SCUM, Gamepires tarafından geliştirilen ve nihayet 17 Haziran 2025 tarihinde 1.0 sürümüyle resmi olarak piyasaya çıkan bir açık dünya ve hayatta kalma oyunu. İlk olarak 2018 yılında erken erişime açılan bu oyun, uzun süredir geliştiriliyordu ve nihayetinde kapsamlı sistemleriyle oyuncuların karşısına tam sürüm olarak çıktı. Oyun, oyuncuyu bir mahkûm rolüne sokarak, TEC1 adlı bir şirketin izleyiciye sunduğu distopik bir eğlence programında hayatta kalmaya zorluyor. Truman Show tadında bir atmosferin içine atılan oyuncular, SCUM Adası’nda ölümüne bir mücadeleye başlıyor.

Oyunun en dikkat çeken yönü, sunduğu son derece gerçekçi ve detaylı hayatta kalma mekaniği. SCUM yalnızca açlık ve susuzluk gibi klasik hayatta kalma ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda metabolizma, sindirim, vücut ısısı ve hatta boşaltım gibi detayları da oyuncunun kontrolüne sunuyor. Bu anlamda oyun, Project Zomboid gibi yapıtların bıraktığı izleri takip ederken, onları bir adım öteye taşıyor. Her yediğiniz lokma, her taşıdığınız eşya oyunda önemli bir yer tutuyor.

Oyuna ilk adım attığınızda, esprili ve eğlenceli bir zombi deneyimi bekleyebilirsiniz, ancak oyun sizi bu beklentiden hızlıca uzaklaştırıyor. SCUM, oyuncuya acımasız bir gerçeklik sunuyor ve ilk dakikadan itibaren atmosferiyle sizi sindiriyor. İster tek başınıza ister arkadaşlarınızla oynayın, bu yapıt her zaman bir tehdit hissini diri tutuyor. Bu açıdan oyunun başlangıçtaki algısı ile oynanıştaki gerçeklik arasındaki fark, oyuncular için etkileyici ama aynı zamanda zorlu bir deneyim yaratıyor.

Oyunda kaynak toplama ve eşya üretme sistemi kapsamlı. Neredeyse her obje parçalanabiliyor ya da dönüştürülebiliyor. Kıyafetleri yırtarak sargı bezi yapmak, yemeğinizi pişirmek için çakmak bulmak, hatta aloe vera ile yanık tedavisi yapmak gibi detaylar, sistemsel derinliği gösteriyor. Ayrıca eşya üzerindeki bilgiler tek tuşla ulaşılabilir durumda; Ctrl tuşuna basarak bir objenin ne işe yaradığını, hangi tarifte kullanıldığını görebilmek, oyunun kullanıcı dostu tarafını da temsil ediyor.

SCUM incelemesi

Multiplayer tarafında oynuyorsanız, kaynakların azlığı ve diğer oyuncularla olan rekabet, gerilimi daha da artırıyor. Her loot, her silah ve hatta her su şişesi için savaşmanız gerekebilir. Buna rağmen oyunun solo modunda da oldukça fazla ayar seçeneği bulunuyor; eğer yalnız oynamak istiyorsanız, sunucu ayarlarını kendinize göre düzenleyerek daha erişilebilir bir deneyim yaratabilirsiniz.

Oyunun çevresi etkileyici bir görsellik sunuyor. SCUM Adası, özellikle yüksek grafik ayarlarında nefes kesici görünüyor. Haritanın belirli bölgelerinde kamp kurmak, balık tutmak, tarım yapmak gibi daha sakin aktivitelerle de vakit geçirmek mümkün. Bu da oyunun yalnızca sert ve stresli değil, zaman zaman huzurlu bir deneyim sunabildiğini gösteriyor. Dinamik hava koşulları, gece-gündüz döngüsü ve gerçekçi doğa sesleriyle birlikte atmosfer tam anlamıyla içine çekiyor.

SCUM yapıtının oynanış eğrisi ise oldukça dik. Oyun size temel bir eğitim veriyor ancak birkaç görev sonrası tamamen kendi halinize bırakıyor. İlk yardım, silah yapımı, barınak inşası gibi hayati sistemlerin çoğunu deneme-yanılma ile öğrenmeniz gerekiyor. Bu durum özellikle türü yeni deneyimleyen oyuncular için zorlayıcı olabilir. Ayrıca oyundaki rehber robotun sunduğu eğitim, başlangıçta yeterli görünse de uzun vadede birçok kritik bilgiyi eksik bırakıyor.

Karmaşık sistemlerin çokluğu, menülerin kalabalıklığı ve arayüzdeki bilgi yükü, oyuncunun ilk birkaç saatini öğrenmekle geçirmesine neden oluyor. Ancak tüm bu karmaşanın içinde sistemleri çözmeye başladığınızda oyun çok daha tatmin edici hale geliyor. Oyuncuyu sürekli tetikte tutan yapısı, “gerçek bir hayatta kalma simülasyonu” sunduğunu açıkça hissettiriyor. Tabii bu süreçte sinirlerinizin de sınanacağını unutmamak gerekiyor.

SCUM incelemesi

Savaş sistemi ise biraz karışık. Yakın dövüş, bazen oyuncunun komutlarına tepki vermekte geç kalabiliyor ve animasyonlar zaman zaman yetersiz kalıyor. Özellikle ilk etapta elinize geçen sopa ya da basit silahlarla zombilerle mücadele etmek fazlasıyla zor. Saldırıların etki alanı ve hissiyatı yetersiz kalabiliyor. Bu durum SCUM isimli bu video oyununa gerçekçilik kattığı gibi, oynanış açısından zaman zaman can sıkıcı hale de gelebiliyor.

Zombiler ise beklenmedik şekilde tehlikeli. Dört vuruşla sizi yere serebilen bu yaratıklar, sessizce ortaya çıkabiliyor. Oyun içi seslerin detaylı tasarlanmış olmasına rağmen, bazı anlarda zombiler neredeyse görünmez hale geliyor ve bu da oyuncuya “sürpriz ölümler” yaşatıyor. Özellikle iç mekânlarda ya da loş alanlarda bu durum daha da belirgin hale geliyor. Bir anda karşınıza çıkan zombiyle mücadele etmeden önce birden fazla kere kalp krizi geçirme ihtimaliniz var.

Bütün bu sistemlerin arkasında oldukça net ve güçlü bir hikaye var. SCUM, oyuncuya adada yalnızca hayatta kalma görevini değil, aynı zamanda TEC1’in düzenlediği bir reality show’un parçası olduğunu da hissettiriyor. Oyun içinde ilerledikçe açılan içerikler, bu şovun evrenini daha fazla gözler önüne seriyor. Ancak hikayeye ulaşmak için saatler süren mücadele vermek gerekebiliyor. Bu nedenle bazı oyuncular, bu noktaya ulaşamadan pes edebilir.

Sonuç olarak SCUM, zorluğu ve detaycılığıyla dikkat çeken, sert bir hayatta kalma simülasyonu. Oyuncuya kolay kolay acımıyor ve her başarı hissi ciddi bir emek gerektiriyor. Eğer bu tarz detaylı ve acımasız sistemleri seviyorsanız, bu video oyunu kesinlikle denemeniz gereken yapımlardan biri. Ancak sabırsız ya da özellikle de türe yeni başlayan biriyseniz, bu adada hayatta kalmak gerçekten de düşündüğünüzden çok daha zor olabilir.

SCUM incelemesi
SCUM
Olumlu
Detaylı hayatta kalma sistemleri.
Zengin eşya üretme ve kaynak yönetimi.
Gerilim ve tehdit atmosferi.
Derin sistem öğrenme hissi.
Dinamik hava ve çevre sistemleri.
Gelişmiş çok oyunculu yapı.
Görsel atmosfer ve dünya tasarımı.
Olumsuz
Yüksek öğrenme eğrisi ve yetersiz rehberlik.
Yakın dövüş animasyonları ve savaş sistemi sorunları.
Zombilerin dengesiz zorluk seviyesi.
7

Etiketler: