Alien: Isolation oyunundan sonra bu marka için yeni ve kaliteli bir video oyunu gelsin diye çok bekledi oyuncular. Açıkçası kendi adıma bunu söyleyemeyeceğim. Evet, Alien: Isolation gerçekten güzel bir oyundu ama daha fazlasını istememi sağlamamıştı. Yine de bu markayı video oyunu dünyasında daha sık görmek isteyen oyuncularla empati yapabilmek çok da zor değil. Bu yüzden, Aliens: Fireteam Elite oyununun orijinal duyurusu benim ilgimi çekmişti. Acaba, markanın geçmişindeki oyunların üzerine nasıl çıkılacaktı? Ne tür bir deneyim sunulacaktı? Açıkçası, oynamış olduğum bu oyun, hiçbir soruma olumlu bir cevap veremedi.
Özellikle filmler, video oyunu dünyasına taşındığı zaman sürekli olarak bir aksiyon görüyoruz. Filmlerin kendisinde bile belki aksiyon minimum seviyede tutulurken, konu video oyunu olduğu zaman deneyimin 4’te 3’ü aksiyon oluyor. Aliens: Fireteam Elite de ne yazık ki aynı rotayı takip ediyor. Net bir aksiyon oyunu olan bu yapıt, Alien evreninde geçiyor ve üç kişilik bir ekip kurmanıza izin veriyor. Kurduğunuz bu takım ile birbirinden farklı bölümlere gidiyorsunuz ve bitmek bilmeyen uzaylılar ile savaşıyorsunuz. Uzaylı olarak da karşımıza birbirinden farklı tiplere sahip olan Xenomorph çıkıyor. Yalnız, oyun içerisinde kendilerine böcek bile deniyor.
Aliens: Fireteam Elite oyununda öncelikle deneyimleyebileceğiniz bir hikaye içeriği var. Bu içeriğin tamamı dört bölümden oluşuyor ve her bölümde de 3 adet görev bulunuyor. Bu görevlerde, elit bir takım olarak Xenomorph tarafından tehdit edilen bir bölgeye yolculuk ediyorsunuz. Yalnız, kısa bir süre sonra sadece Xenomorph ile değil, Synth tipi düşmanlarla da savaşmanız gerekiyor. Oyunun içerisinde çok da fazla bir hikaye deneyimleyebilmek mümkün değil. Malum, film adaptasyonlarının aksiyon dolu olması gerektiği için hikayeye neredeyse hiç önem verilmiyor. Diyalog anlarında karakterlerin dudakları bile hareket etmiyor.
Aliens: Fireteam Elite, size hikaye ile alakalı çok bir şey sunmuyor ve aslında sunmasına da gerek yok; anlatılan hikayede pek derin sayılmaz. Yani, sadece görev açıklamalarını filan takip ederek bile oyunun hikayesini anlayabiliyorsunuz. Bu iyi bir şey mi? Tabii ki değil. Yalnız, hikaye bu kadar arka planda kalınca, o çok sevilen aksiyonun üzerine gidildiğini haklı olarak düşünebilirsiniz ama ne yazık ki bu konuda da yanılacaksınız. Oyunun sunmuş olduğu aksiyon, hiçbir beyin gücü kullanmadan, sağa veya sola ateş etmekten daha ilerisine gidemiyor. Evet, bu tür oyunlar da seviliyor ama o oyunlarda bile biraz derinlik oluyor.
Aliens: Fireteam Elite, asıl hazinenin arkadaşlık olduğunu gösteriyor
Aliens: Fireteam Elite, hikayedeki hedefin değil, yol boyunca birlikte çok kaliteli vakit geçirdiğimiz arkadaşların asıl hazine olduğunu gösteriyor ama bunu da net olarak beceriyor diyemeyeceğiz. Oyunun temelinde, eşli oyunculu bir nişancı deneyimi yatıyor. Zaten söylemiştim, takımınız siz de dahil olmak üzere üç kişiden oluşuyor. Bu yüzden, iki arkadaşınızı yanınıza alıp, eğlenceli vakit geçirmeyi planlayabilirsiniz ama oyunun temeli o kadar sıkıcı ki arkadaşınız ile alacağınız eğlence, bu oyuna özel olmayacak. Discord üzerinden konuşsanız da eminim aynı eğlence hissini yaşayabilirsiniz. Oyuna özel bir şey değil yani.
Tüm bu sıkıcı deneyimin içerisinde ufak bir iyilik de bulunuyor tabii ki. Aliens: Fireteam Elite, karşısına aslında bayağı farklı tiplerde düşman sunmayı başarıyor. Her düşmanın farklı zırhı, farklı saldırı şekilleri filan oluyor. Diyeceksiniz ki, “Tamam işte, oynanışta aslında bir derinlik varmış.” ama bu yine doğru olmayacak. Düşman çeşitleri bol olsa bile kendilerini öldürmenin yolu hep aynı. Sadece arada sırada işin içine element temelli saldırıları, zayıf noktaları filan katarak deneyiminizi zenginleştirebilirsiniz. Bu da açıkçası böyle bir oyun için yeterli değil. Zaten bunları göz ardı edip, herkese dümdüz bir şekilde ateş etseniz de başarılı oluyorsunuz.
Aliens: Fireteam Elite oyununun net olarak başaramadığı bir diğer şey ise bahsi geçen bu düşman tiplerinin sunulamıyor olması. Yani, oyun size belli aralıklarla yeni düşman tiplerini tanıtıyor ama bu tamamen sessiz bir şekilde yapılıyor. Siz, yeni düşman tipini, standart bir düşman sanıp, öldürüp, ilerleyebilirsiniz ve bunun saatler sonra bile farkına varabilirsiniz. Bunun bir diğer sebebi de aslında düşmanların sürekli olarak ordu gibi geliyor olması. Etrafta sürekli bir kaos olduğu için yeni düşman tiplerini gözden kaçırmanız da doğal yani. Yüzlerce, hatta binlerce düşman ile karşı karşıya kalırsanız, şaşırmayın.
Aksiyon bu kadar yüksek olunca, Aliens: Fireteam Elite ne yazık ki yorucu bir deneyim sunuyor. Oyunda, bir gerilim yaratma diye bir şey yok. Hele tempo hiç yok. Oyuna başladığınız andan itibaren aksiyon, aksiyon, aksiyon, hiç aralıksız aksiyon yaşıyorsunuz. Final anına kadar da bu devam ediyor. Bu noktada, aksiyonu dağıtan tek şey, aslında sizlerden zaman zaman saklanabilen bir düşman tipi oluyor. Kendisi, köşelerde sizi bekleyip, üstünüze atlayabiliyor. Bu noktada da işin içine Quick Time Event giriyor veya arkadaşınız size ateş ederek, hayatınızı kurtarabiliyor. Yine de bu düşmanların çok korkutucu olduğunu söyleyemeyeceğim.
Hareket sensörü var ama bu oyunda ne işe yarıyor?
Alien markasının çok bilinen bir aracıdır hareket sensörü. Bu sensör sayesinde tehlikenin size ne kadar yakın olduğunu ve ne yönde olduğunu görebilirsiniz. Aliens: Fireteam Elite oyununda da bu sensör, ekranın sağ köşesine ekleniyor ama hiçbir işe yaramıyor. Oyundaki düşmanların tamamı zaten sürekli önünüzden size saldırıyor ve geleceklerini de anlıyorsunuz. Oyun boyunca hiçbir şekilde o sensörü kullanma ihtiyacı hissetmedim bile. Yine pek kullanmayacağınız bir diğer mekanik ise siper almak. Belki canınız çok düşerse, siper almak işe yarayabiliyor ama onun haricinde, olduğunuz yerde durup, dakikalarca ateş de edebilirsiniz. Farkı hissetmeyeceksiniz.
Aliens: Fireteam Elite oyununun temel oynanışında yer alan bir diğer şeyler ise karakteriniz üzerinde etki bırakabilecek olan bazı tüketilebilir malzemeler ve çevreye atabileceğiniz tuzaklar. Malzemeler yine pek bir gereklilik hissettirmese bile tuzaklar çok eğlenceli olabiliyor. Onlar olmadan da düşmanları öldürebilirsiniz ama tuzaklarla aktif bir şekilde hareket etmek işinizi kolaylaştırıyor. Bunların üzerine, ekipman özelleştirme ve farklı karakter sınıfları da eklenince aslında bir anda oyunun iyi yönleri ortaya çıkmaya başlıyor. Her karakter sınıfının kendisine özel silah ve ekipman çeşitleri bulunuyor.
Yalnız, Aliens: Fireteam Elite aslında arkadaşlarınız ile oyun oynama konusunda yeteri kadar bir ulaşılabilirlik sunmuyor. Mesela, eğer siz arkadaşlarınızdan daha ileriki bölümlerdeyseniz, birlikte o bölümleri oynayamıyorsunuz. Ayrıca, oyunun ortasında arkadaşlarınızı lobiye davet edemiyorsunuz. Ayrıca, bu oyunun genelindeki büyük bir problem: Hiçbir şekilde kontrol noktası bulunmuyor. Bu yüzden, her başarısızlığınızda başa dönmek zorunda kalıyorsunuz. Bu da eminim ki en zor seviyelerde deneyim yaşamak isteyen oyuncular için biraz kabul olacaktır. Kontrol noktaları, günümüzde standart değil mi artık?
Aliens: Fireteam Elite oyununu yabancı oyuncularla veya botlarla birlikte de oynayabiliyorsunuz. Yalnız, zorlu içeriklerde botlar pek yeterli gelmeyebiliyor. Bu içerikleri de zaten hikaye modunu tamamladıkça açıyorsunuz. Oyunda ayrıca, tamamen hayatta kalmaya odaklanan bir Horde modu da bulunuyor. Ayrıca, tüm bu içerikleri deneyimlemek yeni kozmetik ögelerin ve güçlendirme kartlarının kilidini açabiliyor. Bu da aslında oyuna oynanabilirlik katmak için atılan bir adım gibi görünüyor ama anlık oynanışta hiçbir fark olmadığı için tekrar oynanabilirlik de ciddi anlamda zayıf kalıyor. Açıkçası ben oyunun bitmesi için sabırsızlanıyordum.
Aliens: Fireteam Elite gibi bir oyuna gerek var mıydı?
Aliens: Fireteam Elite için hazırlamış olduğum incelemeyi bitirmeden önce oyunun bir de sunumuna değinmek istiyorum. Bu noktada da öncelikle görsellikten bahsedeceğim. Bu yapıtı, PlayStation 5 konsolumda, 4K/HDR destekli bir televizyonda deneyimledim. Elde ettiğim görsellik ise idare eder seviyedeydi. Yani, temel kaliteli çok yüksek değil ama daha da büyük bir problem, sanat tasarımı etkileyici değil. Oyun, herhangi bir aksiyon-nişancı oyununu andırıyor ve düşman tasarımları ikonik olmasa, Alien markasına ait olduğunu işaret eden pek de bir şey yok oyunda. Bu açıkçası benim için bir hayal kırıklığı oldu.
Tahmin edebileceğiniz üzere Aliens: Fireteam Elite oyununu PlayStation 5 konsolunda 60 FPS olarak oynayabiliyorsunuz. Ekranda çok fazla patlama, efekt, düşman veya karakter olsa bile oyunun performansı bundan etkilenmiyor. Tüm deneyimim boyunca gayet stabil bir şekilde 60 FPS değeri korunmayı başardı. Bunun üzerine gelen sesler ve müzikler ise tahmin ediyorum ki bu oyunun en iyi yanlarıydı. Özellikle düşmanların, uzaylıların çıkarttığı sesler sanki direkt olarak ait oldukları filmlerden geliyordu. Ses efektlerinde yeteri kadar detay mevcuttu. Müzikler ise oyunun atmosferini olumlu bir şekilde etkiliyordu.
Her şeye rağmen, Aliens: Fireteam Elite gibi bir video oyununa gerek yoktu. Resmi satış fiyatı 40 USD olan bu yapıt, aslında bu fiyatı karşılıyor ama oyun, ülkemize girdiği zaman 350 TL oluyor. Benim gözümde bu oyuna verilebilecek en yüksek fiyat, 150 TL civarında ki onda da en azından arkadaşlarınızla birlikte oyunu oynayacağınızdan emin olmanızı tavsiye ederim. Tek başınıza, botlarla veya yabancılarla oynamaya 150 TL de değmeyecektir benim gözümde. Açıkçası, Alien: Isolation gibi bir oyundan sonra aynı markayı, böyle bir video oyunu ile tekrardan görmek beni oldukça üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı.
Aliens: Fireteam Elite, kesinlikle ortalama altı bir video oyunu. Yapıtın hiçbir şekilde hikayeye destek vermiyor olması ve aksiyondan başka bir şey sunulmuyor olması zaman zaman bunaltıcı oluyor. Ayrıca, sunulan aksiyon da zaten öyle çok eğlenceli bir şey değil. Oyunda, günümüzde artık standart olan bazı özellikler bile bulunmuyor. İçerikler deseniz pek de zengin sayılmaz. Alien markasının çok büyük bir hayranıysanız ve bunun üzerine bir de hiç düşünmeden, sürekli olarak ateş edilen video oyunlarından hoşlanıyorsanız, bu oyunu indirim döneminde satın almanızı öneririm. Onun haricinde, bu oyuna gerçekten gerek yok.
