Octopath Traveler 0, Square Enix şirketinin HD-2D sanat tarzıyla oyun dünyasında başlattığı o nostaljik ama bir o kadar da modern rönesansın en yeni ve belki de en şaşırtıcı halkası olarak karşımıza çıkıyor. Serinin hayranları üçüncü bir ana oyun beklerken, geliştiriciler bizleri olayların en başına, Orsterra kıtasının geçmişine götüren bir “sıfır noktasına” davet ediyor. Bu yapım, aslında mobil platformlarda büyük ilgi gören Champions of the Continent hikayesinin, o platformun kısıtlamalarından ve gacha mekaniklerinden arındırılarak, PC ve konsollar için yeniden doğmuş hali. Ancak hemen belirtmeliyim ki, bu sadece basit bir port değil; serinin temellerini sarsan ve üzerine cesur yenilikler ekleyen, tam teşekküllü, devasa bir JRPG deneyimi.

Oyunun ne olduğundan bahsetmek gerekirse; Octopath Traveler 0, klasik sıra tabanlı Japon rol yapma oyunlarının (JRPG) altın çağına, yani 16-bit dönemine yazılmış bir aşk mektubu niteliğinde. Oyuncular, üç boyutlu derinliğe sahip ortamlar içinde hareket eden iki boyutlu piksel karakterleri kontrol ediyorlar. Amacınız, Orsterra kıtasını keşfetmek, güçlü düşmanlarla savaşmak, zindanları temizlemek ve bu süreçte geniş bir karakter kadrosunu yönetmek. Final Fantasy VI veya Suikoden gibi klasikleri sevmiş olanlar için buradaki atmosfer fazlasıyla tanıdık ve davetkar gelecektir. Ancak Octopath Traveler 0, sadece nostaljiye sığınmayıp, “Break” ve “Boost” adını verdiği modern ve taktiksel savaş sistemiyle türe taze bir soluk getirmeyi de başarıyor.

Hikayemiz bu kez serinin önceki oyunlarındaki gibi birbirinden bağımsız sekiz gezginin hikayesiyle başlamıyor; bunun yerine kendi oluşturduğunuz bir ana karakterin, yani Seçilmiş Kişinin (The Ringbearer) etrafında şekilleniyor. Yıkılan kasabanız Wishvale’i yeniden inşa etmek ve bu yıkıma sebep olan karanlık güçlerden, yüzüklerin peşindeki tiranlardan intikam almak üzere yola çıkıyorsunuz. Hikaye anlatımı, mobil köklerinden miras kalan epizodik bir yapıya sahip; Master of All gibi büyük hikaye arkları, sizi kıtanın dört bir yanına savuruyor. Bu yapı, Octopath Traveler 0 yapıtının temposunu önceki oyunlara kıyasla biraz daha parçalı hale getirse de, hikayenin tonu serinin diğer oyunlarına göre çok daha karanlık ve ciddi bir havada ilerliyor.

Serinin önceki oyunlarında alıştığımız sekiz sabit ana karakter formülü, bu oyunda yerini Suikoden serisini andıran çok daha geniş bir ordu kurma mantığına bırakmış durumda. Artık partinize katabileceğiniz 30’dan fazla karakter bulunuyor ve bu karakterlerin her biri kendine has yetenek ağaçlarına ve hikaye kırıntılarına sahip. Bu durum, oyuncuya kadro kurma konusunda muazzam bir özgürlük sunsa da, karakter derinliği konusunda bir bedel ödenmesine neden oluyor. Sabit sekizli ile kurduğumuz o derin duygusal bağ, yerini daha yüzeysel ama sayıca fazla müttefikle kurulan stratejik bir ortaklığa bırakıyor; bu da hikaye odaklı oyuncular için çift tarafı keskin bir kılıç olabilir.

Savaş sistemi ise Octopath Traveler 0 yapıtının tartışmasız en parlak ve en devrimci yönünü oluşturuyor. Serinin imzası olan Break (düşmanın kalkanını kırıp sersemletme) ve Boost (saldırıları güçlendirme) mekanikleri korunurken, savaştaki katılımcı sayısı ikiye katlanmış durumda. Artık savaşlarda dört karakter ön safta, dört karakter ise arka safta olmak üzere toplam sekiz kişilik bir ekibi aynı anda yönetiyorsunuz. Bu değişiklik, savaşların taktiksel derinliğini inanılmaz boyutlara taşıyor; ön saftaki bir karakter hasar aldığında veya SP’si (büyü puanı) tükendiğinde, onu arka saftaki dinlenmiş bir karakterle hiç tur kaybetmeden değiştirebiliyorsunuz.

Bu sekizli sistem sayesinde, boss savaşları artık sadece doğru zayıf noktayı bulmaktan ibaret değil; aynı zamanda bir dayanıklılık ve kaynak yönetimi testine dönüşüyor. Arka saftaki karakterlerin her tur otomatik olarak Boost puanı ve can yenilemesi, oyuncuyu sürekli olarak rotasyon yapmaya teşvik ediyor. Özellikle oyunun ilerleyen safhalarındaki zorlu düşmanlara karşı, doğru zamanda doğru değişimi yapmak hayati önem taşıyor. Mobil versiyonun aksine, bu mekaniklerin dokunmatik ekran yerine kontrolcü ile akıcı bir şekilde yönetilebilmesi için arayüzde yapılan iyileştirmeler takdire şayan; kaosun içinde bile kontrolü elinizde hissediyorsunuz.

Ancak savaşların bu denli keyifli olması, Octopath Traveler 0 oyununun zaman zaman karşılaştığınız zorluk sıçramalarını tamamen affettirmiyor. Hikayenin bazı dönüm noktalarında, düşmanların gücü bir anda dramatik şekilde artabiliyor ve bu durum sizi ya daha iyi ekipman aramaya ya da seviye kasmaya zorluyor. Neyse ki oyunun hızlı seyahat sistemi ve otomatik savaş hızı seçenekleri, bu süreci önceki oyunlara göre daha katlanılabilir kılıyor. Yine de, stratejinizin mükemmel olduğunu düşündüğünüz bir anda, seviye farkı yüzünden tek bir alan etkili saldırıyla tüm partinizin yok olması sinir bozucu olabiliyor Octopath Traveler 0 içerisinde.

Oyunun bir diğer büyük yeniliği olan kasaba inşa etme mekaniği, Wishvale’i küllerinden yeniden doğurma fantezisini tatmin edici bir şekilde sunuyor. Topladığınız kaynaklarla yeni binalar inşa etmek, demirciyi veya büyü dükkanını geliştirmek, doğrudan karakterlerinizin gücüne etki ediyor. Bu sistem, Animal Crossing kadar detaylı bir simülasyon değil belki ama, JRPG ilerleyişine entegre edilmiş, oyuncuyu ödüllendiren keyifli bir yan etkinlik olarak işliyor. Kasabanız geliştikçe, dünyanın dört bir yanından topladığınız karakterlerin buraya yerleştiğini görmek, “dünyayı kurtarma” motivasyonunuzu somut bir temele oturtuyor bu oyunda.

Görsel açıdan bakıldığında, Square Enix şirketinin HD-2D tarzı oyun motoru artık olgunluk dönemini yaşıyor diyebiliriz. Octopath Traveler 0, Unreal Engine 5 motorunun gücünü de arkasına alarak su yansımaları, parçacık efektleri ve dinamik ışıklandırma konusunda serinin en iyi görünen sahnelerinden bazılarını sunuyor. Karlı dağların tepesindeki fırtınalardan, güneşin batışıyla kızıla boyanan sahil kasabalarına kadar her kare, adeta hareket eden bir tablo güzelliğinde. Ancak, Nintendo Switch ve Steam Deck gibi el konsollarında oynarken, bazı yoğun efektli sahnelerde çözünürlüğün düştüğünü veya görüntünün hafifçe bulanıklaştığını fark etmemek elde değil.

Müzikler konusunda ise besteci Yasunori Nishiki, yine kulakların pasını silen bir işe imza atmış. Serinin o epik, orkestral savaş müzikleri ve her bölgenin karakterini yansıtan melankolik kasaba temaları, bu oyunda da atmosferin en büyük taşıyıcısı. Özellikle boss savaşlarında müziğin temposunun değiştiği ve heyecanın zirve yaptığı anlar, Octopath Traveler 0 oyununun deneyiminin vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor. Seslendirme kadrosu geniş tutulmuş olsa da, yan karakterlerin çoğunun sessiz olması veya sadece kısa nidalarla konuşması, ana senaryodaki o sinematik havayı bazen sekteye uğratabiliyor.

Oyunun mobil platform kökenli olması, inceleme boyunca zihnimin bir köşesinde sürekli sorguladığım bir durumdu. Evet, mikro ödemeler tamamen kaldırılmış ve oyun tam bir paket haline getirilmiş; ancak hikaye anlatımındaki parçalı yapı ve dünya haritasındaki bazı bölgelerin tasarımı, hala o mobil yapının izlerini taşıyor. Zindanlar genellikle kısa, koridor benzeri ve doğrusal yapılarda; bu da keşif hissini Octopath Traveler 2 yapıtına kıyasla biraz daha sınırlı kılıyor. Keşiften ziyade savaşa ve menü yönetimine odaklanan bir yapı var ve bu, herkesin hoşuna gitmeyebilir.

Buna rağmen, Square Enix ekibinin bu içeriği konsol kalitesine yükseltmek için harcadığı çaba görmezden gelinemez. Arayüzler tamamen elden geçirilmiş, grafikler cilalanmış ve oyun içi ekonomi, gerçek para harcamadan da dengeli bir ilerleyiş sunacak şekilde yeniden tasarlanmış. Özellikle mobil oyunu hiç oynamamış olanlar için, buradaki içerik miktarı dudak uçuklatıcı seviyede; sadece ana hikayeyi bitirmek bile rahatlıkla 60-70 saati bulabiliyor, yan içeriklerle bu süre 100 saati aşıyor. Ödediğiniz ücretin karşılığını dolu dolu içerik olarak alıyorsunuz.

Teknik performans açısından PC sürümü, optimizasyon konusunda genel olarak başarılı bir iş çıkarıyor. Yüksek ayarlarda 60 FPS ve üzeri değerleri rahatlıkla görürken, yükleme sürelerinin kısalığı oyunun akıcılığını koruyor. Ancak nadiren de olsa karşılaştığım çökme sorunları ve menü geçişlerinde yaşanan anlık takılmalar, oyunun çıkış dönemindeki cilasının bir tık daha iyi olabileceğini gösteriyor. Geliştirici ekibin yayınlayacağı güncellemeler ile bu pürüzlerin giderileceğini umuyorum, zira oyunun geri kalanı oldukça stabil bir temel üzerine kurulu.

Octopath Traveler 0 yapıtını serinin diğer oyunlarıyla kıyasladığımızda, ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Savaş sistemi ve stratejik derinlik açısından kesinlikle serinin en iyisi; sekiz karakteri aynı anda yönetmenin verdiği güç hissi muazzam. Ancak hikaye sunumu ve karakter gelişimi açısından, bir önceki oyunun rafine ve duygusal derinliğine tam olarak ulaşamıyor. Birinci oyunun dağınıklığını toparlamış olsa da, çok fazla karaktere odaklanmak, hikayenin odak noktasını bazen flulaştırabiliyor.

Özetle, Octopath Traveler 0, ne tam anlamıyla bir devam oyunu ne de basit bir yan ürün; o, serinin evrenini genişleten devasa bir ansiklopedi gibi. Mobil oyunlara karşı ön yargısı olan hardcore kitleyi bile, derin mekanikleri ve zorlu savaşlarıyla kendine bağlamayı başaracaktır. Eğer hikayeden ziyade oynanışa, stratejiye ve takım kurma optimizasyonuna önem veriyorsanız, Octopath Traveler 0 sizin için serinin en iyi oyunu olabilir ama karakterler arası derin diyaloglar ve yavaş tempoda açılan, roman tadında bir hikaye arıyorsanız, beklentilerinizi biraz ayarlamanız gerekebilir.

Sonuç olarak Octopath Traveler 0, serinin hayranları için kaçırılmaması gereken, içeriğiyle dolup taşan bir macera sunuyor. Sıfır noktasından başlayıp kahramanlığa uzanan bu yolculuk, hem tanıdık hem de yepyeni hissettirmeyi başarıyor. Kusurları var, evet; köklerini inkar edemiyor, doğru. Ancak günün sonunda, Orsterra’nın o büyüleyici dünyasına geri dönmek ve şimdiye kadarki en kaotik, en stratejik savaşların içinde yer almak, JRPG tutkunları için reddedilemez bir teklif. Wishvale’in kaderi artık sizin ellerinizde ve bu yükü taşımaya kesinlikle değer.

Octopath Traveler 0 incelemesi
Octopath Traveler 0
Olumlu
4 ön ve 4 arka saf olmak üzere toplam 8 karakteri aynı anda yönettiğiniz savaş sistemi muazzam bir taktiksel derinlik sağlıyor.
Gacha ve mikro ödemelerden tamamen arındırılmış, 100 saati aşabilen dolu dolu bir içerik sunuyor.
Yasunori Nishiki imzalı müzikler ve geliştirilmiş HD-2D görseller atmosferi yine zirveye taşıyor.
Wishvale kasabasını yeniden inşa etme mekaniği, oyuncuya tatmin edici ve somut bir ilerleme hissi veriyor.
Olumsuz
Zindan tasarımları ve harita keşfi, oyunun mobil kökenleri nedeniyle ana oyunlara kıyasla çok daha doğrusal ve basit kalmış.
Hikayenin epizodik ve parçalı anlatımı, senaryonun akıcılığını ve sinematik etkisini zaman zaman düşürüyor.
Kadroya katılan karakter sayısı çok fazla olduğu için, ana serideki o sıkı dostluk bağlarını ve karakter derinliğini hissetmek zorlaşıyor.
Ani zorluk sıçramaları, oyuncuyu hikaye akışını bölerek seviye kasmaya (grind) mecbur bırakabiliyor.
7