Yeni başladığın yıkım işinde, yanlış bir hamleyle birinin evinde koca bir delik açınca kapı önüne konuluyorsun. Aradan zaman geçiyor, bu kez kendi şirketini kurup depoya, panele, kamyona kavuşuyorsun. Sonra hikâye bir süre rafa kalkıyor; akşam 6’ya kadar işleri yetiştirme telaşı Deconstruction Simulator içerisinde anlatıdan daha baskın çıkıyor.

Bu türdeki pek çok oyunda olduğu gibi bakış açısı birinci şahıs. Geliştirici ekip olan Hypnotic Ants tarafının gemi temalı oyununu oynadıysan hemen alışıyorsun. Oynamadıysan da sorun değil, ofisteki televizyonda sürekli o oyunun reklamı dönüyor zaten. İşleri ofisteki bilgisayardan seçiyorsun, ardından adrese gidiyorsun. Yolculuk esnası yükleme ekranı şeklinde geçiyor ve talep edilen görevleri uyguluyorsun. Çoğu zaman yapı tamamen yerle bir edilecek. Fakat her zaman değil.

Deconstruction Simulator içerisinde bazen yalnızca birkaç duvar yıkılıyor ya da eşyalar başka odalara taşınıyor. Neredeyse her işte belirli armatür ve aksesuarların müşterinin aracına konması isteniyor, seninkine değil. Evet; koltuk, kitaplık, televizyon derken aklına gelen her şeyi taşıyabiliyorsun. Ahşap kiriş, tuğla, hatta tüm sıva duvarlar bile toplanabiliyor; bilgisayar üzerinden bunları yeniden satabiliyorsun. Sıkıntı şu ki gelen siparişlerin çoğu elinde olmayan şeyler için…

Sekiz büyük pencere, 12 “Common” sınıfı sandalye, bir de “Premium” şifonyer istendiğinde 487 doları unut gitsin diyebiliyorsun. Siparişleri eksik de teslim edebilirsin ama daha az para geliyor ve itibarın düşebiliyor. Gerçi itibarın neye yaradığına dair net bir etkiden de pek emin değilim. Daha iyi işlere girebilmek için izin belgesi gerekiyor, onları da belli sayıda görevi tamamlayınca satın alıyorsun. Ekranda “şu kadar yıldızlık itibar” yazıyor, fakat ben çok çabuk yeterince yıldız topladım ve bir daha da takılmadım. Bu yüzden burada sanıyorum ki ufak bir düşünce eksikliği var.

Şirketin sahibi sensin, bu yüzden işletme sermayesini sürekli kontrol etmek şart. Yakıt, deponun günlük giderleri, daha iyi aletler, kutular için raflar… Fiyatlandırmanın dengesizliği can sıkabiliyor. 17 dolara sandalye satmak mantıklı, ikinci el pazarlarında da böyle. Peki, yeni bir levye neden 1.000 dolar? Bir evi yıkıp içini boşaltıp, molozu temizlediğim işten 600 dolar almam da tuhaf.

Açıkçası bazı işler uğraşmaya değmiyor. Günde üç teklif geliyor, bir de seviyenin üstünde, şimdilik giremeyeceğin bir iş görünüyor. 100 dolarlık olanı mı alacaksın, 1.100 dolarlık mı. Hiçbiri cazip gelmediyse depoya yazacak masrafı göze alıp tüm günü atlamak serbestsin. Deconstruction Simulator, bu yönde biraz ayağı takılmış gibi hissettiriyor ne yazık ki.

Geliştiricinin seni sürekli iş kovalamaya yönlendirip bir gün 10.000 dolarlık kamyonu almanı hedeflediğini anlıyorum ama bu sektörde gerçekten çıplak elle söküp dağıtacağın bir bina için 200 doların altında teklif mi gelir? Yıkım topu vincini kiralamak oyunda opsiyonel 600 dolar. Ondan az kazanıyorsan, daha işe başlamadan zarardasın demektir.

Deconstruction Simulator içerisinde iş teslim süresi de değişiyor, bir ile beş gün arasında. Bazı sözleşmeler gün başına küçük bir masraf kesiyor, bu yüzden sabahları depoda oyalandıkça zarar yazıyorsun. Mesainin 18.00’de bitmesinin sebebi ise etrafın zifiri karanlığa bürünmesi ve el fenerinin berbat olması. Gelecekte düzeltileceğini umduğum detaylar bunlar…

Deconstruction Simulator oyununun ana işi parçalamak. Fırını omuzlayıp taşıyorsun ama mutfak lavabosunu götürmek istiyorsan bağlantılarını tek tek söküp kutuya yerleştirmen gerekiyor. Her şeyi kırıp dökmek mümkün. Fakat o zaman yeniden satma şansın kalmıyor. Gelirin önemli bir kısmı geri dönüşümden geliyor. Yerde kalan ve kırılan ne varsa çuvallara doldurup, depoya götürüyorsun. Gün sonunda geri dönüşüm kamyonu gelip hepsini alıyor ve ödeme yapılıyor.

Bu sistem düşük ücretleri bir miktar dengeliyor. Yine de ilk kamyonetin yalnızca altı çuval alabildiğini unutma. Gidiş gelişte harcanan zaman ve yakıt, “hızlı kazanç” hayalini baltalayabiliyor. Oyunu oynarken bir dizi sorunla da karşılaştım. Ayarlarla oynadıktan ya da alt-tab yaptıktan sonra oyun birkaç kez çöktü. Kiraladığım yıkım topu sayesinde bir anda çok fazla moloz oluşunca kare hızı taş gibi dibe çökebiliyor Deconstruction Simulator içerisinde.

Kayıp ses efektleri, yanlış etiketlenmiş eşyalar ve tamamlanmış hedeflerin sayılmaması gibi problemler de gördüm. Oyunun bayağı bir cilaya ihtiyacı var. Bir de sipariş ekranı elimde pencere olmadığını iddia etti, oysa depo cam doluydu. İkinci katın çatısı havada asılı kaldı. Bina tamamen dağıldığında düşer sanmıştım. Neden düşmesin ki? Farklı bina sayısı ise şaşırtıcı biçimde yüksek. Bazıları sen gelmeden kısmen yıkılmış halde oluyor, bu da çeşitlilik katıyor.

Müşterinin bıraktığı kısa açıklamalar hem durumu anlatıyor hem de küçük bir tat katıyor. Yine de iki gün üst üste, iki ayrı sözleşmeyle aynı binayı yıktığım oldu. Deconstruction Simulator içerisinden hiç keyif almadım diyemem. Ekranda başka şeyler izleyerek uzun süre geçirdim ve bir duvarı indirir indirmez üstüme yıkılan bir binayı seyretmek her seferinde komikti. Yalnız, her şey biraz sönük. Bu türe meraklıysan eğleneceksin. Fakat kalite ve cila arıyorsan başka yerlere bakmak daha iyi olabilir.

Deconstruction Simulator incelemesi
Deconstruction Simulator
Olumlu
Tatmin eden birinci şahıs yıkım hissi.
Eşyaları söküp satma ve geri dönüşüm sistemleri hoş.
Çeşitli bina tipleri ve farklılaştırmak için kısmen yıkık binalar.
Müşteri notlarıyla hafif hikâye dokunuşları.
Olumsuz
Ekonomi tamamen dengesiz ve rastgele hissettiriyor.
Gün çok erken bitiyor ve aydınlatma zayıf olduğu için gece çalışmak zor.
Sık depo–şantiye gidip gelme ve küçük taşıma kapasitesi can sıkıyor.
Çökme, FPS düşüşü, sayılmayan hedefler gibi bolca teknik sorunlar var.
Aynı binalarla tekrarlayan görev yapısı.
6