişimi denemek için fazlasıyla ikna edici. Uzun vadede tam sürüme ulaşınca daha da derinleşeceğini hissedebiliyorum.

    Etiketler:

    ,