Konami, tamamen yeni bir Silent Hill oyunu ile geri döndü ve ben de ilk defa bu seriden bir yapıtı heyecanla indirip, oynamaya başladım. Geçmişte tabii ki seriden diğer oyunları da oynadım ama bunu genellikle sadece işim olduğu için yapıyordum. Beni bu markaya yeniden çeken şey ise aslında 2024 yılında çıkan bir ufak oyun olan Silent Hill: The Short Message idi. Kendisi sayesinde Silent Hill 2 oyununun yeniden yapımını ve bugün incelediğim Silent Hill f oyununu merakla beklemiştim. Yeniden yapımın nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki, bu yeni oyunda durum ne?

Silent Hill f ile 1960 dönemine geri dönüyoruz ve kendimizi Japonya, Ebisugaoka içerisinde buluyoruz. Bu ufak ve gözlerden uzak olan kasabada Hinako Shimizu isimli bir kız çocuğu var ki o da bizim kontrol ettiğimiz ana karakterimiz. Tahmin edersiniz ki bu kasabaya bir anda sis basıyor, hatta o sisin içinden de her yeri kıpkırmızı materyaller saran fırtına benzeri bir şey geçiyor ve bir anda Hinako, arkadaşları ile birlikte kabus yaşamaya başlıyor. Oyun çok açık bir şekilde şüphe ve pişmanlık temalarını kullanıyor ve kasabanın dolambaçlı kokakları inanılmaz bir atmosfer yaratıyor.

Silent Hill f kesinlikle hafif bir video oyunu değil. Hikayeyi keşfettikçe işin içine cinsiyet ayrımcılığı, çocuk istismarı, zorbalık, halüsinasyonlar, işkence ve şiddet gibi elementler giriyor. Tüm bu dehşetin içerisinde Hinako, gizli bir güzelliği arıyor ve bunun için oyunun oldukça atmosferik kasabasını ve daha fazla alanı keşfedip, birbirinden farklı bulmacalar çözüyoruz. Savaş anları ve bulmacalar için oyunda zorluk seviyesi de bulunuyor. Yani, bulmaca fanı değilseniz, onların zorluğunu ayrıca düşürüp, oyuna odaklanabilirsiniz. Ben şahsen tavsiye edilen zorluk seviyesinde oynadım oyunu.

Silent Hill f aslında bir yandan Silent Hill 2 oyununa benziyor; bu yeni oyunda da karakterlerin tamamı olabildiğince az bilgi ile sunuluyor ve her şey yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Özellikle de ana karakterimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Çevremizdeki arkadaşlarımız ile olan dinamikler kolayca tahmin edilebiliyor, lise aşkı üçgeni tadında şeyler de var ama oyun, ana gizemlerini çok uzun bir süre boyunca gizli tutmayı başarıp, sizi ekran başına kilitleyebilecek bir potansiyele sahip. Tabii bu gizeme odaklanabilmek de zor; gözünüzü dehşet verici düşmanlardan alamıyorsunuz.

Silent Hill f içerisinde üç farklı tipte düşman bulunuyor ve bunların tamamı birbirinden korkunç. Yani, en temel seviyedeki bir düşman bile rahatlıkla bir başka oyunda bölüm sonu canavarı olabilecek bir tasarıma sahip. Ayrıca, özellikle bu temel düşmanlar çok keskin ve belirsiz animasyonlara sahip ki bu da onlarla savaşmayı gerçekten zor kılıyor. Daha büyük düşmanlar ve bölüm sonu canavarları kesinlikle daha ağır hareket ediyor ve onların neler yapacağını tahmin etmek daha kolay ama buna rağmen aynı dozda terör aşılamayı başarıyorlar.

Yalnız, itiraf etmem gerekiyor ki Silent Hill f oyununun savaşma kısmı bana pek bir Silent Hill oyunu gibi gelmedi; daha çok bir aksiyon oyunu oynuyormuş gibi hissettim kendimi. Hinako, boru ve kargı gibi silahlar kullanabiliyor. Boru tarzı şeyler kasabada, kargı gibi şeyler de genelde bayıldığımızda filan gittiğimiz gizemli mekanlarda kullanılıyor. İki bölümün de envanterleri ayrı. Mesela, gerçek dünyada silahların dayanıklılıkları var ama öbür dünyada yok. Neyse, tüm bu silahlarla hafif ve ağır saldırı gerçekleştirebiliyorsunuz; tüm bunlar bayağı tatmin edici bir hisse sahip.

Eğer ki saldırıyı ıskalarsanız gerçekten sizin yaptığınız bir hatadan dolayı olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bazı düşmanlara tam doğru anda ağır saldırı gerçekleştirmek de büyük hasar bonusları ve sersemletme ile sizi ödüllendiriyor ama bunun için önce karşınızdaki düşmanın hareketlerini ezberlemeli ve mükemmel bir zamanlama yapmalısınız. Tüm bunlar dayanıklılık barını harcıyor ve aynı barı sağa-sola kaçışmak için de kullanabiliyorsunuz. Doğru anda kusursuz bir kaçış yaparsanız, dayanıklılık kazanıyorsunuz. Tüm bunlar iyi çalışıyor ama Silent Hill gibi hissettirmiyor.

Belki de ben Silent Hill f oyununun savaşından biraz daha otantik olmasını bekliyordum. Sonuçta ana karakterimiz ergen bir kız çocuğu ve daha oyunun ilk saatinde eline kargı alınca şaşırdım. Karakterimiz, savaşırken ne yaptığını bilmez veya zorlanır bir halde hiç görünmüyor. Sanki yıllardır borularla korkunç ve büyük oyuncak bebeklere vuruyormuş gibi bir profesyonellik ile vuruyor. Kaçışları için de aynı şeyi söyleyebilirim. En azından bu garip yön oyunun sadece savaş kısmında mevcut; hikayede filan kendisi olması gerektiği gibi davranıyor bence.

Aslına bakacak olursanız, Silent Hill f oyununun hikaye ve lore tarafında Hinako’nun neden biraz önce söylediğim gibi savaştığının bir açıklaması olabilir. Eğer söyleyecek olursam çok hafif bir spoiler olur belki ama ben yine de söylemeyeceğim. Malum, bu tip oyunların hikayeleri en kritik olan noktalarıdır. Bu yüzden olayı sizin keşfetmenizi tercih ederim ama eğer dediğim gibi bir bağ varsa, o olay ile karakterin bahsettiğim bu savaş mekaniklerindeki problemi daha iyi ve bağlantılı verilebilirdi bence; bu haliyle sadece üstünde düşünülmemiş bir problem gibi hissettiriyor her şey.

Silent Hill f oyununun hikayesinin arkasında efsanevi yazar olan Ryukishi07 var ve kendisinin hem yazımı, hem de bu yazımı çevresine kurduğu yapısı gerçekten kusursuz bir şekilde işliyor oyunun içerisinde. Oyun, vermek istediği her mesajı kusursuz bir şekilde veriyor, sadece o mesajları sizin yakalamanız gerekiyor. Spoiler vermeden şunu söyleyebilirim ki bu oyun, teması ile kendi serisinde benzersiz bir yere oturuyor. Hatırladığım kadarıyla seride daha önce böyle bir tema keşfedilmedi ve bu yüzden de yaşatılan hikaye çok yeni ve ferah hissettirmeyi başarıyor.

Bu arada, Silent Hill f oyununun daha oyunsu kısımları da var. Mesela, oyunu kaydedebildiğiniz noktalarda dua edip, inanç puanı kazanabilmek mümkün ama bu puanlar için belli başlı eşyaları kurban etmeniz gerekiyor. Bu puanları kullanarak da ya gacha oynayıp, rastgele bir tılsım edinip, pasif yetenek alma şansı kazanırsınız, ya da can ve dayanıklılık gibi temel değerlerinizi yükseltebilirsiniz. Kurban edilecek eşyalar ve yükseltmeler için dünyayı biraz keşfetmeniz gerekiyor ve bu da aslında bir problem ile geliyor. Hemen kendisinden bahsedeyim:

Silent Hill f içerisindeki silahların dayanıklılıkları var ve yanınızda en fazla 3 silah taşıyabiliyorsunuz. Silah tamir eden eşyalar da var. Dünyayı keşfettikçe daha fazla düşman öldürüyorsunuz ve bir bakmışınız ki silahınız kalmamış. Oyunun dünyasında da silah bulamadan bir sonraki segmente geçmişsiniz. Bu segment bir tür labirentti. Statik duran bir düşmanın üzerindeki ufak tüpü çıkartıyorsunuz, eğer doğru düşmanı seçtiyseniz, o size nereye gideceğinizi gösteriyor. Doğru seçim değilse, canlanıp, size saldırıyor. Bölüm tamamen deneme-yanılma mantığıyla kurulduğu için elimde silah yok, arkamda 5-10 tane düşmanla bulmaca çözmeye çalıştım…

Silent Hill f oyununun envanter sistemi de sıkıntılı. Her şeyden önce envanterimiz gerçekten küçük ve keşif yaparak oynadığınız zaman kesinlikle alanınız kısa sürede bitiyor ve yeni eşyalar alamıyorsunuz veya eskileri yok etmeniz gerekiyor. Daha da büyük bir problem var ki oyunda anlamsız çok fazla eşya var. Can, dayanıklılık, inanç, odak ve delilik derken her şeyi yapan onlarca eşya mevcut. Envanterin küçük olmasının bir yanında, oynanış sırasında bu eşyaların ne işe yaradığını da göremiyorsunuz, sadece ikonlar görünüyor. Açıklamalar için envanteri açmanız lazım.

Oyunun ilk yarısında ne yazık ki bunun gibi birkaç can sıkıcı problem ile uğraşıyorsunuz ama saatler ilerledikçe oyun gerçekten kendisini açıyor ve ikinci yarıya geçtiğiniz zaman bazı yeni mekanikler, sistemler, eşyalar ve hikaye gelişmeleri ile oyun çok daha eğlenceli ve ilgi çekici bir hal alıyor. Hatta bazı sorunlar eleniyor bile. Silent Hill f, kendisini açmak için biraz zaman harcıyor ama sizin de sabredip, onu görmeniz gerekiyor bence. Öbür türlü, basit bir ergen draması yaşıyor gibi hissetmemek elde değil. Oyun, kesinlikle ve zamanla kendisini toparlıyor.

Bu arada, Silent Hill f, her şeye rağmen kendi serisinde beni en az korkutan ve en az zorlayan video oyunu oldu. Oyunun tabii ki zor anları var ve beni gerçekten korkutan bölümleri oldu ama genel olarak oyuna baktığım zaman her şey daha yumuşaktı. Bu arada, bunu söylerken, korku ve bulmaca oyunları ile aramın olmadığını söylemek istiyorum. 1-2 tane bulmaca haricinde diğer tüm bulmacaları kolay buldum ve her şeyden korkan biri olarak, bu oyunda her şeyden korkmadım. Belki ben bir kişi olarak değişiyorum, belki de gerçekten oyun, geçmişteki kardeşleri kadar ağır değildi.

Her şeye rağmen Silent Hill f oyununun ikinci yarısı gayet güzeldi ve hatta final saatleri daha da muhteşemdi. Konami bu noktada ambargo uyguladığı için herhangi bir detay veremiyorum ama spoiler için ambargo olmasa bile oyunun final segmentlerinden bahsetmezdim sürprizi kaçmasın diye. Bu kesinlikle birinci elden sizin oynayıp, görmeniz ve deneyimlemeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Eğer mümkünse çok detaylı incelemeler okumayın, uzun oynanış videoları izlemeyin ve yorumlardan uzak durun. Seriyi seviyorsanız, spoiler yememeniz gerekiyor bence.

İnceleme yazımı bitirmeden önce Silent Hill f oyununun sunum elementlerinden de bahsedeyim. Her şeyden önce, oyunu 4K bir televizyonda, SDR olarak PlayStation 5 Pro konsolumda deneyimledim. Aldığım grafik kalitesi ise şahaneydi. Oyun aşırı net ve kaliteli görünüyor. Herhangi bir görsel problem yoktu ve animasyonlara kadar her şey başarılıydı. Eğer yanlış hatırlamıyorsam zaten oyunun PlayStation 5 Pro için de desteği vardı. Bunun haricinde, oyunun kullanıcı ara yüzünü de kesinlikle övmem gerekiyor. Şahane tasarlanmış ve yer yer retro bile hissettiriyor.

Performans tarafında da herhangi bir sıkıntı yok. Silent Hill f oyununun oynanış anları 60 FPS, sinematik anları ise 30 FPS idi. Bu performansla alakalı herhangi bir problem yaşamadım, hatta oyun sürem boyunca en ufak bir oyun içi hata dahi görmedim. Teknik yönden başarılı bir yapıt var karşımızda ve cilası da kesinlikle iyi çekilmiş, üzerinde uğraşılmış. Ayrıca, PlayStation 5 Pro üzerindeki yükleme süreleri de gayet güzel ama sadece sinematik ve oynanış sahnelerinin arasında birkaç saniyelik siyah ekranlar var, onlardan bir türlü kurtulamadık.

Sesler ve müzikler ise ayrı bir şahane. Oyunu ben Japonca seslendirme ile deneyimledim ve her bir karakterin seslendirme performansını inanılmaz başarılı buldum. Sizin de böyle oynamanızı öneriyorum; İngilizce olarak altyazı mevcut nasıl olsa. Müzik tarafında ise Akira Yamaoka var. Sanıyorum ki parçaların ne kadar etkileyici ve şahane olduğunu söylememe çok gerek yok. Sadece bu ismi vermemin yetiyor olması lazım. Silent Hill f oyununun en güçlü yanlarından biri kesinlikle görselliği, performansı, sesleri ve müzikleri. Sunuma ciddi bir önem verilmiş.

Durumu özetlemek gerekirse, birkaç küçük probleme rağmen Silent Hill f, bu sene oynayabileceğiniz en etkili yapımlardan bir tanesi olmayı başarabilecek seviyede. Oyunun atmosferi inanılmaz sağlam, hikayesi ilgi çekici, verdiği mesajlar etkileyici ve teması ise çoğu noktada (iyi anlamda) rahatsız edici. Evet, envanter ve savaş elementlerinde ufak tefek sorunlar var ama tüm bunlar oyunun genelini baltalamıyor. Özellikle de ikinci yarıya kadar sabrederseniz, oyun kendisini gerçekten gösteriyor ve şahane bir final sunuyor. Hatta, devamı bile var…

Silent Hill f incelemesi
Silent Hill f
Olumlu
Sunulan iki dünya çok güzel tasarlanmış ve atmosferleri benzersiz.
Derin, gizemli ve anlamlı bir hikaye anlatılıyor; işlenişi de hoş.
Düşman tasarımları çoğu zaman dehşet saçmaya yeter seviyede.
Kusursuz görünüyor, cilası sağlam ve sesler/müzikler şahane.
Olumsuz
Savaş anları Silent Hill yerine herhangi bir aksiyon oyunu gibi hissettiriyor.
Envanter ve toplanabilir eşya tasarımı üzerinde biraz daha kafa yorulabilirmiş.
9