V1 Interactive ve Private Division ekiplerinin en yeni oyunu olmaya hazırlanan Disintegration, geçtiğimiz günlerde kapalı beta ve açık beta süreçleri ile karşımıza çıktı. Ben de PlayStation 4 üzerinden bu oyunun hem kapalı beta, hem de açık beta süreçlerine katılım gerçekleştirdim. Günlerce süren bu dönemler ardından da sizlerin karşısına bir ön inceleme yazısı ile çıkmak istedim. Bakalım nasılmış bu oyun?

Disintegration

Disintegration, oldukça yavaş bir şekilde başladı

Disintegration oyununu açtığınız zaman öncelikle bir eğitim bölümüne giriyorsunuz. Bu bölüm, oyunun en temel şeylerini bana soracak olursanız inanılmaz yavaş, inanılmaz sıkıcı ve inanılmaz etkisiz bir şekilde öğretiyor. Evet, bölüm bence amacını tamamlayabiliyor ama o bölümü oynamak ile uğraşacağınıza, oyunu kendiniz öğrenmeye çalışsanız daha az canınız sıkılacak muhtemelen.

Bugüne kadar birçok video oyununun öğretici bölümünü gördük, oynadık. Ben de kişisel olarak bu öğretici bölümlere çok önem veriyorum; bir oyun nasıl başlarsa, o şekilde devam eder sonuçta. Eğer oyuncuların karşısına çıkacak olan ilk şey, öğretici bölüm olacaksa o bölümün üzerinde ciddi anlamda bir emek sarf etmek gerekiyor. Disintegration, bence o emeği yeteri kadar sarf etmemiş bu bölüme.

Peki, bu öğretici bölümden ne anladık? Anladığım kadarıyla bizler bir robotu ve birkaç askeri yöneten bir kişiyiz. Yönetmiş olduğumuz büyük robot, ateş edebiliyor ve bazı farklı yeteneklere de sahip olabiliyor. Zaten oyunda bir özelleştirme sistemi var ki ondan daha sonra bahsedeceğim ama bu sistem dahilinde farklı robotlar ve gruplar seçebiliyoruz. Bu sayede, yeteneklerimiz de değişiklik gösterebiliyor oyunda.

Her neyse, yönetmiş olduğumuz robot, dediğimi gibi birçok farklı şey yapabiliyor. Buna uçmak da dahil. Bunun haricinde, yönetmiş olduğumuz birkaç asker de yerde hareket ediyor. Her askerin farklı bir yeteneği, uzmanlık alanı filan bulunuyor. Yani; tankı olsun, keskin nişancısı olsun, normal askeri olsun, sağlıkçısı olsun hiç eksik kalmıyor. Sizler bu askerlerinize emirler verebiliyorsunuz ve yön veriyorsunuz.

Biraz önce bahsetmiş olduğum özelleştirme sistemi sayesinde hem robotumuz, hem de yerdeki askerlerimiz değişebiliyor. Bu değişme sayesinde o askerlerimize de farklı yetenekler kazandırılabiliyor ama bu değişiklikler çok benzersiz sayılmaz. Yani, iki farklı robot arasında böyle çok da aman tanrım diyebileceğiniz farklılıklar bulunmuyor ki bu durum, taraf seçmeyi biraz etkisiz kılıyor bana göre.

Disintegration

Klasik özelleştirme sisteminden bahsedelim biraz da

İki paragraf boyunca anlatmış olduğum özelleştirme sistemi, bir taraf seçme mekaniğinin içerisinde geliyor. Oyuna başlamadan önce oyundaki 5-6 taraftan hangisini kullanmak istediğinizi seçiyorsunuz. Bu seçim, ana robotun yeteneklerini ve yerdeki askerlerinizin yeteneklerini etkiliyor. Bu etki, biraz önce de demiş olduğum gibi neredeyse hiçbir fark yaratmıyor ve oyunu ilgi çekici kılmaktan uzaklaştırıyor.

Oynanış tarafında olmasa bile kozmetik tarafta, farklı grupları seçmek büyük değişikliklere yol açıyor. Oyundaki her tarafın kendisine has bir tarzı bulunuyor. Mesela, hurdalardan yapılan bir tarafı seçebiliyorsunuz, samuraylara benzeyen bir tarafı seçebiliyorsunuz veya direkt olarak şövalye tasarımlarına sahip olan bir grubu seçebiliyorsunuz. Kozmetik anlamdaki değişiklikler büyük.

Kozmetik ögeler sadece taraf seçerken göz önüne çıkıyor diye bir olay da yok. Eğer dilerseniz, tarafların hepsini daha detaylı özelleştirebiliyorsunuz. Mesela, ana pilotun görünümünü değiştirebiliyorsunuz, genel anlamda tüm ordunun görünümünü değiştirebiliyorsunuz, ana robota ufak aksesuarlar ekleyebiliyorsunuz ve daha fazlasını yapabiliyorsunuz. Oyun, en azından bu yönde tatmin edici idi.

Tüm bu seçimler ardından da oyuna giriş yapıyorsunuz. Kozmetikler her ne kadar sizi birkaç saniyeliğine memnun etmiş olsa bile oyuna girdiğiniz zaman o memnuniyet anında bozuluyor; neler olduğunu anlayamıyorsunuz. Fakat oyun başlamadan önce bir eğitim bölümüne girmiştik, şimdi ne oldu da oyun bize bir anda yabancı geldi? Bunun sebebi, oyunun görevleri net bir şekilde anlatamıyor olması.

Disintegration oyununun kapalı beta ve açık beta süreçlerinde iki farklı oyun modu ve birkaç adet harita bulunuyordu. Bu iki oyun modunda da yapacağınız şeyleri ilk seferde anlamanız neredeyse imkansız. Yani, oyunun amacını anlayabilmek için beyninizi ciddi anlamda zorlamanız gerekiyor ki benim gördüğüm kadarıyla açık betanın son gününe kadar insanlar daha oyunu çözememişti bile.

Disintegration

Disintegration, başarısız bir şekilde gösterildi

Disintegration oyununun öğretici bölümünün sıkıcı olduğunu ama oyunun temelini öğrettiğini belirtmiştim. İşte ne yazık ki bu öğretici bölüm devam etmiyor ve oyunun çevrim içi modlarını size öğretmiyor. Oyun içerisinde de ne yapmanız gerektiği net bir şekilde anlatılmıyor, çok az ipucu veriliyor. Bu da oyunda herkesin sadece düşman öldürmeye odaklanmasına sebep oluyor ne yazık ki efendim.

Oyunun temel oynanışı ise ortalama altı diyebilirim. Öncelikle, yerde duran askerleri yönetmek herhangi bir eğlenceye sahip değil. Aynı zamanda, ana robottan ateş etmek de herhangi bir his vermiyor. Ne ateş ettiğinizi anlıyorsunuz, ne de attığınız o ateşlerin düşmana gittiğini anlıyorsunuz. Bu da oyunu 1-2 karşılaşma ardından inanılmaz çekilmez bir hale sokuyor ki ben beta sürecinde inanın zorla oynadım.

Tabii bir video oyununu herkes sevmek zorunda değil. Belki ben de bu oyunu, bana hitap etmediği için sevmemiştimdir. Bu konuda hiçbir fikrim yok ama en azından gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki oyunun sunum tarafı rezaletti. Bu video oyununun kapalı betasını da açık betasını da 4K/HDR destekli bir televizyonda, PlayStation 4 Pro konsolum ile denedim ve denediğime pişman oldum.

Öncelikle, iki beta sürecinin de görselliği başarılı değildi. Yalnız bu konuda olumsuz bir yorum yapamam; öncelikle oyun daha çıkmadı ve doku kalitesine filan da öyle çok kafayı takmıyorum ben. Benim asıl ilgilendiğim alan performans idi ve ben PlayStation 4 Pro konsolumda sanki bir oyun oynamadım, Microsoft PowerPoint sunumu izledim. Performans, ciddi anlamda berbattı.

Özetle söylemek istiyorum ki bu video oyununun kapalı betası ve açık betası, benim için tam bir rezaletti. Bu süreçlerden önce Disintegration için kısmen heyecanlı idim. Fakat gördüğüm oyun, beni hayal kırıklığına uğrattı. Şu anda bu oyunu tekrar oynamak istemiyorum ve çıkış gününü de merakla beklemiyorum. Yine de denediğim bu ürün henüz bitmemişti. Bu yüzden, yine de Disintegration oyununu yakından takip etmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum; en azından konsept biraz farklı bu yapıtta.

Etiketler:

Yazar Hakkında

Kaan Gezer

Kurucu

Video oyunlarını ve müzik bestelemeyi seven bir kişi.

Tüm yazıları göster