Üzücü bir şekilde Anno serisiyle, konsollara bu markayı taşıyan Anno 1800 ile tanışmıştım. Buna üzüldüm; böyle bir strateji ve şehir kurma serisini çok daha geçmişte keşfedip, doya doya oynamak isterdim. Bunu tabii ki serinin geçen oyunu ile yaptım, konsolda inanılmaz bir vakit geçirdim ve ardından da Anno 117: Pax Romana için beklemeye başladım. Ubisoft sağ olsun PlayStation 5 Pro için bir inceleme kodu gönderdi ve ben de bir süredir kendimi bu oyuna dalmış bir şekilde buldum. Sonucunda ise karşınıza bir inceleme yazısı ile çıkıyorum.

Kendi serisinin sekizinci oyunu olan Anno 117: Pax Romana, adından da tahmin edebileceğiniz üzere Antik Roma dönemine bizleri taşıyor. Bu dönemdeki maceramıza da istersek bir hikaye modunda, istersek de bir kum havuzu modunda başlayabiliyoruz. Hikaye modunda iki kardeşten birini seçiyoruz. Böyle olunca ben iki farklı hikaye sunuluyor sanmıştım ama iki karakter de aşağı-yukarı aynı yapıyı takip ediyor. Yine de bu modu birden fazla kez oynamanız için birkaç sebep var; bunlardan en önemlileri meydan okumalar ve farklı seçeneklerle hikayenin yönünü değiştirme.

Bahsettiğim hikaye birkaç saatte bitebiliyor ama aynı şehri kum havuzu tarzında devam ettirebiliyorsunuz. Tabii dilerseniz o kayıt dosyanızı bırakıp, sıfırdan ve yepyeni bir haritada da kum havuzu deneyimi başlatabiliyorsunuz. Ayrıca, oyunun ilk bölgesi Roma İmparatorluğu temelli olan Latium. Hikaye modunda Kelt Krallığı temelli Albion ile de tanışıyoruz. Seride bir ilk olarak da başlangıç bölgemizi seçebiliyoruz. Yani, normalde olsa ilk bölgede şehrimizi kurardık, diğerlerine geçerdik ama bu oyunda başlangıç Albion ile Latium arasında karar verebiliyorsunuz.

Albion biraz daha zorlu bir halde; yapı kurulabilir normal alanların haricinde bataklık bölgeleri var ve oralara kurulabilecek binalar farklı. Ayrıca, bölgede ilerledikçe o bataklıkları kurutma ve normale döndürme imkanı da açılıyor ki o da bazı limitlemeler yüzünden stratejik bir yapıya sahip. Serinin geçmişinde olduğu gibi bu oyunda da bölgeler arası bağ kurmanız gerektiği için bataklıklarla illa mücadele edeceksiniz. Ayrıca, o bölgede yüksek seviyeli halklara ulaşırken de Roma İmparatorluğuna kayan Keltler ile direkt Kelt İmparatorluğu halkı arasında seçim yapabiliyorsunuz.

Zorluk ayarlarını belirleyip, başlangıç bölgenizi de seçtikten sonra kendinizi şehrinizde buluyorsunuz ve Anno 117: Pax Romana, bu noktadan itibaren gayet tanıdık bir deneyim sunuyor. Böyle bir devam oyununun karşımızda olması ve bunun çok yetenekli bir ekibin elinden gelmesi, neredeyse her alanda geliştirilmiş bir oynanış sunuyor. Bunu zaten daha en başta, Latium ile Albion bölgelerinin arasındaki farklardan görebiliyorsunuz. Daha sonra da bir sonraki büyük değişiklik ile tanışıyorsunuz: Artık yolları, binaları ve diğer her şeyi diyagonal olarak, 45 derecelik açılarla adanıza yerleştirebiliyorsunuz. Kağıt üzerinde küçük durabilir ama oynanışı temelden etkiliyor bu.

Anno 117: Pax Romana içerisinde şehrinizi kurmak, görsel açıdan bu diyagonal destek ile bambaşka bir seviyeye taşınıyor. Ayrıca, oyun artık köşe yolları ve diğer kompleks yol birleşimlerini biraz daha iyi algılıyor, daha iyi gösteriyor. Son olarak, binalar da yol kenarlarına çok daha sürükleyici bir şekilde yerleşiyor. Yani, yolların gerçekten binalar ile bağlantılı olduğunu görebiliyorsunuz. Yollar kadar gemiler de bu oyunun ve serinin çok klasik bir parçası ve yollarda olduğu gibi gemilerde de büyük bir güncelleme var: Gemiler artık modüler. Yani, bir geminin parçasını belli opsiyonlar arasından değiştirebiliyorsunuz; örneğin, ticari gemiyi askeri bir hale sokabiliyorsunuz.

Oyunda gemi yapmak istediğiniz zaman her şey Anno 1800 içerisinde olduğu gibi işliyor ama işin modüler kısmı, gemilerin kendisinden geliyor. Üç farklı boyuttaki 6 farklı gemiden birini seçip, yaptıktan sonra o geminin belli başlı parçalarını çıkartıp, takabiliyorsunuz. Bu da özetle bir geminin ticaret ile savaş arasında gidip, gelmesini sağlıyor. Bu arada, gemi savaşları bir önceki oyuna göre kesinlikle daha iyi ama asıl olay kara savaşlarında. Yalnız ondan daha sonra bahsedeceğim; ondan önce o savaşların geçtiği, şehrimizin kurulduğu adalara değinmek istiyorum. Oyundaki adalar gerçekten şahane görünüyor ve inanılmaz manzaralar oluşturabilmek mümkün.

Adanızı yeterince sevdikten sonra ise ana oyun döngüsü başlıyor. Bu oyunun amacı, insanlarınızı geliştirmek. Bunu yapabilmek için insanların gereksinimlerini karşılamanız gerekiyor; her grup insanın farklı gereksinimleri var ve bu gereksinimler de genelde üretim zincirleri kurarak yapılıyor. Bira, makarna, halı, enerji içeceği filan derken işler gerçekten karmaşık bir hal alıyor; adalarınızdaki sınırlı alanı maksimum verimlilikle kullanmaya çalışırken, adanızdaki eksiklikleri de diğer adalardan ve hatta diğer bölgeden sağlamaya çalışıyorsunuz. Size bir kolaylık olarak, bu yeni video oyununda bazı gereksinimleri opsiyonel olarak alabiliyorsunuz ve her şeyi tamamen karşılamanız gerekmiyor.

Anno 117: Pax Romana içerisindeki gereksinimler ayrıca farklı bonuslar da veriyor ki opsiyonel gereksinimler seçerken bunları göz önünde bulundurmak isteyebilirsiniz. Mesela, A yemeği +1 nüfus ve +1 kazanç sağlıyor. B yemeği ise sadece +1 nüfus sağlıyor. Eğer dilerseniz sadece A veya B yemeği ile ilerleyebiliyorsunuz ama ikisini de yaparsanız, aldığınız bonus +3 nüfus ve +1 kazanç oluyor. Bu opsiyonlu yapı, yeni oyuncuların daha uzun bir süre boyunca tek bir adada idare edebilmelerini sağlıyor ve gereksinim bonuslarının tamamını karşılamak da kıdemli oyuncular için eskiden olduğundan çok daha büyük adaları idare edebilmesine imkan kılıyor.

Bahsettiğim benzer tip bonuslar, Anno 117: Pax Romana içerisindeki binalar için de geçerli. Özellikle de üretim zincirince kurabileceğiniz bazı binalar, çevresine +1 kazanç veya +2 yangın tehlikesi gibi durumlarla gelebiliyor. Yani, yangın ve sağlık tehlikesi bulunduran daha endüstriyel yapıları yaşam alanlarından uzak tutmanız, sağlık ve kazanç kazandıran yapıları da yaşam alanlarına bir şekilde entegre etmeniz gerekiyor. Aksi taktirde sağlık, yangın ve mutsuzluktan doğacak problemlerle başa çıkmak zor bir hale gelebilir. Oyunda şu anda 8 adet bu şekilde değer bulunuyor. Ayrıca, aynı bina tipi, çevresindeki aynı binalara en fazla 1 kere etki sağlayabiliyor.

Tüm bunların üstüne bir de inançlar geliyor. Adanıza belli bir binayı koyup, inanç etkisi sağlamaya başladığınız andan itibaren inanacağınız bir tanrı seçebiliyorsunuz. Oyunda şu anda birkaç tanrı var ve her biri farklı alanlara güçlendirmeler sağlıyor. Mesela, ilk tanrı tarıma odaklanıyor. Aynı şekilde denizciliğe ve hatta savaşa odaklanan da var. Bu tanrıların kilitlerini daha sonra bahsedeceğim Hall of Fame kısmından açıyorsunuz ve adanızın yapısına en uygun tanrıyı seçmeye çalışıyorsunuz. Mesela, madencilik için kullandığınız bir adanın tarımcılık temelli bir tanrıya inanması size hiçbir şey kazandırmaz. Ayrıca, inanç puanı kazandıkça, güçlendirmeler de artar.

İnançların öbür yüzü de bilim. Aynı tanrıları açtığınız gibi adanıza belli bir binayı koyduktan sonra dev bir araştırma ağacını açacaksınız. Bu araştırma ağacı; ekonomi, kültür ve askeriye olarak üçe ayrılıyor ve araştırılacak pasif özellikler, yeni binalar ve daha fazlasını sunuyor. Hatta bunlardan bazılarını (mesela odun kesicilerin ormana ihtiyaç duymamasını) Hall of Fame üzerinden açabiliyorsunuz kalıcı olarak. Bilim puanınız ne kadar yüksek olursa, araştırmalarınız da o kadar hızlı gelişiyor. Ortalama bir seviyede bir araştırma için gerçek zamanla yarım saat bekleyebilirsiniz. Oyunun en sevdiğim yönlerinden biri kesinlikle yenilenen araştırmalar oldu.

Şimdi de sıra geldi Anno 117: Pax Romana içerisindeki en büyük yenilikleri, geliştirmeleri ve iyileştirmeleri bulunduran kısma: Savaş. Bu noktada, serinin geçmişine göre bu oyundaki deniz savaşları sadece modüler gemiler ile bir yeniliğe sahip oluyor. Bence bu gayet yeterli. Kara savaşları ise çok daha detaylı ve büyük. Şu anda eğitebileceğiniz dört farklı ordu tipi var ve hepsinin destekleyici binaları farklı. Askerleri eğittikten sonra kamp alanlarına veya şehrin herhangi bir yerine yerleştirebiliyorsunuz. Aynı şekilde, gemilere yerleştirip, diğer adalara da taşıyabiliyorsunuz. Bu ordunun amacı ise varsa rakip adanın villasını, yoksa ticaret iskelesini yok etmek.

Tabii ki saldırı yapabildiğiniz gibi kendinizi korumanız da gerekiyor ki Anno 117: Pax Romana içerisinde adanızı koruyabilmeniz için inşa edilebilir sınırın bir tık ötesini kullanarak odun duvarlar çekebiliyorsunuz. Aynı şekilde okçu kuleleri kurabiliyorsunuz; onlar da belli bir yarıçapı koruyor. Serinin geçmişinden hatırlayabileceğiniz, limanlara kurulabilecek defansif yapılar da birkaç geliştirme ile hala mevcut. Oyundaki savaş elementi açıkçası benim çok hoşuma gitti; Anno 1800 oyununda savaştan kaçınıyordum; pek heyecanlı değildi ama bu oyunda tamamen savaşa odaklı bir kayıt dosyası sahibi olacağım sanırım. Bu arada, diplomasi de hala bir opsiyon.

Oyunda diplomasi yapabileceğiniz rakipleriniz tabii ki olacak ve bu rakipler artık tamamen kendi kişilikleri ile geliyor. Yani, her bir avatarın arkasında belli bir zorluk, savaş isteği ve diplomatik etki gibi ögeler var. Oyun bu noktada karakterleri; normal, gelişmiş ve kıdemli olarak ayırıyor. Her bir karakterin oyunu oynama yöntemi farklı. Diplomasi tarafında, karşı taraf ile sizin tarafınız arasındaki güç farkını artık net bir şekilde görebiliyorsunuz ve etkileşime geçebiliyorsunuz. Eskiden olduğu gibi her karakterin sizi sevmek ve sevmemek için nedenleri de var tabii ki. Karakterler; sağlığa, askeri güce, ilerleme hızınıza ve benzeri şeylere takılıp sizi sevebilir veya düşman görebilir.

Her bir karakterin kendilerine ait görev serileri mevcut. Bunları ve kontratları tamamlamak, onlardan çok daha güçlü olmak veya imparator ile ilişkinizi en tepeye çıkartmak, rakiplerinizi kendi adanıza uzman olarak almanızı sağlayabiliyor. Bunu yaptığınız zaman karşı tarafın adaları ve gemileri de eğer isterseniz sizin oluyor. İmparator ise sizi hep uzaktan izliyor ve bir Romalı gibi davrandığınız sürece ilişkiniz sürekli artıyor. İmparatorun sağ kolu olmak veya ona meydan okuyup, size gönderdiği ordulardan sağ çıkmak, iki farklı başlık kazandırıyor ve hepsinin kendisine ait avantajları var. Yalnız, İmparator hiçbir zaman İmparatorluğu bırakmıyor, o kadar da değil.

Anno 117: Pax Romana, eğer tek başınıza oynamak istiyorsanız zaten şahane bir oyun ama arkadaşınız varsa işler daha da iyi olabiliyor. Oyun, toplamda dört kişiye kadar PvE veya PvP desteği veriyor. Yani, eğer isterseniz arkadaşlarınızla rakip adalar olabilirsiniz; isterseniz de aynı krallığı farklı adalardan yönetip, kaynak paylaştırabilirsiniz. Bu özellikle iki kişili gruplar için şahane. Bir kişi Albion, bir kişi de Latium bölgesini kendisine seçerse işler bayağı rahatlıyor. Ben şahsen bölgeler arasında sürekli geçiş yapmayı sevmiyorum. Bu arada, PvP tarzı deneyimde yapay zeka rakipler de kullanabiliyorsunuz; PvPvE yapabiliyorsunuz yani.

Daha da büyük bir iyilik olarak artık Anno 117: Pax Romana içerisinde işbirlikçi bir şekilde oynarken birbirinizi beklemeniz gerekmiyor. Ubisoft, çevrim içi oyunun en son kayıt dosyasını bulutta saklıyor ve o dosyaya iki taraf da erişim hakkına sahip oluyor. Yani, A kişisi isterse tek başına oyunu başlatıp, yarım saat oynayabiliyor, ondan sonra da B kişisi katılıp, birlikte devam edebiliyorlar. Aynı şekilde, bir sonraki gün de B kişisi tek başına oyunu başlatıp, daha sonra A kişisini alabiliyor. Aynı adayı yönettiğiniz için bu bir denge veya haksızlık problemi çıkartmıyor. Yine, dediğim gibi bu sistem, iki kişilik ve kişilerin bölgelere bölündüğü seanslar için şahane bir sistem.

Şimdi de sırada Hall of Fame var. Bu aslında tanıdık bir sistem; oyun içerisindeki meydan okuma görevlerini yaparak puan kazanıyorsunuz ve o puanlar ile yeni hediyelerin kilidini açıyorsunuz. Bu hediyeler yeni kozmetik yapılar, mevcut binalar için alternatif görünümler, yeni profil karakterleri ve hatta yetenek ağacında kalıcı olarak açılan yeteneklere kadar çeşitleniyor. Meydan okumalar bir ama puanlar oyunun iki bölgesi arasında ayrılıyor. Yani, Latium bölgesinin ödülleri ayrı, Albion bölgesinin ödülleri ayrı ama sanırım ödülleri açtıktan sonra hepsini, her bölgede kullanabiliyorsunuz. Bunu tam olarak denemediğim için emin değilim, kusura bakmayın lütfen.

Hall of Fame içerisinde kalıcı olarak yeni uzmanlar da mevcut ki kendileri; villamıza, ofisimize, gemimize ve diğer bazı binalara yerleştirilebiliyor. Uzmanlar, serinin geçmişine göre çok da farklı değil. Kendileri hala belli bir bölgeye pasif avantajlar sağlıyor. Tabii bir de Amfitiyatro var. Yine serinin geçmişinden gelen bir mega proje kendisi. Her adada bir tane olabiliyor ve size oynanış avantajları sağlıyor; bu artık oyun sonu seviyesinde bir içerik – Anno 1800 içerisindeki Dünya Fuarı gibi yani. Amfitiyatro kurulduktan sonra yine kaynak harcayarak içerisinde gösteriler yapabiliyorsunuz, içini su doldurup, gemi savaşları bile sunabiliyorsunuz izleyenlere.

Anno 117: Pax Romana hakkındaki inceleme yazımı bitirmeden önce oyunun sunum elementlerine de değinmek istiyorum. Bu noktada da öncelikle görsellik geliyor. Ben bu oyunu, 4K/SDR olan 50 inçlik bir televizyonda ve 2K/HDR olan 27 inçlik bir monitörde, PlayStation 5 Pro konsolum ile deneyimledim. Oyunda herhangi bir grafik ayarı yok ne yazık ki. Mevcut halinde 30 FPS olarak çalışıyor (en azından 40 FPS modunun olmasını isterdim) ve zaman zaman güzel görünüyor. Yalnız, bu dediğim aynı anda da “zaman zaman kötü görünüyor” demek. Oyunun ışıklandırmasından mıdır, tam olarak çözemedim ama bazen her şey çok düz ve basit görünüyor.

Anno 117: Pax Romana, PC tarafında en yüksek ayarlarda açtığınız zaman gayet net ve temiz görünen, ışıklandırması ile ilgi çeken bir yapıt ama PlayStation 5 Pro üzerinde aynı ilgi çekiciliği oyunun her anında koruyamıyor. Eğer ki oyun konsollarda 60 FPS olsaydı bunu anlardım ama 30 FPS olarak çalışınca görsel açıdan biraz daha netlik ve derinlik bekliyordum. En azından bunun karşılığında elde ettiğiniz performansta herhangi bir sıkıntı yok. Ayrıca oyunda herhangi bir hata ile de karşılaşmadım. Çökme problemi, takılmalar, FPS düşüşleri ve benzeri hiçbir şey olmadı. İki bölge arasındaki geçiş süresi de 5-10 saniye arası, fena değil.

Sesler ve müzikler ise gayet ideal bir durumda. Oyundaki seslendirme performansları serinin geçmişi ile aynı çizgide; en azından Anno 1800 ile öyle. Müzikler ise ne zaman, nasıl gireceğini çok iyi biliyor ve arka planı güzelce dolduruyor. Evet, akılca kalıcı epik müzikler yok. Oyunu kapattıktan sonra Spotify veya Apple Music üzerinden filan açıp, oyunun müziklerini dinlemek istemezsiniz ama oyundayken güzel işliyorlar. Bunların haricinde, kullanılan ses efektleri ve atmosfer sesleri de kesinlikle kaliteli Anno 117: Pax Romana içerisinde. Yani, durumu özetlemek gerekirse, zaman zaman oyun biraz düz görünse de konsollarda, sunum cephesi gayet güçlü.

Demek istediğim şudur ki Anno 117: Pax Romana, kendi türünün şahane bir örneği ve serisi için çok güçlü bir devam oyunu. Eğer stratejik şehir kurma oyunlarını ve üretim zincirleri kurmayı seviyorsanız veya Anno serisinin bir hayranı iseniz bu oyunu kesinlikle ama kesinlikle kaçırmamanız gerekiyor. Bu oyuna şimdiden yüzlerce saatimi gömeceğimi, çıkacak olan her paketi düşünmeden alacağımı biliyorum. Keşke oyun PlayStation 5 Pro üzerinde biraz daha güzel görünseydi, PC tarafına yaklaşamamak açıkçası beni biraz hayal kırıklığına uğrattı ama buna da zamanla alışırım. Kesinlikle alışılmayacak kadar kötü değil durum. Sadece birkaç şeyi görmezden gelmek gerekiyor.

Anno 117: Pax Romana incelemesi
Anno 117: Pax Romana
Olumlu
Serisinin ve türün en iyi örneklerinden biri; neredeyse her alanda geliştirilmiş bir oynanış sunuyor.
Güncellenen savaş sistemi özellikle kara savaşlarına eğlenceyi ve stratejiyi getirmiş.
Diyagonal olarak yol oluşturabilmek ve bina konumlandırmak daha doğal adalar kurulmasına çok yardımcı oluyor.
Opsiyonel ihtiyaçlar yeni oyunculara kolaylık sağlıyor; ihtiyaç ve bina etkileri ise kıdemli oyunculara yeni imkanlar sunuyor.
Diplomasi gayet güzel işliyor; işin içinde bir de İmparator olması farklı dinamikler oluşturuyor.
Seride ilk kez başlangıç bölgesini seçebilme gibi ufak detay eklentileri var.
İnanç ve araştırma sistemleri güzel bir şekilde yedirilmiş.
Arkadaşlarla birlikte oynamak için hiç olmadığı kadar daha uygun ve yeni özelliklerle bunu destekliyor.
Seslendirmeler, ses efektleri ve müzikler başarılı.
30 FPS ama oldukça stabil bir performansa sahip.
Olumsuz
PlayStation 5 Pro üzerindeki görsel kalite beklentilerimin altında kaldı.
10