Star Trek: Infinite, Star Trek serisinin çok ama çok uzaklaştırılmış bir görünümü. Bunu kelimenin tam anlamıyla söylüyorum. Oyunu oynarken neredeyse tüm zamanınızı tüm galaksiyi görerek geçirebilirsiniz. Star Trek Prodigy: Supernova, size markadaki çocukların kontrolünü verdikten ve Star Trek: Resurgence size uygun bir geminin iki belirli üyesi olarak oynamanıza izin verdikten sonra, Star Trek: Infinite size tüm bir medeniyetin kontrolünü veriyor.
Oyuna başladığınızda Birleşik Gezegenler Federasyonu, Klingon İmparatorluğu, Romulan Yıldız İmparatorluğu veya Cardassian Birliği olarak oyunu oynamayı seçebilirsiniz. Bu grupların her birinin kendi hükümet sistemi, gemi sınıfları ve görev ağaçları var. Hangi senaryoyu oynarsanız oynayın, 24. yüzyılın sonlarında, Yeni Nesil döneminden hemen önce oyuna başlayacaksınız.
Aslında, UFP seferinde Enterprise-D gemisini inşa etmek ve mürettebatını işe almak, üstleneceğiniz ilk hedeflerden bazıları ki bu, eminim ki seriye yakın olan oyuncular için ilgi çekici ufak deneyimler olacaktır. Serinin ismi haricinde, yzun zamandır 4X tipi oyunları düzensiz bir şekilde oynadım ve bu türe gerçekten hiç dalmamıştım. Büyük strateji deneyimimin çoğu, imparatorluğunuzu nasıl yöneteceğiniz ve genişleteceğiniz ve komşularınızla sıra tabanlı bir formatta nasıl etkileşimde bulunacağınız konusunda seçimler yaptığınız Sid Meier’s Civilization serisi gibi.
Star Trek: Infinite, gerçek zamanlı olarak oynanması dışında pek çok yönden bahsettiğim seriye benzer özellikler taşıyor. Medeniyetinizin belirsiz, her şeye gücü yeten efendisi olarak yeni gemilerin üretimini, yeni teknolojilerin araştırılmasını ve yeni güneş sistemlerinin keşfini yönetiyorsunuz. Tek tek gezegenlere yakınlaşarak tesislerini ve enerji kredileri, gıda ve döteryum gibi değiştirilebilir kaynakların yanı sıra birlik, nüfuz ve araştırma gibi daha belirsiz kaynakların üretimini yönetmenize olanak tanıyor. Bunlar da tür için çok yabancı elementler değil.
Star Trek: Infinite, biraz bunaltıyor
Filonuz gezegenleri araştırdıkça yeni koloniler kurma, etkileşime girebileceğiniz yeni türlerle tanışma ve araştırabileceğiniz gizemleri ortaya çıkarma fırsatları yakalayacaksınız. Keşif yaparken gemilere doğru komuta personelinin atanması, bu fırsatların her birini mümkün olduğunca verimli bir şekilde ele alabilmenizi sağlıyor. Yalnız, Star Trek: Infinite inanılmaz derecede bunaltıcı olabiliyor. Kavramsal olarak oyunun benden yapmamı istediği tüm yönetim yönlerini seviyorum ama pratikte takip etmesi çok fazla şey var.
Bir karara odaklanmak için herhangi bir noktada zamanı duraklatabiliyorsunuz ve bence oyun belirli şeyler için otomatik olarak duraklıyor. Ne yazık ki, ekranınızın ortasında ortaya çıkabilecek tüm olaylar için otomatik olarak duraklamıyor. Sürekli olarak antik bir eser bulduğuma dair bir uyarı alıyorum ve sonra araştırma puanları için mi, yoksa para için mi satacağımı anlamaya çalışırken, Betazoid liderinin hala oldukça havalı olduğumu düşündüğünü bildiren başka bir uyarı alıyorum.
Oyun, görevler tamamlandığında duyurular yapan bir yapay zeka asistanı ile oyuncuları alıştırma konusunda iyi bir iş çıkarıyor. Ayrıca ilk kez karşılaştığınızda oyunun her yönünü açıklamaya yardımcı oluyor. Bu sürekli el tutma olmadan oyun bence oynanamaz olurdu. Önemli olaylar meydana geldiğinde, bunlar oyun içi görev günlüğüne ekleniyor. Bu, yeni uygarlıklarla temas kurma, kayıp kolonicilerin izini sürme veya büyük bir saldırının enkaz alanını inceleme konusundaki ilerlemenizi takip etmenize yardımcı oluyor.
Görev günlüğü, oyunun anlatısı için bir tür güncel olaylar izleyicisi görevi görüyor ama asıl önemli olan şey görev ağacı. İlk başta bunu daha çok bir beceri ağacı gibi düşünmüştüm, belirli görevleri tamamlamak uygarlığımın istatistiklerini artırıyordu. Oyundaki amacımın ne olduğunu gerçekten anlamadan etrafta dolandıktan sonra, görev ağacının aslında oyunun olay örgüsünün gerçekleştiği yer olduğunu fark ettim. Bunu keşke daha önce keşfetseydim.
Kopuk bir oyun deneyimi
Biraz önce bahsettiğim ağaçtaki hedefleri tamamlamak, tüm galaksiyi ileriye götüren yeni hikaye olaylarının kilidini açan dallanan bir anlatı görevi görüyor. Galaksi haritasında yönetilecek o kadar çok küçük şey varken, Star Trek: Infinite oyununun asıl amacının Deep Space 9 içerisinde Federasyon kontrolünü sağlamak veya Section 31 bölgesini inşa etmek ya da Borg saldırısından kurtulmak gibi kilometre taşlarına ulaşmak için görev ağacındaki adımları kontrol etmek olduğunu gözden kaçırdım. Aman siz aynı hatayı yapmayın.
Star Trek: Infinite oyununu gerçekten sevmek istiyorum. Görev ağacının nasıl çalıştığını anladığımda, tüm oyun benim için odak noktası haline gelmeye başladı. Evet, yapabileceğiniz bir ton mikro yönetim var ama aynı zamanda hangi teknolojilerin araştırılacağı veya bir gezegende hangi binanın üretileceği gibi şeyleri otomatik olarak gerçekleşecek şekilde ayarlayabilirsiniz, böylece dikkatinizi ulaşmak istediğiniz daha büyük resim hikaye noktalarına verebilirsiniz.
O zaman bile, herhangi bir anda gerçekleşen şeylerin ham miktarı beni hala bunaltıyor. Oyunu .5x olarak çalıştırdığımda bile sürekli uyarılar üst üste geliyor gibi hissediyorum, bu da oyunun çoğunu gerçekte ne olduğunu anlamaya çalışmak için duraklatma düğmesine uzanarak geçirdiğim anlamına geliyor. 4X türünün ustalarının galaksiyi yönetmeyi kolay bulacağını umuyorum ama benim için o kadar çok şey oluyor ki herhangi bir şeye gerçekten eğlenceli veya gerçekten ilgi çekici bir şekilde bağlanabileceğimi hissetmiyorum. Galaksiye o uzaklaştırılmış bir açıdan bakmak kendimi kopuk hissetmeme neden oluyor ve kendimi deneyime veremiyorum.
Yapay zeka asistanım bile bazı şeyleri benden daha fazla önemsiyor. Bir noktada, yeni Federasyon başkanı için bir kampanya başlatıldığına dair önemli bir bilgi olduğunu varsaydığım bir bilgi istemi belirdi. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini, başkanın kim olduğunu ya da neden artık başkan olmadığını bilmiyordum. Bu sadece olan başka bir şeydi. Diğer tüm tonlarca şeyin arasındaki başka bir olay. Sonra yapay zekam devreye girdi ve, “Gerçek bir Federasyon kahramanını kaybettik.” dedi. Başkan öldü ve ben hiçbir şey hissetmedim. Oyun, bunun için bir şey yapmadı.