Tempest Rising, gerçek zamanlı strateji türünün altın çağını yaşadığı dönemlerde oyunculara kazınmış Command & Conquer serisinin izinden giden, ancak aynı zamanda kendi kimliğini bulmaya çalışan bir oyun. Slipgate Ironworks tarafından geliştirilen bu yapım, özellikle Command & Conquer serisinin hayranları için büyük bir heyecan yaratmayı başarıyor. Üstelik bu heyecan yalnızca nostaljiyle sınırlı değil; taktik derinlik, iyi bir kullanıcı arayüzü ve dengeli ilerleyiş gibi unsurlarla bu klasik türü seven oyuncuları tatmin edecek kadar ciddiyetle hazırlanmış bu oyun.

Tempest Rising oyununun hikâyesi, Üçüncü Dünya Savaşı sonrasında geçen kıyamet sonrası bir evrende geçiyor. Nükleer saldırılar yeryüzünü yaşanmaz hale getirirken, “Tempest” adlı kırmızı çiçeğin ortaya çıkışı yeni bir enerji kaynağı sunuyor ve bu kaynak uğruna savaşan iki büyük fraksiyonu tanıyoruz: Global Defense Forces (GDF) ve Tempest Dynasty. Geliştirici ekip, bu iki kampanya üzerinden toplamda yirmiye yakın görevle oyuncuya dünyanın geçmişi ve fraksiyonların motivasyonları hakkında bilgiler veriyor. Ancak senaryo anlatımı biraz yüzeyde kalıyor

Tempest Rising, özellikle üçüncü bir tarafın varlığına dair ipuçları bırakmasına rağmen bu hikâye henüz tamamlanmamış hissi veriyor. Oyuna başlar başlamaz Command & Conquer serisinden alışık olduğumuz yapılar kendini gösteriyor: Üs inşası, kaynak yönetimi, birlik üretimi ve savunma yapıları kurma gibi temel dinamikler oldukça sezgisel şekilde tasarlanmış. Yeni oyuncular için öğretici içerikler mevcutken, deneyimli strateji oyuncuları ise arayüzün sadeliği ve fonksiyonelliği sayesinde kısa sürede oyuna adapte olabiliyor. Özellikle savaş mekaniği, mikro yönetim ile makro planlama arasındaki dengeyi iyi kurmasıyla öne çıkıyor.

Tempest Rising oyununun sunduğu bir diğer sistem ise “Arsenal” isimli yetenek ağacı. Her görevde ana ve yan hedefleri başarıyla tamamladığınızda bu ağaçtan yetenekler satın alabiliyorsunuz. Bunlar arasında askerlerin pasif olarak iyileşmesi, alınan hasarın azaltılması gibi avantajlar bulunuyor. Ancak dikkat edilmesi gereken bir durum da mevcut: her yetenek belirli sayıda enerji slotu gerektiriyor ve her görevde açılan slot sayısı sınırlı. Bu da oyuncunun stratejik olarak hangi yetenekleri seçmesi gerektiği konusunda düşünmesini sağlıyor.

Tempest Rising incelemesi

Ek olarak, “Doctrine” isimli ve fraksiyona özel gelişim yolları da mevcut. Bu yollar üzerinden binaların dayanıklılığı artırılabiliyor, birliklerin menzili ve isabet oranı geliştirilebiliyor. Yalnız bu sistemin belirli sınırlamaları var: Bir görevde seçilen Doctrine, sınırlı sayıda yeniden dağıtılabiliyor. Dolayısıyla görev türüne göre farklı stratejiler belirlemek isterseniz benim gibi, bu kısıtlamalar nedeniyle esneklik kaybı yaşayabilirsiniz. Bu da pek iyi hissettirmiyor. Özellikle hava gücünün ön planda olduğu görevlerde bu durum belirgin şekilde hissediliyor.

Tempest Rising oyununun sunduğu iki ana kampanya, hem GDF hem de Tempest Dynasty tarafında farklı perspektifler sunuyor. Görevler genel olarak 10 saatlik bir oynanış vadediyor. Her görevden önce gelen kısa videolar ve özetler, hem atmosfere girmeyi kolaylaştırıyor hem de hikâyeyi küçük parçalarla açığa çıkarıyor. Bu videoların kalitesi fena değil ama oyuncuya tam anlamıyla duygusal bağ kurduracak derinlikte de değil. Özellikle de Command & Conquer serisinin canlı oyuncularla çekilmiş sekanslarını özleyenler için bu CGI içerikler biraz yetersiz kalabilir.

Görsel kalite açısından bakıldığında, oyun Unreal Engine 5 isimli oyun motorunun gücünden başarılı bir şekilde faydalanıyor. Özellikle yıkılan binaların fizik tabanlı animasyonları, savaş alanında uçuşan toz bulutları ve çevresel detaylar oldukça tatmin edici. Performans tarafında da sorun yaşatmayan oyun, düşük sistemlerde bile stabil şekilde çalışıyor. Bu durum, oyunun geniş bir oyuncu kitlesine hitap etmesini sağlıyor.

Tempest Rising yapıtının teknik tarafı da şaşırtıcı derecede sağlam. Dediğim gibi oyun, Unreal Engine 5 ile geliştirildiği için görsel kalite oldukça yüksek; patlamalar, duman efektleri ve çevre detayları beklentileri karşılıyor. Özellikle zemin deformasyonu, bina yıkımları ve küçük parçacık efektleri gibi detaylar sahadaki yoğunluğu artırıyor. Buna rağmen oyun akıcı çalışıyor, kare hızında düşüş ya da ani çökme gibi sorunlara rastlanmıyor. Bu da geliştirici ekip olan Slipgate Ironworks cephesinin optimizasyon konusuna ciddi şekilde eğildiğini gösteriyor

Tempest Rising incelemesi

Tempest Rising ile sunulan ses tasarımı da etkileyici. Özellikle savaş alanındaki ambiyans sesleri ve etkileyici müzikler oyuncuyu atmosferin içine çekiyor. Frank Klepacki’nin besteleri sayesinde, klasik RTS ruhu yeniden hayat buluyor. Ancak bu başarıya rağmen, birim tasarımları ve genel görsel stil maalesef oyunun hafızalarda kalıcılığını azaltıyor. Askerlerin birbirinden kolay ayırt edilememesi ve tankların oldukça sıradan görünmesi, oyunun karakteristik bir görsel kimlik edinmesini engelliyor.

Oyunun en büyük sorunlarından biri, yaratıcı görsel tasarımdan uzak olması. Tempest Rising, bir Command & Conquer oyununun “yeniden yapımı” gibi hissettirse de, kendi kimliğini tam anlamıyla oluşturamamış. Yeşil “Tiberium” yerine kırmızı “Tempest” çiçeği, klasik iki fraksiyon yapısı, Command & Conquer serisinin üçüncü oyunundan fırlamış hissi veren senaryo yapısı – hepsi tanıdık ve güvenli bir yolda ilerliyor. Ancak bu güvenli yol, oyuncuya yeni bir şey sunmaktan uzak kalıyor.

Kampanya dışı modlar arasında yapay zekaya karşı “Skirmish” modu da yer alıyor. Ancak bu modda rakip botlar oldukça zayıf ve yeterince taktiksel davranış göstermiyor. Buna karşın, çevrim içi maçlar daha zorlu geçiyor ve oyunun taktiksel derinliğini daha iyi ortaya koyuyor. “Ladder” sistemi sayesinde rekabetçi maçlar oynamak isteyenler için tatmin edici bir yapı sunuluyor.

Yine de oyunun ilerleyen bölümlerinde dengesizlikler hissedilebiliyor. Bazı teknolojiler belirli görevlerde gereğinden fazla avantaj sağlarken, bazı birimler neredeyse işlevsiz kalabiliyor. Bu durum, metaya hâkim oyuncular için sorun yaratmasa da, daha casual oyuncuların oyundan soğumasına neden olabilir. Neyse ki geliştirici ekip, bu tarz sorunları ilerideki güncellemeler ile çözme sözü veriyor. Bu sözlerin tutulup, tutulmayacağını bilmiyoruz.

Tempest Rising incelemesi

Senaryo bazında, oyunun sahip olduğu dünyaya dair merak uyandıran fikirler var ama karakterler bu hikâyeyi sürükleyebilecek karizma ve derinlikten yoksun. Tempest Dynasty tarafının lideri olan Alex Molchalin bir “kötü Rus” parodisi gibi kalıyor. GDF tarafında ise genç Reagan karakteri görev özetlerini veriyor ama yine de unutulmaz bir figür olmaktan uzak kalıyor. Bu da oyuncunun karakterlerle duygusal bağ kurmasını zorlaştırıyor oyun içerisinde.

Tempest Rising oyununun skirmish ve çok oyunculu modu da tekrar değerlendirmeye değer. Yapay zekâ rakipleri ilk başta fazla basit gelse de, asıl rekabet çevrim içi arenada yaşanıyor. Ladder sistemi aracılığıyla farklı oyuncularla taktiksel savaşlara girmek mümkün. Ancak bazı teknoloji dengesizlikleri ve eşleştirme problemleri şimdilik mevcut. Neyse ki geliştirici ekip, bu sorunları gelecek güncellemeler ile düzeltme sözü vermiş. Ayrıca üçüncü bir fraksiyonun oynanabilir olacağı kampanyanın büyük bir güncellemeyle daha sonra oyuna ekleneceği belirtilmiş

Tempest Rising oyununun “tam potansiyeline ulaşması” için geliştiricilerin biraz daha cesur olması gerekiyor. Command & Conquer serisinin ruhunu taşımak güzel ama bu sadece bir ilk adım. Üçüncü bir fraksiyonun gelişi, yeni senaryo görevleri, daha özgün birim tasarımları ve derinleştirilen karakter yazımı ile oyun gerçekten türünün yıldızlarından biri hâline gelebilir. Ancak şu anki hâliyle, daha çok nostaljik bir yolculuk hissi veriyor bu video oyunu.

Tüm eksiklerine rağmen Tempest Rising, klasik RTS tutkunları için güçlü bir deneyim sunuyor. Temelleri sağlam, oynanışı akıcı ve stratejik karar verme süreçleri tatmin edici. İçerik desteği ve denge güncellemeleriyle birlikte, uzun vadede kendine sadık bir topluluk oluşturabilecek potansiyele sahip. Geliştirici ekibin bu yönde kararlılığını sürdürmesi durumunda, oyun yıllar süren RTS durgunluğuna güzel bir nefes olabilir.

Tempest Rising incelemesi
Tempest Rising
Olumlu
Klasik RTS formülüne sadık kalması nostalji yaşatıyor.
İki ayrı kampanya ile çift perspektifli hikâye anlatımı.
İyi tasarlanmış görevler ve dengeli zorluk seviyesi.
Unreal Engine 5 sayesinde yüksek görsel kalite ve stabil performans.
Kullanıcı arayüzü temiz ve anlaşılır.
Kaynak toplama ve üs kurma mekaniği iyi dengelenmiş.
Olumsuz
Ara sahneler animasyon ve seslendirme açısından zayıf kalıyor.
Ses tasarımı ortalama düzeyde.
Çok oyunculu modda denge sorunları mevcut.
Yapay zekâ başlangıçta fazla pasif davranabiliyor.
8

Etiketler: