Hemen en temel bilgilerle başlayalım: Bugün incelemesini yazdığım Broken Arrow, gerçek zamanlı strateji (RTS) ve gerçek zamanlı taktik (RTT) türünde, 2025 yılının en çok beklenen yapımlarından biri. Hatta yılın en çok istek listesine eklenen strateji oyunu olarak, 1 milyondan fazla oyuncu büyük bir merakla oyunun çıkışını bekliyordu. Bu çıkış birkaç hafta önce gerçekleşti. Oyun, bariz şekilde Wargame: Red Dragon, WARNO ve Regiments gibi yapımlardan ilham alıyor.

Temel oynanış benzer olsa da Broken Arrow yapıtının bu güçlü ve sadık oyuncu kitlesine sahip rakipleri karşısında kendini öne çıkarması şart. Özellikle çok aktif çok oyunculu sahnesiyle dikkat çeken WARNO yapıtının karşısında ayakta kalabilmesi için bu yeni oyunun fark yaratması gerekiyor. Oyuna uzun süre vakit ayırdıktan sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Steel Balalaika ve Slitherine ekipleri, ortaya farklı ve özgün bir deneyim koymayı başarmış.

Bu incelemede, Broken Arrow oyununun diğer oyunlardan hangi yönleriyle ayrıldığını ve sizin zamanınıza ve özellikle paranıza değip, değmeyeceğini ele alacağım. Zira bu oyun, benzer deneyimler arasında en pahalı olanı. Normal şartlarda, bu fiyat etiketiyle “AAA kalite” beklemek isterdim ama 2025 yılında AAA oyunlardan kalite anlamında beklentiye girmek çoğu zaman hayal kırıklığı yaratıyor. Bu yüzden aynı şeyi, bu yeni oyun için dilemiyorum tabii ki.

Broken Arrow farklı olmayı, gerçekçi savaş simülasyonlarının derinliğiyle klasik RTS oyunlarının aksiyon dolu yapısını birleştirerek amaçlıyor. Bunu muazzam görsellik, detaylı birim ve deste özelleştirmesi ve günümüz savaş teknolojilerini içeren modern dönem temasıyla harmanlıyor. Şunu net söyleyeyim: İncelemekte olduğum bu video oyunu, tüm bu unsurları başarıyla uygulamış. Ortaya koyduğu içerik, benzerlerinden ciddi anlamda ayrışıyor.

Broken Arrow oyununun belki de en çarpıcı farkı, sunduğu modern savaş ortamı. Diğer rakip oyunların neredeyse tamamı Soğuk Savaş döneminde geçerken, bu oyun rotayı 21. yüzyıla çevirmiş. Bu sadece estetik bir tercih değil. Modern savaşın getirdiği taktiksel karmaşıklığı oyuna otantik biçimde yansıtmak için özel sistemler geliştirilmiş. Bu sayede oyun, rakiplerinin sunamayacağı yeni taktiksel zorluklar ve stratejik kararlar sunuyor.

Örneğin: Hayalet uçaklar, insansız hava araçları, modern zırh sistemleri, aktif koruma teknolojileri, lazer güdümlü bombalar, radar füzeleri ve hatta günümüz hafif silahları oyunun merkezinde yer alıyor. Bunlara alışmak ve doğru kullanmak oyuncunun işi. Mekanik derinlik açısından Broken Arrow, rakiplerinin önünde. WARNO, Wargame: Red Dragon oyununa göre daha kompleks bir yapı sunsa da, Broken Arrow bu konuda onu dahi geride bırakıyor, hem de açık bir ara farkla.

Bu derinlik ilk olarak deste sisteminde kendini gösteriyor. Broken Arrow içerisinde desteler, iki farklı Uzmanlık kombinasyonuyla oluşturuluyor. Şu an oyunda toplam 10 uzmanlık mevcut; 5’i ABD, 5’i Rusya için. Her uzmanlık belirli birimlere ve bu birimleri kullanabilmek için belirli puan dağılımına sahip. Diyelim ki iki piyade odaklı uzmanlık seçtiniz, bu durumda daha fazla piyade konuşlandırabilirsiniz. Zırhlı birlikleri seviyorsanız, zırh odaklı uzmanlıkları tercih etmelisiniz. Bu sistem, çoğu zaman “en iyi deste” gibi bir kavramın önüne geçiyor; hangi alanda uzmanlaşacağınıza karar verirken mutlaka ödün vermeniz gerekiyor.

Örneğin, Mobil Piyade uzmanlığında helikopter yok, Hava İndirme birlikleri ise zırhlı araç kullanamıyor. Bu tür kısıtlamalar bazı oyunculara sinir bozucu gelebilir, özellikle çevrimiçi oynarken ihtiyaç duyulan birimlerden yoksun kalmak moral bozabilir. Ancak bu sistem çok oyunculu yapının temel tasarımıyla doğrudan bağlantılı. O konuya birazdan döneceğim.

Savaş alanına geçmeden önce bahsetmem gereken diğer önemli fark ise birim özelleştirmesi. Seçtiğiniz iki uzmanlık ile deste oluştururken, aynı zamanda her birimi özelleştirme şansınız var. Duyduğumda şaşırmıştım; Broken Arrow yalnızca 300 civarı birim içeriyor, oysa WARNO içerisinde binlerce var. Ancak sebebi netleşti; bu oyunda her varyant için ayrı bir birim yerine, temel platformu dilediğiniz gibi özelleştirebiliyorsunuz. Örneğin, Stryker zırhlısı… Oyunda sadece tek Stryker var ama silah sistemini siz belirliyorsunuz: Bushmaster mı, M2 ağır makineli mi, MK19 bomba atar mı?

Aynı şekilde zırh paketi de seçilebiliyorsunuz: SRAT reaktif zırh mı, Trophy aktif koruma sistemi mi? BMP’lerin topunu, piyade timlerinin silahlarını bile değiştirebiliyorsunuz. Uçak ve helikopterlerde ise her pylon’u (silah yuvası) ayrı ayrı donatabiliyorsunuz. Bu düzeyde özelleştirme başka hiçbir oyunda yok. Görselliği önemseyenler için birim görünümleri de görevlerle açılabiliyor. Bu, savaş ortasında fark edilmese de hoş bir detay bence efendim.

Gelelim savaş alanına. Broken Arrow oyununun getirdiği taktiksel derinlik birkaç noktada kendini gösteriyor. En sevdiğimden başlayayım: Piyade! Yıllardır WARNO ve Regiments gibi oyunlarda piyadeye gereken önemin verilmediğini, adeta bina bekçisi ya da yem olarak kullanıldığını düşünüyorum. Broken Arrow mükemmel olmasa da, görünmezlik, baskı mekanikleri ve yıkılmış binaların kalıntılarına sığınma gibi sistemler çok doğru adımlar. Özellikle baskı sistemi çok etkileyici; bir birim yoğun ateş altında şoka girer veya paniğe kapılırsa, savaş gücü ciddi şekilde azalıyor. Bu sayede basit “istatistik savaşı” yerine konum ve örtü kullanımı daha da önem kazanıyor.

Araçlarda ise modüler hasar modeli kullanılmış. Yani, her darbe önemli. Tankların paletleri, nişangâhları, yükleme sistemleri tek tek hasar alabiliyor. Bazen etkisiz hale bile gelebiliyorlar. Örneğin, hareket edemeyen bir tank hem işlevsiz kalıyor hem de kaynak israfına dönüşüyor. Bu noktada ikmal sistemine değinmeliyim. Broken Arrow içerisinde mühimmatın yanı sıra tamir için de ikmal gerekiyor. Haritada dolaşan ikmal araçları (kamyon ya da helikopter olabilir) bu görevi üstleniyor. Hem korumanız gereken birimler hem de düşman için büyük hedefler.

Broken Arrow, karmaşık bir oyun. WARNO veya Wargame: Red Dragon bile bazı oyuncuları zorladıysa, Broken Arrow içerisinde giriş eşiği daha da yüksek. Ancak artık bu eşiği aşmak için bir rampa var. Kolay değil ama en azından daha erişilebilir. Kısa ama faydalı bir eğitim modu sayesinde temel mekanikleri öğreniyorsunuz: piyade hareketi, baskı, lojistik, tank savaşları, topçu kullanımı, gizlilik ve hava unsurları… Ardından, ABD ve Rusya’nın Baltık devletleri üzerindeki savaşı konu alan dev tek oyunculu kampanya başlıyor.

Bu kampanya, zamanında World in Conflict oynamış olanlara çok tanıdık gelecek. 16 görev boyunca gizli sızmalar, kent savaşları, zırhlı taarruzlar ve hava çıkarma operasyonları gibi pek çok farklı senaryo sunuluyor. 2025 yılında çıkan strateji oyunları arasında, bu yeni oyunun kampanyası Burden of Command yapıtından sonra en iyisi diyebilirim ama o tamamen farklı bir tarzdı.

Gelelim oyunun esas yaşam alanına: Çok oyunculu mod. Gerçek rakiplere karşı taktik becerilerinizi test ettiğiniz yer burası. 5’e 5 rekabetçi maçlar 19 farklı haritada yapılıyor, hepsi gerçek yerlerden esinlenmiş. Her maç 45 dakika sürüyor, 15’er dakikalık 3 turdan oluşuyor. Hedef, mümkün olduğunca fazla bölgeyi ele geçirmek ya da düşman birimlerini yok etmek. Ancak puan sistemi ilginç: 1. turdaki zafer puanları 1, 2. turda 2 ve 3. turda 3 puan değerinde.

Bu sayede maçlar son ana kadar heyecanlı kalıyor. Ancak oyunun başında 1’e 1 ya da 3’e 3 gibi temel modların eksikliği hissediliyor. Ayrıca yapay zekaya karşı teke tek skirmish oynamak mümkün değil, en az iki oyuncu şart, ki bu epey tuhaf. Broken Arrow oyununun asıl fark yarattığı nokta ise güçlü senaryo editörü. Bu araç, kampanyayı ve ara sahneleri oluşturmada kullanılmış.

Steam Workshop desteği ile topluluk kendi görev ve kampanyalarını paylaşabiliyor. Editörü denedim, çok fazla seçenek var ve yaratıcı oyuncular burada harikalar çıkarabilir. Grafiksel olarak da WARNO, Regiments ve Wargame: Red Dragon iyi görünüyor ama Broken Arrow hepsinin ötesinde. Ancak bu yüksek kalite, karşılığında güçlü bir sistem gerektiriyor. Araçların üzerindeki boya çizikleri bile detaylı. Patlama ve duman efektleri mükemmel ama düşük donanımda göze batabiliyor.

Haritalar da grafik çeşitlilik açısından sınırlı ama gerçekçilik hedeflendiği için bu anlaşılır. Haritalar devasa, yüzlerce yapı ve çevresel detay barındırıyor. Senaryo editörüyle bu haritalar üzerinde özgürce oynanabiliyor. Broken Arrow oyununu yere göğe sığdıramadım ama kusurları da yok değil. Örneğin, Company of Heroes tarzı dinamik siper sistemi olsa güzel olurdu. El bombası gibi aktif yetenekler de hoş detaylar katardı ama bunlar yok ne yazık ki.

Yapay zekâya karşı tekli skirmish olmaması bence en büyük eksikliklerden biri. Yapay zeka zaten mevcutsa neden oynanamıyor? Ayrıca ,1’e 1 modun eksikliği de ayrı bir sinir bozucu. Bu yüzden iki arkadaş bulamazsanız oyun dışısınız. Bu noktalar oyuncu yorumlarında sıkça eleştiriliyor ama yine de anlık binlerce oyuncu var, dolayısıyla rakip bulmak sıkıntı olmaz.

Broken Arrow ne yazık ki mükemmel değil ama türünün yeni lideri konumunda. Zamanla çok oyunculu topluluk oluşursa uzun ömürlü olacak. Modern dönem savaşlarını sevenler için, detaylı kampanyası ve sınırsız özelleştirme sunan deste sistemiyle 2025 yılının en iyi strateji deneyimlerinden biri. Yukarıda bahsettiğim eksikler giderilirse, düşünmeden 9 puan verirdim.

Broken Arrow incelemesi
Broken Arrow
Olumlu
Eşsiz birim ve deste özelleştirmesi.
Gerçekçi modern savaş atmosferi.
Derin ve uzun tek oyunculu kampanya.
Taktiksel çeşitlilik ve zengin mekanikler.
Detaylı grafikler ve güçlü animasyonlar.
Olumsuz
Skirmish için yapay zekâ eksikliği.
1v1 gibi temel modlar yok.
Yüksek sistem gereksinimi.
Çok oyunculu modlarında savaşlardan sürekli ayrılıp, hiç ceza almayan oyuncular sayısız.
8

Etiketler: