Let Them Trade, Spaceflower tarafından geliştirilen, şehir kurma türünü rahatlatıcı ve eğlenceli bir atmosferle birleştiren oldukça sevimli bir oyun. Frostpunk veya Cities: Skylines serilerindeki gibi derin stratejik katmanlardan ziyade, basit ve keyifli mekanikleriyle öne çıkan bu oyun, özellikle türe yeni başlayanlar için ideal bir giriş noktası oluşturuyor. Aynı zamanda türün emektarları için de rahatlatıcı bir alternatif sunuyor benim gözümde.
Oyunun temel amacı oldukça sade; krallığınız içinde şehirler kurarak onları büyütmek ve geliştirmek. Kaynaklarınızı iyi yönetmeniz, ticaret yolları kurmanız ve bunları korumanız gerekiyor. İlginç olan nokta ise şehirlerin kendi aralarında da ticaret yapmaları. Bu sayede oyuncunun her detayı mikro yönetimle uğraşmasına gerek kalmıyor, bu da Let Them Trade oyununun bahsetmiş olduğum sakin ve rahatlatıcı atmosferine katkıda bulunuyor.
Buna rağmen oyunda belirli bir düzeyde mikro yönetim kaçınılmaz. Şehirlerin ticaret yollarını ve kaynak akışlarını düzenlemek, kalenize bağlantılarını kurmak ve haritada keşif yapmak için bir şövalyeyi kontrol etmek sizin sorumluluğunuzda. Oyunun savaş mekanikleri oldukça basit; savaş sonuçları otomatik zar atışlarıyla belirleniyor ve sizin tek endişeniz birliklerinizi doğru şekilde konumlandırmak ve haydutların tüccarları soymasını engellemek oluyor.
Yeni oyuncular için Let Them Trade oldukça davetkar. Oyunda detaylı ve açıklayıcı birkaç eğitim bölümü bulunuyor. Eğitimleri isterseniz atlayıp, doğrudan senaryo moduna geçmeniz de mümkün. Senaryoların her biri farklı hedeflere sahip ve oyunun temel mekaniklerini pekiştirmek için tasarlanmış. Örneğin, bir görevde 50 ekmek üretmeniz gerektiği halde sadece patates çiftliklerine sahip olmanız, fırınları araştırma ve inşa etme gerekliliğini fark etmenizle çözülüyor.
Let Them Trade, yapılan hatalar karşısında oldukça affedici bir tutuma sahip. Haritadaki kaynaklar sınırlı sayıda ve şehirlerinizi dikkatli yerleştirmek önem kazanıyor. Yanlış bir yerleşim yaptığınızda, şehirleri tamamen yıkıp, kısmi kaynak geri kazanımı sağlamak mümkün. Bu esneklik, oyuncuların uzun vadeli planlamalar yapmak zorunda kalmadan daha rahat bir oynanış deneyimi yaşamalarına imkân tanıyor. Evet, hatalarınız için bir ceza var ama bu oldukça düşük.
Let Them Trade, zengin bir araştırma ağacına da sahip. Bu merkez sayesinde binalarınızı ve üretim kapasitenizi geliştirebiliyorsunuz. Ancak araştırma seçenekleri bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Örneğin, taverna gibi bazı binaların ne işe yaradığını oyunda açıkça belirtilmediğinden, oyuncuların bu konuda belirsizlik yaşamaları olası. Bu tür ayrıntılar oyunun genel oynanışını olumsuz etkileyebiliyor ne yazık ki. Birkaç açıklama fena olmazdı.
Grafik tasarımı açısından Let Them Trade gerçekten göz kamaştırıyor. Oyunun görselleri, oyuncunun sanki fiziksel bir masaüstü oyununu oynuyormuş hissini yaratıyor. Tahta parçalar, figürler ve kaynaklar gerçek bir tahta oyunu hissiyatını güçlü biçimde aktarıyor. Bu detaylar, oyunun genel atmosferini destekleyerek oyuncuya keyifli bir görsel deneyim yaşatıyor.
Oyunun mizah anlayışı da oldukça başarılı. Let Them Trade içerisindeki karakterler ve diyaloglar, gerçek hayat politik ve felsefi temaları mizahi bir biçimde ele alıyor. Kral için inşa edilen altın heykelin vatandaşları mutsuz etmesi gibi esprili anlatımlar, oyunun eğlenceli atmosferini destekliyor. Bu tür ironik ve zekice mizah kullanımı oyuna ayrı bir çekicilik katıyor.
Let Them Trade oyununun senaryo modu kısa sürede bitirilmesi gereken hedeflere sahip olması sayesinde oyuncuları sıkmıyor. Her senaryonun kendine özgü zorlukları ve hedefleri var, bu da tekrar edilebilirlik hissini biraz da olsa arttırıyor bence. Oyuncuların farklı senaryoları oynarken sürekli yeni stratejiler keşfetmesi ve uygulaması gerekiyor.
Her şeye rağmen Let Them Trade bazı teknik aksaklıklardan muzdarip ne yazık ki. Mesela, senaryo modundaki ilerlemenin sıfırlanması ve kullanıcı arayüzü öğelerinin kaybolması gibi hatalar, oyun deneyimini ciddi anlamda olumsuz etkileyebiliyor. Karakter diyaloglarında zaman zaman yanlış karakter görsellerinin gösterilmesi gibi küçük hatalar da dikkat çekiyor. Bu sorunların ilerleyen güncellemelerle çözülmesi oyunun kalitesini önemli ölçüde artıracaktır.
Let Them Trade oyununun erişilebilirlik açısından da geliştirilmesi gereken yönleri var. Kontrollerin yeniden ayarlanabilmesi ve sandbox modunda zorluk seviyesi belirlenebilmesi dışında, kapsamlı erişilebilirlik seçenekleri sunulmuyor. Bu durum bazı oyuncular için oyuna giriş bariyeri oluşturabilir. Umuyorum ki gelecek güncellemelerle bu opsiyonlar da arttırılabilir.
Sonuç olarak, Let Them Trade rahatlatıcı bir şehir kurma deneyimi arayan oyuncular için biçilmiş kaftan. Hem görsel tasarımı hem de mizahi anlatımıyla türün farklı ve özgün örneklerinden biri olmayı başarıyor. Ufak teknik hatalar ve açıklayıcı olmayan bazı mekaniklerine rağmen, oyun özellikle türe yeni başlayanlar için oldukça keyifli ve samimi bir deneyim sunuyor.
