Kart yarışlarının tartışmasız kralı olan Mario Kart serisi, yaklaşık 8-9 yıldır süren Mario Kart 8 Deluxe saltanatından sonra nihayet yeni bir başlıkla sahalara dönüyor: Mario Kart World. Nintendo Switch 2 konsolunun en iddialı çıkış oyunlarından biri olan bu yapım, hem nostaljiye hem de yeniliğe göz kırpıyor. Oyunun ismine yansıyan “World” kelimesi sadece laf olsun diye değil; bu sefer rotalar birbiriyle bağlantılı bir açık dünyayı işaret ediyor. Peki, tüm bu yenilikler işe yaramış mı? Cevap, büyük ölçüde evet. Gelin, bu oyuna daha yakından bir göz atalım.
Mario Kart World oyununa ilk adım attığınız anda tanıdık hisler sizi sarıyor. Renkli menüler, hareketli müzikler, alışıldık karakterler ve onların yepyeni kostüm varyasyonları… Hepsi klasik Mario Kart ruhunu taşıyor. Bu ruhu, yeni nesil teknolojinin sağladığı yüksek çözünürlük ve akıcı kare hızıyla birleştiren Mario Kart World, bugüne kadarki en iyi görünen Mario Kart oyunu olmayı başarıyor. Özellikle de 24 oyuncuya kadar desteklenen yarışlar esnasında yaşanan görsel karmaşada dahi performans düşüşü yaşanmaması etkileyici.
Yarış pistleri her zamanki gibi eğlenceli ama bu kez çok daha dinamik ve tehlikeli. Sadece klasik parkurların yenilenmiş versiyonlarını görmekle kalmıyoruz; aynı zamanda devasa haritanın dört bir yanına dağılmış yepyeni pistlerle karşılaşıyoruz. Örneğin DK Spaceport, Donkey Kong’un arcade köklerine saygı duruşunda bulunuyor ve dev Mecha Donkey Kong’un üzerinize varil fırlattığı bir sahneyle unutulmaz bir yarış deneyimi yaşatıyor. Aynı şekilde Peach Beach’teki dev gagalı kuşlar veya Savannah Sprint’teki zebra sürüleri gibi interaktif çevresel tehditler, parkurları canlı kılıyor.
Mario Kart World oyununa yeni eklenen mekaniklerden biri olan Charge Jump sistemi, ustalaşmak isteyen oyunculara yeni kapılar aralıyor. Virajlarda yapılan klasik drift’lerin aksine, bu sistem düz yollarda hız kesmeden küçük sıçramalar yapmanıza olanak tanıyor. Ayrıca ray üzerinde kayma ve duvarlardan sıçrama gibi hareketlerle yarış dinamiği daha da karmaşık ve keyifli hale geliyor. Serinin düşük giriş eşiğini korurken yüksek ustalık seviyesi isteyen bu yeni öğeler, hem yeni başlayanlara hem de veteranlara hitap ediyor.

Mario Kart World oyununun en büyük yeniliği ise “Knockout Tour” modu. 24 oyunculu bu modda, dört yarışçı her kontrol noktasında eleniyor. Giderek azalan katılımcılarla sona kalan birinci olmaya çalıştığınız bu yapı, adeta Mario Kart serisinin battle royale deneyimi gibi. Gerilim, heyecan ve şans faktörü bir araya gelince her yarış adrenalin dolu bir maceraya dönüşüyor. Özellikle çevrimiçi oynandığında, bu mod tam anlamıyla kaotik ama unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Çevrimiçi rekabetin yanı sıra klasik modlar da geri dönmüş durumda. Grand Prix, Zaman Denemeleri ve Battle Mode gibi seçenekler, genişletilmiş haritalarla birleşince uzun soluklu bir deneyim sunuyor. Battle Mode’da 12’ye 12 gibi büyük takımlarla yapılan çatışmalar hem eğlenceli hem de stratejik açıdan ilginç sonuçlar doğurabiliyor. Ayrıca, Nintendo Switch 2 konsolunun kamerasını kullanan CameraPlay özelliği sayesinde karakterinizin üzerinde rakibinizin gerçek yüzünü görmek, Mario Kart World içerisindeki rekabeti daha kişisel hale getiriyor.
Mario Kart World oyununun ismine yakışır bir diğer yeniliği ise açık dünya Free Roam modu. Bu mod sayesinde devasa harita içerisinde serbestçe gezebilir, arkadaşlarınızla buluşabilir ve farklı görevleri tamamlayabilirsiniz. Haritanın dört bir yanına dağılmış olan mavi P Switch’ler görevleri tetikliyor. Bu görevler kimi zaman lavlardan kaçmak, kimi zaman buz piranhalardan sakınarak madeni paraları toplamak ya da duvarlardan zıplayarak bir hedefe ulaşmak gibi aktiviteler sunuyor.
Mario Kart World oyununun Free Roam moduna entegre edilen çevrimiçi görev sistemleri de, keşfe dayalı oynanışı iş birliğiyle harmanlıyor. Oyuncular, arkadaşlarıyla aynı anda devasa haritada görevler tamamlayabiliyor, birlikte Peach Coin toplayabiliyor ya da zamana karşı yarış gibi eşli görevlerde iş birliği yapabiliyor. Ayrıca bu modda etkinlik temelli haftalık görevler de yer alıyor. Örneğin, belirli bir sürede lava nehrinden geçmek gibi görevler, global olarak tüm oyunculara sunuluyor ve başarıyla tamamlayanlar çeşitli kozmetik ödüllerle teşvik ediliyor. Bu sistem, modun potansiyelini genişletirken, oyuncular arasında bağ kurmayı da kolaylaştırıyor.

Yine de Free Roam modu her zaman etkileyici değil. Bazı bölgeler görevlerle dolup taşarken, bazı alanlarda hiçbir etkileşim bulamamak oyuncuyu sıkabiliyor. Haritadaki Peach Coin’ler ve gizli bloklar gibi koleksiyon nesneleri Mario Kart World oyununu %100 olarak bitirmek isteyen oyuncular için güzel olsa da, bu ögelerin somut bir ödül yerine sadece “bir şey buldun” mesajı vermesi hayal kırıklığı yaratabiliyor. Ayrıca, anında karakter değiştirme sistemi harika olsa da, bazen sadece bu değişimle yeni bir görev bulabilmek biraz anlamsız hale geliyor.
Bir diğer atlanmaması gereken özellik ise Mario Kart World oyununun rekabetçi yönünü güçlendiren dünya sıralamaları ve sezonluk turnuva sistemi. Oyuncular, çevrimiçi yarışlar sırasında topladıkları puanlarla bölgesel ve global sıralamalarda yer edinebiliyorlar. Her sezonun sonunda, sıralamaya giren oyunculara özel kostümler, araç kaplamaları ve isim etiketleri gibi kozmetik ödüller sunuluyor. Bu sayede yalnızca rastgele eşleşmeler değil, aynı zamanda uzun vadeli hedefler de yarışçılar için cazip hale geliyor. Bu sistem, deneyimini sürdürülebilir bir rekabet alanı haline getiriyor.
Karakter kadrosu da genişlemiş. Bu sefer serinin dışından karakter yok; tamamen Mario evreniyle sınırlı kalınmış ama bu sınırlama aslında fırsata çevrilmiş. Swoop, Para-Biddybud, Coin Coffer gibi arka plandaki yaratıklar oynanabilir karakter olmuş. Ayrıca Mario, Toad, Wario gibi ana karakterler için birden fazla kostüm seçeneği sunuluyor. Dash Snack adlı eşya ile karakterinizin kostümünü rastgele değiştirebiliyor ve bu sistem sürprizleriyle yüz güldürüyor.
Ancak bu kostüm sistemi her karakter için eşit değil. Yan karakterlerin çoğu alternatif kıyafetlere sahip değil. Bu da bu karakterlerle oynamak için motivasyon eksikliği yaratabiliyor. Özellikle tam bir karakter ve kostüm seti açmak isteyen oyuncular, sadece ana karakterlere yöneliyor. Buna rağmen sistem sizi farklı karakterleri denemeye teşvik ettiği için dolaylı olarak çeşitliliği destekliyor.

Görsel kalite ise Nintendo şirketinin uzun süredir devam eden sanat tasarımı başarısını yeni donanımla birleştiriyor. Mario Kart World, bir çizgi film gibi görünüyor ve karakterlerin yüz ifadeleri gibi küçük detaylar fotoğraf modunda bile dikkat çekiyor. Ayrıca haritalar arasında geçişler artık o kadar doğal ki Grand Prix sırasında başladığınız pistin atmosferi yarışın sonunda tamamen değişmiş olabiliyor. Ancak bazı oyuncular, her pistin kendi kimliğinin biraz silikleştiğini düşünebilir.
Ses tasarımı ve müzikler de klasik Mario Kart kalitesinde. Her pistin ruhuna uygun melodiler, efektlerle desteklenmiş. Yeni eşyalar arasında Feather ve Hammer öne çıkarken, klasik Yeşil Kabuk, Yıldız ve Yıldırım gibi eşyalar da yerli yerinde. Bu eşyaların otomatik savunma sistemine bağlanması, yeni oyuncular için kolaylık sağlarken, Mario Kart World yapıtının eski oyuncularına da biraz daha dikkatli oynama zorunluluğu getiriyor.
Online modlarda oyuncu sayısının artması bekleme sürelerini uzatabiliyor. Bazı modlar hızlı eşleşme sunarken, özellikle standart yarışlar için daha uzun süre beklemek gerekebiliyor. Yine de eşleştiğiniz oyuncularla birden fazla yarış yapabilmek ve sürekli yeni oda aramak zorunda kalmamak, süreci daha akıcı kılıyor. Ayrıca boşta geçen süreleri Free Roam modunda değerlendirmenize olanak tanınması olumlu bir dokunuş.
Bütün bunların sonucunda Mario Kart World, seriyi ileri taşıyan ama özünü koruyan mükemmel bir devam oyunu. Knockout Tour ile devrim yaratıyor, Free Roam ile potansiyel vaat ediyor, görselliğiyle etkiliyor ve mekanikleriyle ustalık sunuyor. Her yönüyle Mario Kart 8 Deluxe’tan sonra gelen doğal bir evrim bu. Eksikleri elbette var, ama eğlence ve içerik açısından şu an kart yarışları dünyasında eline su dökebilecek başka bir oyun görünmüyor.