Uzayın sonsuzluğunu keşfetmek sadece gerçek dünyada değil, video oyunu dünyasında da her zaman için en ilgi çekici noktalardan biri olmuştur. Bu keşif hissini bugüne kadar birçok oyun başarılı bir şekilde vermeyi başardı. Akıllara gelen ilk isimler ise Elite Dangerous ve No Man’s Sky olabilir. Muhtemelen radarınızdan kaçmış olabilir ama Out There serisinin ilk oyunu da uzay keşfini başarılı bir şekilde sunarak ilgi çekmeyi başarmıştı. İşte bu ilginin arkasındaki heyecanı da elinde bulundurarak, Out There: Oceans of Time isimli bir devam oyunu çıktı karşımıza. Yalnız, bu sefer uzayı keşfetmek, tahmin edildiği kadar eğlenceli olmadı.

Out There: Oceans of Time, Elite Dangerous ve No Man’s Sky tarzında bir yapıt sayılmaz. Yani, uzay keşfi tabii ki çok büyük bir önem arz ediyor ama bunun yanına bir de strateji elementleri giriyor. Bu oyunun içerisinde stratejik bir deneyim elde ederken, bir diğer yandan da kaynak yönetimi ve benzer şeylerle uğraşıyoruz. Bu oyunun dünyasında artık uzaya gitmek ve orada keşif yapmak oldukça yaygın bir hal aldı. Tabii ki dünyamızdaki sorunlar da uzaya taşındı ve yer yüzünde olduğu gibi uzay boşluğunda da insanlar birbirine karşı taraf aldı. Bizler de bu tarafların ortasında kendimizi buluyoruz ve maceramızın yolunu çiziyoruz.

Out There: Oceans of Time oyununda sistemden sisteme yolculuk ediyoruz, bu sistemlerde kaynaklar topluyoruz ve kaynaklarla da uzay gemimizi yönetiyoruz. Tabii bu sırada karşımıza rastgele olaylar çıkabiliyor ve ayrıca keşif yapmanın da ayrı bir mekaniği mevcut. Tüm bunları, oyunun tek oyunculu hikaye modunda uzun bir süre boyunca deneyimleyebilmek mümkün. Yalnız, geliştirici ekip bu noktada çok kötü bir iş çıkartıyor ve oyunun ne hikayesini, ne de dünyasını net bir şekilde anlatmayı başaramıyor. Yani, bu oyunu 1 saat, 10 saat veya 100 saat oynadıktan sonra bile neler olduğunu anlamamanız çok mümkün.

Out There: Oceans of Time, politika ve diplomasinin de ön plana çıktığı bir oyun olduğu için uzayın derinliklerinde neler olduğunu; kimin, neyi, neden yaptığını anlamadığınız için ne yazık ki oyundan zevk almanız neredeyse imkansız bir hale geliyor. Yani, bu oyun sonucunda hikayeye ve hikaye anlatımına önem veren bir macera oyunu ama bunu kesinlikle hissedemiyorsunuz. Hikaye aslında merkezinde gayet ilgi çekici duruyor ama dediğim gibi hikayenin kendisi başarılı bir şekilde anlatılmadığı için o ilgi çekicilik de kısa bir süre sonra sönüyor ve uzayın derinliklerinde kaybolup, gidiyor.

Out There: Oceans of Time

Out There: Oceans of Time, bazı yanlış seçimler yapıyor

Bu serinin ilk oyununu benzersiz kılan özelliklerden bir tanesi de iki boyutlu olarak sunulan ve çok dikkat çeken görselliği idi. Out There: Oceans of Time ise bunu büyük bir ölçüde değiştiriyor ve artık oyuncuların karşısına üç boyutlu olarak çıkıyor. Yalnız, geliştirici ekibin böyle büyük bir adım atmaya hazır olmadığını hemen anlayabiliyorsunuz; oyun, görsel açıdan çok çirkin görünüyor. Yani, karakter modellerini ele alacak olursanız, bunların tamamında detay eksikliği var ve hepsi çok basit duruyor. Karakterler, ilk oyundaki gibi ilgi çekmiyor. İki boyutlu modellerde bile daha fazla detay ve ilgi çekicilik vardı eskiden.

Görsel kalite, kağıt üzerinde yükseltilmiş olsa bile elde ettiğimiz sonuçta bu kalite, yerin dibine giriyor. Aynı şey, ne yazık ki ses ve müzik departmanı için de geçerli. Macera oyunlarında bu departman oldukça önemlidir ama Out There: Oceans of Time, bu alanlara önem verdiğini hiçbir şekilde göstermiyor. Oyunda duyacağınız şeylerin tamamı, oldukça düşük kaliteli ve yine hiçbir şekilde ilgi çekicilik barındırmıyor. Oyunun genel anlamda çok düşük bütçeli olduğunu da rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Sunum tarafında genel olarak övebileceğim tek şey bazı uzaylı varlıkların tasarımlarının çok benzersiz ve/veya çılgın yapılmış olması.

Sunum haricinde, oynanış hakkında da pek olumlu şeyler söyleyebilmek mümkün değil ne yazık ki. Out There: Oceans of Time, sürekli kendisini tekrar eden ve sıkıcı bir deneyim sunan bir oynanışa sahip. Kaynak yönetimi yapabilmek için sürekli bomboş ve aynı görünen gezegenlere iniş yapıp, materyal çıkartmaya çalışmak ve bunu tüm oyun boyunca tekrar etmek ne yazık ki bana hiçbir şekilde uzay keşfi hissi vermiyor. Tabii ki materyal elde etmek için yapabileceğiniz daha farklı şeyler de var ama onlarda da sıkıcı sonuç pek değişmiyor. Ayrıca, materyal toplama ve onları yönetme, oyun içerisinde çok fazla ölü an da yaratıyor.

Out There: Oceans of Time oyununda en azından en başlarda ilgi çeken mekanik ise bazı organik kaynakları toplamanın, uzay gemisindeki insanlara bazı etkiler bırakabilmesi. Yalnız, kısa bir süre sonra anlıyorsunuz ki buradan elde edilebilecek olan etkiler çok sınırlı ve etkilerin kendisi de oynanışa neredeyse hiçbir şekilde etki etmiyor… Yani, bu özelliğin olması ile olmaması arasında hiçbir fark yok desem, yanılmış olmam. Oyunda tabii ki farklı etkiler elde edilebilecek farklı ögeler de var ama onların da sonu ne yazık ki bu bahsettiğim gibi oluyor. Oyun, ilk başlarda çok derin olarak görünüyor ama durumun öyle olmadığı hemen anlaşılıyor.

Out There: Oceans of Time

Sunulan deneyim tamamen eksik hissettiriyor

Out There: Oceans of Time oyununun bütçesi çok düşük olabilir veya çapı çok küçük olabilir. Bunlar normal şeyler, sonuçta her oyun AAA seviyesinde olmak zorunda değil ama daha küçük oyunlar, bu küçüklüğünü avantaj olarak kullanabiliyor. Bu oyunda ise her şey, oyunun aleyhine işliyor. Oyunun içerisinde ciddi anlamda herhangi bir derinlik sunan hiçbir mekanik yok. Herhangi bir oyun elementi eğlence sunmuyor ve size meydan okuyan herhangi bir zorluk da yok. Ayrıca, deneyiminizi özelleştirebilmeniz adına da ne uzay gemisi özelleştirme, ne de karakter özelleştirme gibi ögeler sunuluyor. Bu da her şeyi daha sıkıcı yapıyor.

Out There: Oceans of Time oyununun tamamı anlamsız bir zaman kaybıyken, gezegenlere filan iniş yaptığınız zaman rastgele olaylarla karşılaşabiliyorsunuz. Yalnız, bu olayların sayısı o kadar az ki bir süre sonra her şey kendisini tekrar etmeye başlıyor. Yani, rastgele olaylar bile hemen o rastgele yapısını kaybediyor. Kendileri, bu yapısını kaybetmese bile o kadar kötü yazılmışlar ki oyuna hiçbir şekilde pozitif bir nokta eklemiyor. Oyunun tamamı, ilerleme kaydediyor olsanız bile sizi sadece bir çember çiziyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Ayrıca, oyun içerisinde diğer varlıklarla etkileşime geçebilmek de neredeyse hiçbir şeyi etkilemiyor.

Out There: Oceans of Time, strateji elementlerini içerisinde bulundurduğu halde gayet yüzeysel sistemler sunuyor. Yani, aksiyon puanları filan var. Oyun, boş değil ama sunulan tüm bu sistemler sonucunda hiçbir şey ifade etmiyor. Bu yüzden de kendilerinden tek tek bahsetmek istemiyorum. Özetle, oyunda anlam taşıyan hiçbir şey yok. Oyundaki tek iyi şey, gemi yönetimi. Hem gemiyi yönetmek, hem farklı gemiler elde etmek, bu oyunda elde edebileceğiniz tek olumlu deneyim. Farklı gemi sınıflarının farklı kaynak gerektirmesi, her geminin farklı özelliklerle gelmesi ve gerçekten farklı hissettirmesi, en olumlu nokta.

Out There: Oceans of Time, halihazırda ertelenmiş bir video oyunuydu ve bu yapıtın herhangi bir şey sunabilmesi için tahmin ediyorum ki 1 sene daha filan ertelenmesi gerekiyordu. Oyun, bu hali ile tamamen kemik bir yapıya sahip ve bu kemiğin üzerinde herhangi bir şey bulunmuyor. Bazı düşünceler oyuna yedirilmiş ama çap çok küçük olduğu için hiçbir şey ilgi çekici hale gelemiyor, hemen kendisini tekrar etmeye başlıyor ve 1 saat bile dolmadan sıkıcı bir deneyim sunuluyor. Bu yüzden de bu oyunu sizlere önermem neredeyse imkansız diyebilirim. Orijinal oyun çok iyiyken, bu devam oyununun neredeyse çöp olması çok üzücü.

Out There: Oceans of Time
Out There: Oceans of Time
Olumlu
Bazı uzaylı varlıkların tasarımları oldukça farklı ve ilgi çekici.
Uzay gemisi yönetimi ve farklı gemileri elde edebilme hoş.
Olumsuz
Oyunda sunulan her mekanik/sistem/element inanılmaz sınırlı.
Temel oynanış anında sıkıcı bir hal alıyor ve hep kendisini tekrar ediyor.
Oyunda size sunulan veya yaptığınız hiçbir şey herhangi bir anlam ifade etmiyor.
Kendi serisi için çok büyük bir hayal kırıklığı olabilecek seviyede bir oyun.
2

Yazar Hakkında

Kaan Gezer

Kurucu

Video oyunlarını ve müzik bestelemeyi seven bir kişi.

Tüm yazıları göster