Video oyunları sayesinde birbirinden farklı şeyler olabiliyoruz. Bazı oyunlarda balık oluyoruz, bazı oyunlarda inşaatın kendisi oluyoruz, bazı oyunlarda ise uçan kuskus oluyoruz. Evet, AWAY: The Survival Series oyununda uçan kuskus oluyoruz ve ailemizi kurtarmak için bir maceraya atılıyoruz. Açıkçası bu oyunu ilk olarak nerede gördüğümü, neden incelenecek olan oyunlar listeme aldığımı hiç hatırlamıyorum ama bunu yaptığıma kesinlikle pişman olduğumu söyleyebilirim. Şayet ben bu sene içerisinde AWAY: The Survival Series kadar problemli ve sıkıcı bir oyun oynadığımı ne yazık ki hatırlamıyorum efendim.
AWAY: The Survival Series, temelinde bir macera oyunu. Bu oyunda üçüncü şahıs bakış açısı kullanılıyor ve bir uçan kuskusu kontrol ediyoruz. Amacımız ise daha önce de söylediğim gibi ailemizi kurtarmak. Kağıt üzerinde her şey normal görünüyor olabilir. Üçüncü şahıs bakış açısına sahip macera oyunları oldukça popüler; uçan kuskus olmak da kreatif açıdan mutlaka bir özgürlük sağlıyordur geliştirici ekibe ama bunların hiçbiri temel oyun deneyimine ne yazık ki yansımıyor. Bu konuda daha en başta övebileceğim ilk şey, oyunun 5 saat civarında tamamlanabiliyor olması. En azından bu rezalete çok uzun süreler katlanmanız gerekmiyor.
AWAY: The Survival Series oyununun amacı, oyunculara kişisel bir doğa belgeseli sunmak. Uçan kuskus olarak doğada bizden çok daha güçlü hayvanlar var ve çoğu zaman da bir avcı değil, av oluyoruz. Avcılardan saklanarak evimize ulaşmaya çalıştığımız bu video oyununda zaman zaman avcı da oluyoruz ve yaptığımız her şey de aslında bir yorumcu tarafından anlatılıyor. Yani, kişisel doğa belgeseli de bu noktada devreye giriyor; kendi belgeselimizi, kendimiz yazıyoruz. Yalnız, oyunun hiçbir içeriğinden zevk alabilmeniz mümkün değil; sinir bozucu hatalardan ötürü yaşatılan deneyime birkaç dakika olsa bile katlanamıyorsunuz.
AWAY: The Survival Series, hikaye modu ve keşif modu sunuyor. Hikaye modunda dediğim gibi 5 saatlik bir macera anlatılıyor. Keşif modunda ise daha serbest bir şekilde hareket edebiliyorsunuz. Yalnız bu iki içerikte de hiçbir şekilde kaliteli bir deneyim sunulmuyor. Özellikle keşif modu o kadar çok hata içeriyor ki birinci gün güncellemesinden sonra bile o içeriğe en fazla 5-10 dakika dayanabiliyorsunuz. Ben açıkçası 2021 senesinde oynadığım daha problemli bir oyun hatırlamıyorum ve bunu düşünürken oyunların alfa ve beta sürümlerini de göz önünde bulundurarak söylüyorum. Bu oyun, bu şekilde nasıl çıktı, anlamıyorum.

AWAY: The Survival Series, hayatta kalmayı bayağı bir zorlaştırıyor
AWAY: The Survival Series aslında çok tatlı bir şekilde başlıyor. Oyunun hikaye modunda öncelikle uçan kuskuslarla tanıştırılıyoruz. Ardından da daha altı aylık bir uçan kuskusun kontrolünü ele alıyoruz. Bu noktada, annemizi takip ediyoruz ve kendisi de sırtında bizden daha ufak olan bir çocuğunu taşıyor. Her şey mutlu ve huzurlu bir şekilde ilerlerken, bir akbaba annemizi ve doğal olarak sırtındaki çocuğu alıp, gidiyor. Biz de orman boyunca o akbabayı takip edip, tekrardan ailemiz ile bir araya gelmeyi planlıyoruz. Bu macera sırasında da aslında birbirinden farklı şeyler yapıp, farklı ortamlara giriyoruz.
AWAY: The Survival Series oyununda uyuyan farelerin yanından sessizce geçmeye çalışıyoruz; aktif bir orman yangınında sağ kalmak için uğraşıyoruz ve buna benzer birkaç farklı olay daha başımıza geliyor. Uzaktan baktığınız zaman özellikle doğayı seven insanların deneyimleyebileceği bir yapıt gibi duruyor bu oyun ama tüm deneyiminiz, oyun içi problemler ile baltalanıyor. Yani, bu oyuna karşı beklentiniz sıfırın altında olsa bile hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Ayrıca, hikayede de çok fazla mantık problemi bulunuyor. Mesela, bir akbaba neden 5-10 saat boyunca canlı bir avı taşıyor? Daha da önemlisi, akbabalar neden uçan kuskuslar ile ilgileniyor?
AWAY: The Survival Series, insanların öldüğü bir dünyada geçiyor. Peki, insanlar neden öldü? Zombiler mi geldi? Meteor mu düştü? Bunun cevabını alamıyoruz. Belki de arkada sürekli olarak konuşan yorumcu bu konuya parmak basıyordur ama kendisinin ne dediğini anlayabilmek mümkün değil; yorumcu çoğu zaman 1’den fazla cümleyi aynı anda söylemeye çalışıyor ve bu yüzden kimin, ne dediğini anlamıyorsunuz. Tüm bunların üzerine gelen kontroller de ne yazık ki hiç eğlenceli değil. Basit bir şekilde ilerlemekten tutun da zıplamaya veya süzülmeye kadar hiçbir sistem, başarılı bir şekilde kontrol edilemiyor. Oyun size sadece acı çektiriyor.
Kontrollerin tamamı berbat, dolaştığınız bölümlerin içi hata dolu ve başarısız tasarımlara sahip. Bunun üzerine bir de dövüş ve gizlilik bölümleri geliyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bunlar da hata dolu ve hiçbir eğlence sunmuyor. Ayrıca, oyunda sürekli olarak karnımız aç oluyor ve durmadan beslenmemiz gerekiyor. Beslenmediğimiz zaman canımız düşüyor ve bu da dövüşleri olması gerektiğinden daha sinir bozucu bir hale sokuyor. Gizlilik bölümleri ise tamamen deneme ve yanılma yöntemiyle çözülüyor; düşmanlarınız sizi gördüğü anda garanti olarak öldürüyor. Aslında tüm bu berbat yapıları keşif modu ile göz ardı edebilirdim ama o da aynı kalitesizliği sunuyor.

Keşif modunda istediğiniz varlık olabiliyorsunuz
AWAY: The Survival Series oyununun hikaye modu yerine keşif modu yine kağıt üzerinde kesinlikle çok daha ilgi çekici; hikaye modunda sadece bir uçan kuskus olabilirken, keşif modunda oyunun açık dünyasındaki herhangi bir canlı olabiliyorsunuz. Hatta keşfedebileceğiniz çok nadir canlılar filan da bulunuyor ama bu içeriği sağlıklı bir şekilde deneyimlemek neredeyse imkansız. Her hayvan değiştirdiğiniz zaman oyun çöküyor, performans problemleri yaşanıyor, oyun donuyor… Bunların hiçbiri olmasa bile temel oyunun kalitesizliği ile aktif bir şekilde savaşmanız gerekiyor. Fikirler güzel ama oyun, bunların hiçbirini vasat bir seviyede bile sunamıyor.
AWAY: The Survival Series oyununu PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve oyunun da yeni nesil sürümü vardı. Bu sürümde açıkçası görselliğin yeteri kadar güzel olduğunu söyleyebilirim. Yani, doku kaplamaları filan genel olarak kaliteliydi ve çoğu zaman da birbirinden güzel manzaralar karşınıza çıkabiliyordu. Doğa sonuçta, tabii ki güzel olacak. Yalnız, bunun üzerine gelen performans ne yazık ki berbat. Oyunda sürekli olarak FPS değerinin düştüğünü ciddi bir şekilde hissediyorsunuz ve hatta ekran kırılmaları bile yaşanıyor. Oyunun çökme problemleri ve daha fazlası da cabası oluyor. Yalnız, sunum tarafında başarılı olan başka bir şey var.
Ses ve müzikler, AWAY: The Survival Series gibi bir oyunun başarılı bir şekilde yapmasını beklemediğim kategorilerdi ama gerçekten şaşırdım. Öncelikle, hataları göz ardı edecek olursak, oyundaki yorumcu gerçekten hoş bir şekilde konuşuyor ve sizi bir doğa belgeselinde gibi hissettirebiliyor. Arkada çalan müzikler ise canlı orkestra ile kayıt edilmiş gibi geliyor bana ve canlı olsa da olmasa da muhteşem bir ses deneyimi sunuyor. Bunu görsellik ile birleştirdiğiniz zaman da hoş bir sunum deneyimi elde ediyorsunuz ama oyunun genel berbat hali ve performansın hiç stabil olmaması her şeyi baltalıyor.
Daha önce de söylediğim gibi AWAY: The Survival Series, kağıt üzerinde kesinlikle güzel duran bir oyun ama asıl berbat yapıyı, kendisini deneyimlediğiniz zaman elde edeceksiniz. Açıkçası böyle bir video oyununu herhangi bir insana önermem imkansız ama yine de 10 üzerinden 0 veya 1 gibi bir puanı da hak ettiğini düşünmüyorum. Özellikle de müziklere gösterilen önem, doğanın güzelce yansıtılması ve görse anlamda yaşatılan birkaç hoş andan sonra bu oyunun 2 gibi bir puanı hak ettiğini düşünüyorum. İndirim dönemlerinde bile bu oyundan uzak durmanızı öneriyorum; kendisi kesinlikle bir zaman kaybı.