Rise of Industry 2, oyuncuyu yalnızca bir sanayi patronu değil, aynı zamanda bir strateji ustası ve sosyal ilişkiler cambazı yapmaya kararlı. 1980’lerin kapitalizmiyle bezeli bu yapım, hem dönemin atmosferini başarıyla yansıtıyor hem de ekonomiyi yöneten detayları mikroskobik bir hassasiyetle önümüze seriyor. Oyunun sunduğu imkanlar yalnızca fabrikalar kurmakla sınırlı değil; burada işin içine siyasi ilişkiler, küresel ticaret, çevre yasaları ve yatırımcı memnuniyeti gibi unsurlar da giriyor.

Yeni oyuncular için temel hedef oldukça net: Küçük bir yatırımla işe başlayıp, devasa bir sanayi imparatorluğu kurmak. Ancak Rise of Industry 2 oyununun asıl büyüsü, bu yolculukta sizi ne kadar derin bir oynanışla sınadığı. Bir fabrikanın kurulumu yalnızca birkaç tıklık bir mesele değil; ofisler, ham madde kaynakları, dağıtım merkezleri, enerji ağları ve personel yönetimi gibi pek çok detayı da düşünmeniz gerekiyor. Bu, şehir kurma oyunlarıyla ekonomi simülasyonlarının güçlü bir birleşimi.

Rise of Industry 2 içerisindeki kampanya modu, her biri farklı temalara sahip 15 ayrı senaryo ile geliyor. Cleveland gibi tarihsel önemi olan bölgelerdeki görevler, şehirlerin kaynak potansiyelini ve üretim odaklarını doğrudan etkiliyor. Kum havuzu modunda ise her şey tamamen sizin yaratıcılığınıza kalıyor. Bu iki mod sayesinde hem belirli görevlerle sınanmak isteyen hem de tamamen serbest çalışmayı tercih eden oyuncular tatmin ediliyor.

Rise of Industry 2 içerisinde kurulabilecek endüstriyel kompleksler oldukça çeşitli. Otomotiv fabrikaları, havacılık merkezleri, içki damıtım tesisleri, elektronik üretim alanları, hatta video oyun konsolu imalatı gibi seçenekler mevcut. Üstelik tüm bu yapılar birbirleriyle etkileşimli olarak çalışıyor. Örneğin bir bilgisayar üretmek istiyorsanız, önce çip üretmeniz, kasayı imal etmeniz, montaj yapmanız gerekiyor. Zincirleme üretim döngüleri, işin stratejik boyutunu derinleştiriyor.

Rise of Industry 2, sosyal ilişkileri oynanışa dahil ederek türdaşlarından ayrılıyor. CEO’larla bağlantı kurmak, onlardan yeni yatırımcılarla tanışmak ya da tedarik zincirinizi daha ucuza mal etmek gibi işlevler, yalnızca ekonomik değil diplomatik kararlar almanızı da sağlıyor. Hatta zaman zaman golf oynayıp ilişkileri ilerletmek ya da belediye başkanına bağış yaparak çevresel yaptırımlardan kurtulmak gibi hamleler de mümkün oyun içerisinde.

Detay seviyesi de dikkat çekici. Üretim hattında kullanacağınız hammaddeler pahalıysa, dış pazarlardan ithalat yapabilir, hatta bir yönetici kiralayarak bu süreci daha ucuza kapatabilirsiniz. Rise of Industry 2 içerisinde satın aldığınız arazinin altında değerli maden olduğunu önceden fark ederseniz, arazi sahibine bunu çaktırmadan ucuza alabilirsiniz. Oyunun bu açıdan sunduğu fırsatlar bol ve kurnazlığı ödüllendiriyor.

Yatırımcı ilişkileri de Rise of Industry 2 oyununun kilit noktalarından biri. Oyuna başlarken aldığınız ilk yatırım, size belli görev ve kotalar yükleyebiliyor. Bu hedeflere ulaşamazsanız maddi cezalara çarptırılabiliyorsunuz. Tıpkı gerçek hayattaki girişim sermayesi mantığı gibi, önce Series A, sonra Series B ve C yatırımlarını toplamanız gerekiyor. Ardından şirketinizi halka açıp, borsaya kote ederek yeni bir başlangıç yapabiliyorsunuz.

Ekonomi yalnızca şirket içi değil, şehirle de doğrudan ilişkili. Örneğin hızla büyüyen bir tesis, yeni çalışanlara ev, okul ya da otobüs hattı gibi altyapılar gerektiriyor. Bu gibi talepler karşılanmazsa, belediye veya çevre koruma kurumu devreye giriyor. İsterseniz talepleri karşılayarak ilişkileri iyi tutabilirsiniz, ama isterseniz yasaları da es geçebilirsiniz. Elbette sonuçlarına katlanmak şartıyla.

Grafiksel açıdan, Rise of Industry 2 özellikle retro temasıyla dikkat çekiyor. Neon ışıklar, pastel tonlar, VHS efekti gibi görsel detaylar, 80’ler Amerika’sının ruhunu başarılı şekilde yansıtıyor. Arabalar, binalar ve arayüzler döneme uygun şekilde tasarlanmış. Müzikler ise yer yer romantik, yer yer alaycı tonda ilerliyor ve oyunun ekonomik düzeni hicveden yapısıyla uyumlu.

Oyunun mizahi yönü de göz ardı edilemez. Çevresel kirlilik, açgözlü yatırımcılar, kasaba belediye başkanlarının çıkar oyunları gibi unsurlar, hafif alaycı bir dille sunuluyor. Bu da oyunu yalnızca ekonomik değil, tematik olarak da düşündürücü kılıyor. Geliştirici ekip, bu dönemin ekonomik zirvesi ile etik çöküşünü eş zamanlı olarak yansıtmayı başarmış.

Simülasyon yoğunluğu yer yer zorlayıcı olabilir. Çok fazla değişkeni bir arada kontrol etmek isteyen oyuncular için bu bir cennet olsa da, daha rahat oynanış sevenler için karmaşık gelebilir. Ancak geliştirici ekip bu konuda dengeyi korumaya çalışmış. Örneğin çalışan maaşlarını doğrudan kontrol edemiyorsunuz; geliştiricilere göre bir CEO’nun işi bu olmamalı.

Sonuç olarak Rise of Industry 2, hem strateji hem de ekonomi severler için detaylı ve tatmin edici bir yapım. Kapsamı geniş, ama oynanışı mikro düzeyde. Sosyal ağ kurmaktan üretim zinciri kurmaya, ithalat-ihracattan borsa işlemlerine kadar birçok sistem birbirine bağlı şekilde işliyor. Eğer 1980’lerin Amerika’sında bir endüstri imparatorluğu kurmak istiyorsanız, bu oyun size bunun nasıl olacağını tüm ayrıntılarıyla gösterecek.

Rise of Industry 2 incelemesi
Rise of Industry 2
Olumlu
Derin üretim ve tedarik zinciri yönetimi.
Sosyal etkileşim ve diplomatik sistemler.
Yatırım ve borsa sistemiyle modern finans modellemesi.
Görsel ve tematik atmosferin başarılı yansıtımı.
Olumsuz
Yeni başlayanlar için öğrenme eğrisi oldukça dik.
Bazı sistemler oyuncuyu fazlaca mikroyönetimle yorabiliyor.
Sandbox modda uzun vadeli hedef eksikliği hissedilebiliyor.
Görevlerde zaman zaman tekrar hissi oluşabiliyor.
8

Etiketler: