Bu nesilde oyun oynadığım ana konsolum PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro olmuştu. Hatta bu iki konsol için inceleme de yazmıştım. Yalnız, nesil boyunca Xbox One, Xbox One S ve Xbox One X konsollarına da sahip olmuştum. Bu yüzden de Xbox Series S ve Xbox Series X konsolları piyasaya sürülmeden önce, adını saydığım diğer üç konsol için de bir inceleme çıkartmak istedim sizlerin karşısına. Bu yazımda bahsedeceğim konsol ise Xbox One: Day One Edition olacak. Evet, bu konsolun birinci gün sürümü bendeydi ve kendisinden ne kadar memnun kaldığımdan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle bu konsolun tasarımına değineceğim. Bana soracak olursanız, Xbox One konsolunun orijinal kasası gerçekten bir kütükten başka hiçbir şey değildi. Tasarım problemi bence ince kasa konsollarla kısa bir süre içerisinde çözülmüştü ama o zamana kadar bu orijinal konsol, beni dış görüntüsü olarak hiç memnun edememişti. Ben kendi konsollarımı dik kullanmaktan hiç hoşlanmam ama yine de bu orijinal kasanın dik olarak kullanmanın imkansız hale getirilmiş olması da bence rahatsız ediciydi. Zaten yeni nesilde de bu konuda doğru yol bulunmuş gibi görünüyor.

Xbox One konsolunda beni rahatsız eden tasarım noktalarından bir tanesi ise ön tarafta hiçbir şekilde USB girişinin yer almıyor olmasıydı. Konsolun önünde zaten hiçbir giriş veya çıkış yoktu; her şey arka tarafa toplanmıştı. HDMI, USB, internet, S/PDIF ve IR için tüm girişler ve çıkışlar, bahsi geçen konsolun en arkasındaydı. Tabii ki HDMI gibi kablo noktalarının konsolun arkasında olması gerekiyor ama en azından 1 adet USB girişinin ön tarafta tutulması gerekiyordu diye düşünüyorum. Bu arada, desteklenen girişlerin de genel anlamda kaliteli bir yapıda olmadığını söylemem gerekiyor.

Xbox One konsolunun tasarımına genel olarak baktığım zaman kendisini beğenemiyorum. Özellikle piyasadaki diğer konsollarla karşılaştırdığım zaman bu parça, benim evimin hiçbir noktasında göstermek istediğim bir şey değil. Ayrıca konsolun kendisi, sağlamlık olarak da güzel bir his vermiyordu. Ben bu cihazı ne zaman elime alsam, kırılacak ve cihaz elimde kalacak diye içten içe korkuyordum. Bu problem de tabii ki yeni tasarımlarda çözüldü ama o yeni tasarımlar ve konsollar için ayrı inceleme yazılarım olacak, kendilerinden şu anda bahsedemeyeceğim.

Xbox One

Xbox One, tasarım gibi donanım konusunda da mı hayal kırıklığı yaşatıyor?

Xbox One konsolu, 8 GB büyüklüğünde bir RAM ile gelmişti. Bu parça, DDR3 tipindeydi ve 2133 MHz değerinde çalışabiliyordu. İşlemci olarak ise markası AMD olan sekiz çekirdekli bir donanım vardı konsolun içerisinde. İşlemcinin hızı da 1.75 GHz idi. Grafik işlemci birimi tarafında da yine 800 MHz hızında çalışan, yine AMD tarafından sunulan ve en fazla 1.31 TFLOPS gücünde çalışabilen bir parça bulunuyordu. Depolama olarak 500 GB büyüklüğünde bir HDD bulunuyordu. Donanımların tamamından hemen bahsedeceğim ama HDD, büyüklük olarak beni hiç rahatsız etmemişti.

Konsolun genel anlamdaki donanım performansı ise ne yazık ki hiç başarılı değildi. Microsoft, bu neslin başında video oyunlarından yavaş yavaş ümidini kesmeye başlamıştı ve genel anlamda eğlence tarafına yöneliyordu bu konsol ile. İşte bu sebepten ötürü de ne yazık ki oyunları 900p/30 FPS değerinde bile zor oynatabilen bir cihaz gördük. Bu konsol, benim bugüne kadar gördüğüm başarısız donanımlardan bir tanesi idi. Sonucunda ise kendisini bir süre sonra kullanmamaya başladım. Zaten oyunların verdiği görüntüden ve video oyunlarına artık önem verilmemesi de beni yeterince rahatsız etmişti.

Xbox One, Kinect 2 gibi ekstra donanımlarla da geliyordu. Hatta benim satın aldığım paketin içerisinde de kendisi bulunuyordu ama açıkçası onu hiç kurmadım. Microsoft tam olarak ne düşündü de Kinect 2 isimli parçanın kullanılabileceğini tahmin etti, bilemiyorum ama sonucunda karşımıza sadece büyük bir başarısızlık çıkmıştı. Tüm bu kötülüğün içerisinde benim dikkatimi çeken tek şey ise aslında kontrolcü idi. Şu anda aslında bu kontrolcü çok daha iyi bir noktada ama konsolun çıkışındaki ilk sürüm kontrolcü bile DualShock 4 ile karşılaştırıldığı zaman başarılıydı.

PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro için yazmış olduğum incelemede de belirtmiştim; DualShock 4, ne yazık ki oyun hissini yaşatamıyordu. Xbox One konsolunun kontrolcüsü ise bunu daha kaliteli ve derin titreşim özellikleri ile çok başarılı bir şekilde gerçekleştirebiliyordu. Yalnız, bu kontrolcüde yine de büyük bir problem bulunuyordu, o da pille çalışmasıydı. Yani, ben açıkçası anlamıyorum neden pille çalışan kontrolcüler yapılıyor ve hatta bunlar, yeni nesle bile aktarılıyor. Tamam, DualShock 4 tarafında şarj çok çabuk bitiyordu ama aynı zamanda kolayca da şarj ediliyordu. Bu kontrolcü öyle değil.

Xbox One

Bu konsolun çıkış gününde sunulan video oyunları ne kadar tatmin ediciydi?

Ryse: Son of Rome, Dead Rising 3, Need for Speed: Rivals, Forza Motorsport 5, FIFA 14, Assassin’s Creed IV: Black Flag, Call of Duty: Ghosts ve Battlefield 4, Xbox One konsolunun çıkış gününde oynayabileceğiniz en dikkat çekici oyunlardı. Forza markasına hayran bir kişi olarak tabii ki benim denediğim ilk yapıt, Forza Motorsport 5 olmuştu ve diğer Ryse: Son of Rome gibi yapıtlarda kesinlikle fena değildi. Yani, bence bu konsolun çıkış oyunları gayet başarılıydı ve memnun ediciydi. Çıkış gününden sonra gelen video oyunları da bence ilk günün geleneğini bozmadan devam etti.

Minecraft: Xbox One Edition, Forza Horizon 2, Sunset Overdrive, Ori and the Blind Forest, Quantum Break, Gears of War 4 ve saydığım bu oyunların nesil boyunca çıkan devam oyunları, beni inanılmaz memnun etti. Forza Motorsport 7, Sea of Thieves, Forza Horizon 4, Gears 5 ve diğer modern olan birinci parti video oyunları gerçekten muhteşemdi. Forza serisi sayesinde ben diğer tüm yarış oyunlarını çöp gibi görmeye başladım, burada kalite inanılmaz yüksekti. Sea of Thieves gibi farklı yapıtlar da daha önce hiç yaşamadığım maceraları bana sunmuştu.

Xbox Game Studios, Xbox One için kayda değer çıkış oyunları sunmuştu. Ardından da günümüze kadar yine birbirinden güzel birinci parti oyunlar piyasaya sürüldü. Yalnız, Sony Interactive Entertainment tarafının tam aksine, Microsoft ne yazık ki üçüncü parti oyunlarla yapılan anlaşmalarda biraz zayıf kalmıştı. Bu yine de beni çok rahatsız eden bir şey olmamıştı. Bu arada, oyunların kurulumları, yüklemeleri, güncellemeleri ve performansları tarafında da çok bir sıkıntı yoktu. Sadece dediğim gibi 30 FPS değerine 900p gibi çözünürlükler ile ulaşılması beni en çok rahatsız eden şey olmuştu.

Günümüzde birçok oyuncu, Sony Interactive Entertainment tarafını birinci parti oyunlarda çok güçlü görüyor. Bunun sebebi tabii ki oyunların kalitesi ve oyunların gerçekten bir platforma özel olarak çıkıyor olması. Microsoft ise birinci parti oyunlarını Windows 10 için de piyasaya sürüyor. Bu noktada oyun, birçok oyuncu için özelliğini kaybediyor ama burada Microsoft tarafının rakibi bilgisayar değil, PlayStation konsolları. Bu yüzden de şirketin birinci parti oyunu, PlayStation için çıkmıyorsa, özel oyun seviyesine ulaşılmış demektir benim için. Bunu da söylemek istedim.

Xbox One

Xbox One ile oyunculara sunulan çevrim içi servislerde durum nasıldı?

Xbox One, benim karşıma Xbox Live Gold ile çıkmıştı. Video oyunlarını çevrim içi oynayabilmek için bu servise abone olmak gerekiyordu. Tabii ki çevrim içi oyunların önüne bu şekilde bir ücret duvarı koymak hiçbir zaman hoş bir şey değil ama ben hiçbir zaman Xbox Live Gold sistemini problem etmedim. Ayrıca bu sistem ile sunulan ücretsiz oyunlarda aynı PlayStation Plus tarafında olduğu gibi bazen iyiydi, bazen kötüydü. Temel olarak Xbox Live sistemi ise geçen nesilde yakaladığı kaliteyi korumaya devam ediyordu. Bence kendisi, PlayStation Network tarafına göre daha başarılıydı.

Xbox Live Gold, Microsoft Store ve benzer servisler gayet güzeldi bence. Tabii ben Xbox One konsoluna sahip olduğum zaman ortada daha Xbox Game Pass, bulut temelli oyun oynama teknolojileri ve daha fazlası henüz Microsoft tarafından daha piyasaya sürülmemişti. Kendileri ile ben Xbox One X konsolunda tanışmıştım. Yine de bu yazımda, o sistemlere de değinmek istiyorum. Bulut temelli oyun oynama ile pek yok ama Xbox Game Pass, şu anda video oyunu sektörünün akıl almaz, en başarılı abonelik sistemlerinden bir tanesi. İnanılmaz uygun bir fiyata, yüzlerce oyunun sahibi olunabiliyor.

Xbox Game Pass sisteminin benim için en iyi yanı, tabii ki birinci parti oyunları çıkış günlerinde oyunculara sunması. Aynı zamanda sisteme Grand Theft Auto V, NBA 2K20, Red Dead Redemption 2 ve benzeri büyük oyunların zaman zaman geliyor olması da çok iyi bir şey. Eğer sürekli farklı oyunlar oynamak istiyorsanız, yeni çıkan oyunları oynamaktan zevk alıyorsanız ama tüm bunlara katlanabilecek imkanınız yoksa, Xbox Game Pass gerçekten cennetten gelen bir şey olabilir sizler için. Ben hala düşük bütçesi olan insanlara bir Xbox konsolu ile Xbox Game Pass aboneliğini öneriyorum, devam da edeceğim.

Yani, durumu özetlemek gerekirse, Xbox One konsolunun ilk zamanlarında olmasa bile en azından Xbox One X konsolunun piyasaya sürülmesi ile birlikte Microsoft, doğru yolu buldu. Zaten ben o konsolun, Microsoft şirketinin video oyunu sektörüne geri dönüşü olarak görüyorum. O konsol ile Microsoft, güçsüz konsol problemini çözmüştü. Ardından da şirket içindeki yeniden yapılandırmalar sayesinde Xbox Game Studios karşımıza çıktı. En sonda da Project xCloud ve Xbox Game Pass gibi birbirinden işlevsel ve güzel sistemler karşımıza çıktı. Daha ne olsun?

Xbox One

İnceleme yazımı artık bitirmenin vakti geldi diye düşünüyorum

Xbox One, başarılı sayılabilecek bir işletim sistemine sahip. Kullanıcı arayüzü de çıkış döneminde ve ilk birkaç sene içerisinde iyiydi. Yalnız, rakiplere göre bence bu kullanıcı arayüzü bir tık zayıf kalıyordu. Neden, bilemiyorum ama PlayStation 4 konsolunda sunulan kullanıcı arayüzü bana çok daha içerisinde hızlı hareket edilebilir, anlaması basit ve aranan şeyin hemen bulunabileceği şeklinde görünüyordu. Xbox One konsolunda ise ben tüm bunları bulamıyorum. Arayüz hem karışık olabiliyor, hem aradığım şeyi yeterince hızlı bir şekilde bulamıyorum ve hareket etmesi de yine pek rahat olmuyor.

Bahsetmiş olduğum bu konsol, gelecek zamanlarda kendisini geliştirdi. Yani, Xbox One S ve Xbox One X ile sunulan deneyim, bu konsola göre çok daha iyiydi. Microsoft da zaten orijinal konsol ile yaptığı hatayı anlamış olacak ki neslin ortasından itibaren muhteşem bir değişim yaşandı. Yine de bu değişime orijinal konsol dahil değildi, inceleme yazımın puanı da ne yazık ki bu durumdan çok etkilenecek. Fakat benim diğer iki konsol için yazacağım incelemeden kesinlikle daha fazlasını bekleyebilirsiniz. Kendilerini daha yazmadım ama neler diyebileceğimi hissedebiliyorum.

Tabii bir de rakip var, değil mi? Eğer bana soracak olursanız, iki taraf da kendisine çekebilecek birçok farklı güce sahip. Özellikle de günümüzde PlayStation 4, birçok farklı türde piyasaya sürülen birinci parti oyunları ile dikkatimi çekiyor. Xbox One ise konu birinci parti oyun olduğu zaman sadece Forza serisi ile beni kendisine bağlayabiliyor ki benim Forza serisine olan sevgim, tek başına bir konsol aldırabilecek seviyede. Bunun üzerine bir de Xbox Game Pass gibi harikalıkları eklediğiniz zaman çok iyi bir final noktaya ulaşabiliyorsunuz. Konsolun kendisi olmasa bile destek konusunda iyi bir iş çıkartıldı.

Durumu özetlemek gerekirse, bence Microsoft güzel bir nesil geçirdi ama bu güzelliğin kaynağı, ne yazık ki orijinal Xbox One konsolu değildi. Yeni bir nesle girmemize sadece birkaç ay kaldı. Bu yüzden zaten Xbox One konsolunu sizlere önermem ama bundan birkaç sene önce aynı soruyu bana sorsanız, cevabım değişmezdi. Hatta, ondan da birkaç sene daha geriye gidin ve sizlere yine aynı cevabı verirdim; bu konsolu hiçbir zaman önermezdim. Tabii orijinal konsolun üzerine gelen diğer iki ürün bence gayet iyiydi. Onlar hakkındaki fikirlerimi de daha sonra sizlere ileteceğim.

Xbox One
Xbox One
Eğer orijinal Xbox One konsolundan bahsedecek olursak, o ürün ne yazık ki birçok farklı açıdan başarısızdı. Kendisini 1 sene kadar kullandım ve ne yazık ki bu sene içerisinde hiçbir deneyimimden memnun kalmadım. Konsolda hoşuma giden nadir şeylerden bir tanesi, belki de kontrolcünün kendisiydi ama o da pilli kullanımı yüzünden arka planda kalıyordu. İlk piyasaya sürülen Xbox One, ne yazık ki benim için bu neslin en kötü konsollarından bir tanesiydi.
Olumlu
Xbox Game Pass gibi muhteşem hizmetlerin olması.
Kontrolcü pille çalışsa bile güzel bir oyun hissi veriyordu.
Çıkış döneminde gayet uygun bir fiyata sahipti.
Xbox Live Gold sisteminin kalitesini korumaya devam etmesi.
Çıkış oyunları, özellikle de Forza Motorsport 5 gayet güzeldi.
Olumsuz
Donanım, 900p/30 FPS değerlerinde bile zorlanabiliyordu.
Tasarım, ne yazık ki hem kullanış, hem de kozmetik açıdan hoş değildi.
Kinect gibi gereksiz, ekstra donanımlar ile birlikte geliyordu.
Ülkemizde çok uzun bir süre boyunca bu konsola destek pek güçlü değildi.
Ön tarafta herhangi bir USB girişinin bulunmuyor olması.
6.9

Etiketler:

,

Yazar Hakkında

Kaan Gezer

Kurucu

Video oyunlarını ve müzik bestelemeyi seven bir kişi.

Tüm yazıları göster