The King is Watching, Steam Next Fest sırasında gördüğüm en etkileyici demolar arasında yer alıyordu ve tam sürümünü şimdi oynamak kesinlikle bu sebeple ayrı bir keyif oldu. Oyun, gerçek zamanlı strateji türüne getirdiği benzersiz yaklaşım ile türün diğer örneklerinden hemen sıyrılıyor. Saatler süren oynanışa rağmen hâlâ tazeliğini koruyan bu deneyim, strateji oyunları içinde şimdiden favorilerim arasına girmiş durumda efendim.

The King is Watching oyununun ana hedefi oldukça net: Düşman ordularının saldırıları karşısında krallığınızı ve surlarınızı savunmak. Bu savunmayı gerçekleştirmek için çeşitli binalar inşa edip, kaynakları etkin bir şekilde yöneterek birlikler üretmeniz gerekiyor. Ayrıca hem askerlerinizi hem binalarınızı hem de kralınızı geliştirmeniz mümkün. Oyun ilerledikçe gelen ödüllerle ordunuzu güçlendirebilir ve son dalgada karşınıza çıkan büyük düşmanı yenmeye çalışabilirsiniz.

The King is Watching oyununun kesinlikle en ilgi çekici olan yönü, tüm binaların aynı anda aktif çalışmaması. Krallığınızın büyük haritasında, sadece belirli bir “bakış ızgarası” içinde kalan binalar çalışıyor ve kaynak üretiyor. Bu mekanik, oyuncunun sürekli olarak ızgarayı hareket ettirerek kaynakları ve askeri gücü dikkatlice yönetmesini gerektiriyor. İlk başta alışılmadık gelebilen bu sistem, kısa sürede oyunun cazibesinin temel unsuru haline geliyor.

Bakış ızgarasını sürekli hareket ettirerek hangi kaynaklara ve askeri birimlere ihtiyacınız olduğunu belirlemek, oyunun bağımlılık yaratan yönlerinden biri. Ürettiğiniz kaynaklar sadece asker çıkarmak için değil, aynı zamanda daha karmaşık binalar inşa etmek, ordunuza geçici avantajlar sağlamak ve asker limitinizi yükseltmek için kullanılıyor. The King is Watching içerisinde stratejik olarak hangi binaları nereye kuracağınız, oyunun kritik karar noktalarından biri.

The King is Watching incelemesi

The King is Watching oyununun stratejik derinliği yalnızca kaynak ve asker yönetimi ile sınırlı kalmıyor; oyuncu aktif olarak savaşlara müdahale edebiliyor. Askerler otomatik olarak savaşırken, oyuncunun kullanabileceği büyüler bulunuyor. Bu büyüler düşmanları zayıflatabilir, müttefiklerinizi güçlendirebilir veya doğrudan hasar verebilir. Bu büyülerin doğru zamanda ve yerde kullanılması, savaşların seyrini önemli ölçüde değiştirebiliyor.

The King is Watching oyununun roguelike temelli ilerleme sistemi de oldukça başarılı bir şekilde tasarlanmış halde görünüyor. Her oyun seansında, farklı ödüller ve yeni özellikler kazanıyorsunuz. Bu özellikler arasında pasif bonuslar veren eserler, yeni büyüler ve çeşitli yükseltmeler bulunuyor. Üstelik oyuncu, savaşacağı düşman dalgalarını seçerek hangi ödülleri almak istediğine kendisi karar verebiliyor. Böylece oyuna hoş bir tekrar oynanabilirlik ekleniyor.

Bu ilerleme sistemi sayesinde her oyun farklı bir stratejik yaklaşım gerektiriyor. The King is Watching yapıtının bu özelliği, tekrar oynanabilirliği ciddi ölçüde artırıyor. Üç dalgadan sonra gelen tüccar dalgası ise oyunculara ek yükseltmeler, büyüler ve eserler satın alma şansı sunuyor. Bu sayede oyunun her anı yeni bir stratejik karar noktası hâline geliyor.

Bütün bu karmaşıklığa rağmen, oyun mekaniği oldukça pürüzsüz ve akıcı çalışıyor. Tüm sistemler birbirleriyle kusursuz bir uyum içinde ve oyuncunun sürekli olarak dikkatini canlı tutmayı başarıyor. The King is Watching içerisinde zaman zaman yaşanan sakin anlarda bile, oyuncunun kaynak toplama ve planlama yapma fırsatı bulması, oyunun temposunu dengeliyor.

The King is Watching incelemesi

Öte yandan, oyun sonrası gelişim seçeneklerinin sınırlı olması biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Oyun içinde kazandığınız Denarii isimli para birimiyle, dört farklı yükseltme ağacında ilerleyebiliyorsunuz. Ancak bu yükseltme seçenekleri biraz daha zengin olabilirdi. Oyuncunun oyun dışında da karakterini ve stratejilerini derinlemesine geliştirebileceği daha fazla seçenek sunulabilirdi.

Bu sınırlamalara rağmen The King is Watching, uzun süreli oynanış seansları sunmayı başarıyor. Yeni yükselişler, farklı krallar ve danışmanlarla her oynanış deneyimi taze kalıyor. Yine de oyun içinde kullanılan ilerleme para biriminin toplanma hızının biraz yavaş olması, bazı oyuncuları zorlayabilir. Bu konuda umuyorum ki bir güncelleme filan görebiliriz.

Teknik açıdan bakıldığında, The King is Watching oyununun performansı oldukça etkileyici. Oyun, kontrolcü desteği bulunmamasına rağmen klavye-fare ikilisi ile son derece rahat oynanabiliyor. Ben açıkçası kontrolcüyü tercih ederdim ama yapabilecek bir şey yok. Onun dışında, optimizasyon gayet başarılı ve cilası da iyi çekilmiş. Karşıma herhangi bir oyun hatası ve performans sıkıntısı çıkmadı.

Sonuç olarak The King is Watching, gerçek zamanlı strateji ve roguelike unsurlarını başarılı bir şekilde harmanlayan benzersiz bir oyun. Bakış ızgarası mekaniği ile farklılaşan oynanış, derin stratejik kararlar ve sürekli değişen koşullar oyuncuyu oyunun içine çekiyor. Ufak tefek geliştirmelerle kusursuza yakın bir oyun deneyimi sunabilecek potansiyele sahip olan bu yapım, strateji oyunları sevenler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir deneyim.

The King is Watching incelemesi
The King is Watching
Olumlu
Yaratıcı bakış ızgarası mekaniği.
Başarılı roguelike ilerleme sistemi.
Derin stratejik oynanış.
Yüksek tekrar oynanabilirlik.
Akıcı ve dengeli oyun temposu.
Olumsuz
Oyun sonrası gelişim seçenekleri sınırlı.
İlerleme para birimi yavaş kazanılıyor.
Kontrolcü desteği eksikliği.
8